Doğal güzellikleri ile pek çok harika manzaraya şahit olduğumuz Türkiye’de tarihe ve kültüre dayalı miraslar da oldukça sık karşımıza çıkıyor. Her bir köşesinde harikulade eserler görebileceğimiz bu güzel ülkede, tarihte bıraktıkları izler kadar yaşadıkları coğrafyada da izler bırakan medeniyetlerin kalıntılarının sergilendiği alanlar var. İşte bu eserlerin açık havada sergilendiği yerler, açık hava müzesi olarak isimlendiriliyor. Açık hava müzesi kavramı ilk defa İskandinavya’da 19. asrın son dönemlerinde çıkmış olsa da, daha sonrasında dünyaya yayıldığı görülüyor. Sizler de Türkiye’nin her bir noktasında karşınıza çıkabilecek bu müzelerde kültür turu yapabilirsiniz. Peki açık hava müzesi nedir? Açık hava müzeleri nelerdir? İşte bu yazıda açık hava müzelerine dair tüm detaylar sizlerle.

Açık Hava Müzesi
Eserlerin açık havada sergilendiği yerlerin açık hava müzesi olduklarını yukarıda belirtmiştik. Burada önemli olan açık havanın doğal koşullarından etkilenmeyecek olan eserlerin sergilenmesidir aslında. Bir yerde etnografik eserler görüyorsanız ve bu eserlerin sergilendiği yerin üstü açıksa, işte karşınızda açık hava müzesi var demektir.
Bazıları açık hava müzeleri ile doğal anıtları karıştırılabiliyor. Doğal anıtlar dediğimizde aklımıza gelmesi gereken bir coğrafya içerisinde değerli olarak görülen ağaç, orman, kaya, kaynak gibi doğal varlıkların varlığıdır. Bu tür doğal anıtlarda hiçbir şekilde insan elinin müdahalesi yoktur. Doğal anıtların oluşumu için doğa içerisinde belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Bu süre sonunda da yeryüzü şekilleri meydana gelir. Açık havada yer alan müzelerde ise durum tam tersidir. Ortak özellikleri açık havada olmak olsa bile, açık hava müzelerinde tamamıyla insanın müdahalesi ve emeği vardır. İnsanların uğraşları sonucunda ortaya çıkan kültür ve tarih değeri taşıyan eserlerin sergilendiği yerdir. Bu noktada doğal anıtlar ve açık hava müzeleri birbirinden ayrılır. Hem tertemiz havasıyla hem de tarihi ve kültürel değerleriyle görülmesi gereken açık hava müzeleri, gezi listenizde mutlaka yer almalıdır.
Açık hava müzelerinde kültür ve tarih yolculuğuna çıkabilir, aynı zamanda bu müzelerin muhteşem manzaralarının keyfini çıkarabilirsiniz. Peki Türkiye’de yer alan açık hava müzeleri nelerdir? Gelin birlikte sıralayalım.
İzmir – Efes Antik Kenti
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da bilinen Efes Antik Kenti, hem antik kent hem de açık hava müzesi olma özelliği taşıyan müzelerden biridir. Tarihi MÖ 6000’lere kadar giden Efes Antik Kenti, İzmir’de yer alan Selçuk ilçesi içerisinde yer alır. Pek çok medeniyete kucağını açmış bu kentin, rivayete göre Amazon kadınları olarak bilinen savaşçı kadınlar tarafından kurulduğu dile getirilir.
Roma’nın imparatoru olan Augustus ile birlikte Antik Kent, yükselmeye başlamış. Roma İmparatorluğu döneminde ticaretin merkezi olan bu kentin zamanla önemi artmış ve şehrin de zenginleştiği görülmüş. Yine Ege Bölgesinin meşhur felsefe okulları içerisinden bir tanesinin bu bölgede kurulduğu biliniyor. Kısacası Efes, kendi dönemi içerisinde kültürün ve ticaretin en önemli merkezlerinden biri olmuş. Bunların yanında şehrin Doğu ile Batı arasında yer alması nedeniyle geliştiği biliniyor. Ancak Gotların 3. asırda şehre saldırması ve sonrasında 270 tarihinde gerçekleşen deprem sonucunda şehir alt üst olmuş.
UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisine 2015 tarihinde giren Efes Antik Kenti, 1600 hektarlık alanda kurulmuş çok büyük bir antik kent olma özelliğini taşıyor. Türkiye için de tarih ve kültür noktasında önemli değerler arasında yer alıyor.
Çorum: Hattuşaş Antik Kenti
Ve karşınızda Anadolu’nun ilk başkenti olan Hattuşaş. Çorum’da Boğazkale mevkiinde yer alan Hattuşaş, tarihten de bildiğimiz üzere Hititlerin kalesi olarak kullanılmış. Tabi o dönemlerin de en büyük ve kıymetli merkezi olma özelliğine sahip. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 1986’da giren bu tarihi yer, Hitit, Asurlar, Romalılar, Bizans, Frigler, Osmanlı Devleti gibi pek çok medeniyete de kucak açmış.
Hattuşaş Antik Kenti, tapınakların ve kutsal alanların bulunduğu Yukarı Şehir; bölge halkının yaşadığı alanlar ve Büyük Tapınak bölümünün bulunduğu Aşağı Şehir olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Hem mimari hem de sanatsal açıdan oldukça ileride olan bu antik kent, oldukça geniş bir alanda yer alıyor. Anadolu’daki gezilmesi ve görülmesi gereken yerler arasında bulunan bu açık hava müzesi, dünyada yer alan medeniyetler için de ayrı bir önem taşıyor. Bölgedeki kazılar sonucunda pek çok medeniyete ait eserlerin çıkarıldığı bu antik kent, önemini ve değerini korumaya devam ediyor.

Pamukkale: Hierapolis Antik Kenti
Pamukkale’nin etrafına yayılmış olan Hierapolis Antik Kenti’nin tarihi MÖ 2. asra kadar dayanıyor. Bergama’nın kralı olan Lysimachos, eşi Hiera adına kurduğu ve tarihte de “Kutsal kent” olarak anılan bu antik kent, Türkiye’de kesinlikle görülmesi gezilmesi gereken yerlerden biri. Antik kent içerisinde pek çok tapınağın bulunması ve dini alanların yer alması nedeniyle “Kutsal kent” olarak bilinen bu kent, Hıristiyanlık için de önemli yerlerden biri olma özelliğini taşıyor. Çünkü Hz. İsa’nın havarisi olan St. Philips’in bu antik kentte öldürüldüğü düşünülüyor. Şifalı sularıyla bilinen Pamukkale travertenleri ile birlikte bulunan bu açık hava müzesi, muhteşem güzelliklere tanıklık edebileceğiniz yerlerden biri.
Antalya: Perge Antik Kenti
Mermerlerle kaplı olan bu muhteşem antik kent, Antalya’da Aksu mevkii içerisinde bulunuyor. Mimari noktada da görenlerini kendisine hayran bırakan kent, Türkiye’de Romalılara ait en düzenli kentlerden biri olma özelliğini taşıyor. Mimarisinin yanında mermer heykeller de Perge Antik Kenti içerisinde oldukça ünlü. Geniş bir alanda bulunan bu kent, Helenistik dönemin kıymetli merkezleri içerisinde yerini alıyor. Bu dönemin izlerini günümüze taşıyan kent, Akdeniz Bölgesinin de tarihi ve kültürel değerleri arasında yerini koruyor.
Kentin en dikkat çekici noktalarından biri de Perge Antik Kenti’nin arka kısmındaki tepede bulunan 12 bin kişinin sığabileceği tiyatrosu. Gladyatör oyunları da düzenlenen bu tiyatro, şehri gezenlerin de dikkatlerini üzerinde topluyor. Ayrıca kentte sur, nekropol, hamam, çeşme gibi kalıntılar da göze çarpıyor. Keza kentte yapılan kazılar da hala devam ediyor.
Kapadokya: Göreme Açık Hava Müzesi
Bir yaşamın kayalara kazınmasıyla sürdüğünü düşünün. Muhteşem görüntüsüyle Göreme Açık Hava Müzesi, Anadolu topraklarında Hıristiyanlığın da önemli noktalarından olan Kapadokya’da yer alıyor. MS 4. asırdan 13. asra kadar dinin merkezi olarak kullanılan bu bölge, kayaların oyulmasıyla oluşturulan manastır ve kiliselerle karşımıza çıkıyor.

Antalya: Olimpos Antik Kenti
Antalya sınırları içerisinde yer alan Olimpos Antik Kenti, tarih ve kültür açısından oldukça değerli yerlerden biri. Likya Birliği’nin oluştuğu şehirlerden biri olan Olimpos’ta mavi ve yeşilin tonları arasında tarihi bir tur yapabilirsiniz.
Türkiye’de açık hava müzeleri içerisinde sıralayabileceğimiz daha pek çok yer var. Bu eserlerin bir kısmı da UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisinde yer alıyor. Sizler de birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu güzel ülkede açık hava müzelerini gezebilir, insan eliyle ortaya konulmuş bu önemli eserleri görebilir, tarihi ve kültürel bir tur yapabilirsiniz. Doğanın kalbinde geçmişin kalıntıları sizlere sunan açık hava müzeleri, gezi listelerinde olması gereken yerler arasında bulunuyor.