Kıbrıs, Türkiye’nin güneyinde Doğu Akdeniz’de yer alan ve Akdeniz’in en büyük üçüncü adası olan bir coğrafyadır. Kıbrıs’ın topraklarının üçte ikisi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kontrolü altında bulunmaktadır ve bu ülke adanın tümünü temsil eden bir devlet olarak uluslararası alanda kabul edilmektedir. Kıbrıs’a seyahat etmek için pasaport gerekli değildir; nüfus cüzdanınızın yanınızda bulunması yeterlidir. Ancak giriş ve çıkışta doldurmanız gereken bir form bulunmaktadır; bu formu saklamalı ve seyahat süresince yanınızda taşımalısınız.
Kıbrıs’tan çıkarken, aynı formu pasaport kontrol görevlisine teslim ediyorsunuz. İngiliz kültürünün etkisinde uzun bir süre bulunan Kıbrıs’ta trafik sol taraftan akar. Para birimi olarak Euro ve Sterlin kullanılabilmektedir. Ayrıca, Kıbrıs’ta elektrik prizleri özellikle eski binalarda 3 pinli adaptörlere ihtiyaç duyabilir.

Girne
Girne Kalesi, Ortaçağ’dan günümüze kadar varlığını sürdüren ve Akdeniz kıyılarını süsleyen etkileyici kalelerden biridir. Girne’nin kuzeydoğusunda bulunan bu kale, limana hâkim bir konumda yer almaktadır. Kale, inşa tarihi kesin olarak bilinmese de MÖ 2. ve 3. yüzyıllara ait olduğu düşünülmektedir.
Girne Yat Limanı, Venedik zamanlarına ait eski yapıları, tavernaları ve restoranları ile Kıbrıs’ın en gözde yerlerinden biri olma özelliğine sahiptir. Renkli balıkçı teknelerinin bulunduğu marinada dolaşırken, aynı zamanda Girne Kalesi gibi şehrin ünlü yapılarını da görebilirsiniz. Kıbrıs’a özgü yerel yemeklerin ve dünya mutfağının lezzetlerinin bulunduğu liman bölgesi, adanın eğlence merkezlerinden biridir.
Bufavento Kalesi, St. Hilarion ve Kantara Kaleleri ile beraber adayı Arap akıncılara karşı muhafaza etmek amacıyla yapılmış üç gözetleme kulesinden biri. Merdivenlerle ulaşılabilen ve tepesine çıktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşacağınız bu kale, yapım tarihi tam olarak bilinmese de St. Hilarion ve Kantara gibi diğer işaret kuleleri gibi Bizans döneminde inşa edildiği düşünülmektedir.
Mavi Köşk, bir diğer adı ile “Kaçakçının Köşkü”, Kıbrıs’ın en meşhur yapılarından biri. Paulo Paolides tarafından 1957 senesinde inşa ettirilen bu köşk, iki kata ve on altı bölüme sahip. Modern mimari teknikleriyle yapılmış olan bu köşk, 20. yüzyılın güzelliklerini gözler önüne sererken aynı zamanda doğu ve batı mimarisi ile Türk, Rum, İtalyan ve Akdeniz bölgesinin mimari özelliklerini de yansıtmaktadır.

Beylerbeyi, Girne merkezinin ortalama 4-5 km doğusunda bulunan sakin bir köydür. Beylerbeyi Köyü, geçmişteki ismiyle Bellapais, limon ve nar ağaçları ortasında bulunan minik bir Akdeniz köyüdür. Nüfusu bin kişiden fazla olmayan köy, muhteşem manzarası ve sakin atmosferiyle ilgi odağıdır. Beylerbeyi’nde bulunan Bellapais Manastırı ise bir kayalık üzerine kurulmuş önemli bir yapıdır.
Bellapais Manastırı, Fransızca “Abbaye de la Paix”den türetilen “Barış Manastırı” anlamına gelir ve Yakın Doğu’da görülmesi gereken önemli eserlerden biridir. Manastırın inşası 1158-1205 yılları arasında gerçekleşmiştir. Deniz sahilini tamamen görebilen ve benzersiz bir dağ manzarasına sahip olan bu Latin manastırı, tarihsel olarak burada kalanların beyaz giysiler giymelerinden dolayı “Beyaz Manastır” olarak da adlandırılmıştır.
St. Hilarion Kalesi, meşhur Disney Şatosu’nun dizaynında ilham alındığı rivayet edilen bir kaledir. Kıbrıs’ın en yüksek tepesinde konumlanan bu kale, Girne’den bakıldığında neredeyse ulaşılamayacak bir noktada bulunur gibi görünür. Yapı bugünkü adını, Kudüs’ün Araplar tarafından ele geçirilmesinden sonra Kıbrıs’a göç eden ve burada ibadetle geçen bir azizden alır. Kale, ikiz bir burun üzerine inşa edilmiştir.
Batık Gemi Müzesi, Girne Kalesi’nde bulunmaktadır. Bu batık, günümüze kadar ele geçen en eski gemi batıklarından biri olarak bilinir. MÖ 3. yüzyılda Akdeniz’de Helenistik krallıklara ait bir dönemde sefere çıkmış ve Girne açıklarında bir fırtınaya yakalanarak battığı düşünülen bir teknedir. 1969 senesinde Pennsylvania Üniversitesi görevlileri tarafından şimdiki yerine taşınmıştır. Geminin gövdesi Halep çamından yapılmış olup 15 metre uzunluğundadır. Geminin bir ticaret gemisi olduğu düşünülmektedir.

Lefkoşa
Barbarlık Müzesi, Binbaşı Dr. Nihat İlhan’ın ailesinin acımasızca 1963 yılı Noeli’nde Rumlar tarafından şehit edildiği evde bulunmaktadır. Binbaşının alaydaki görevi sırasında ailesi, korunmak için sığındıkları banyoda Rumlar tarafından katledildi. Bu ev, yaşanan bu olaylar nedeniyle Kanlı Noel olarak tarihe geçen bir dönemi simgeliyor. Ev, duvarlardaki kurşun izleri gibi pek çok detayıyla birlikte olduğu gibi korunarak müzeye dönüştürülmüş ve Türklerin zorla göç etmeye zorlandığı deneyimlerini anlatıyor.
Selimiye Camii, 1209-1326 arasında Lüzinyan zamanında yapılmış ve Kıbrıs’ın geçmişine ışık tutan kıymetli bir yapıdır. İlk etapta St. Sophia Katedrali olarak kullanılan bu yapı, Osmanlı’nın adayı ele geçirmesinin ardından camiye dönüştürülmüş ve Selimiye Camii adıyla anılmaya başlanmıştır.
Haydar Paşa Camii, 14. yy.’da Lüzinyanların gotik tarzda inşa ettiği bir kilisedir. 1571 senesinde Osmanlıların Kıbrıs’ı fethetmesinden sonra buraya minare ve minber eklenerek camiye çevrilmiş ve adı Haydar Paşa Camii olarak değiştirilmiştir. Lefkoşa’da bulunan bu camii, sanatsal değerleri bakımından St. Sophia Katedrali (Selimiye Camii) ile birlikte Kıbrıs’taki en önemli yapılar arasında yer almaktadır.
Bedesten, 14. yy.’da Gotik tarzda yapılan bu kilise, Venedik hakimiyeti döneminde St. Nicholas Kilisesi olarak kullanılmış ve Ortodokslar tarafından metropolit binası olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ismi Bedesten olarak değiştirilmiş. Yapı içerisinde, Ömeriye Camii’nden getirilen Orta Çağ’a ait mezar taşları ile Osmanlı dönemine ait ahşap bir tavan sergilenen bir oda bulunmaktadır.
Büyük Han, 1572’de adanın ilk Osmanlı Valisi olan Muzaffer Paşa tarafından yaptırılan 2 katlı bir motel olarak hizmet vermektedir. 68 dikdörtgen şeklinde benzer odadan oluşan bu yapıda ortada küçük bir cami bulunmaktadır. Büyük Han, Anadolu’da bulunan Osmanlı dönemi çarşı içi iş merkezleri yapısına benzeyen bir yapıdır.
Gazimağusa
Lala Mustafa Paşa Camii, Lüzinyanlar zamanında 1298-1312 arasında yapılmış olan bu yapı, St. Nicholas adıyla bilinirdi. 1571’de ise camiye dönüştürülerek Lala Mustafa Paşa Camii olarak anılmaya başlandı.
Othello Kulesi, 14. yüzyılda Lüzinyanlar tarafından Gazimağusa Limanı’nı savunmak amacıyla inşa edilen bir kuledir. 1492 senesinde Venedikliler tarafından bir topçu tabyasına çevrilen bu kalede Osmanlı ve İspanyol yapımı demir ve taş gülleler ile toplar yer alıyor.

Lefke
Soli Antik Kenti, Lefke’de verimli topraklar üzerine kurulmuş, bakır yatakları ve limanıyla önemli bir konuma sahip olan antik bir kenttir. Soli, koruma altına alınmış ve milattan önce kurulan dokuz Kıbrıs krallığından biri olarak kabul edilir. Tarihi M.Ö. 700’lü yıllara dek uzanan Soli, en ışıltılı zamanını Roma İmparatorluğu döneminde görmüştür. Kazılar sonrasında Helenistik zamana ait altın ve gümüş takılar, M.Ö. 1. yy.’a ait Afrodit Heykeli gibi kıymetli eserlerle M.Ö. 2. yy.’a ait Amazonlarla savaşı betimleyen kabartmalar bulunmuştur.
Soli Bazilikası, yaklaşık iki yüz metre uzunluğunda olan bazilika, Hristiyanlık geleneğine göre Soli’nin Aziz Mark tarafından vaftiz edildiği yer olarak kabul edilir.
Soli Tiyatrosu, Roma döneminde önceki Yunan tiyatrosunun yerine inşa edilmiştir. MS 2. ve 3. yüzyıllara tarihlenen tiyatro, dört bin kişilik kapasiteye sahip olup yarım daire şeklinde oturma sıralarına sahiptir. Mermer sahnesi heykellerle süslenmiş olan antik tiyatronun batısında, İsis ve Afrodit’e adanmış bir tapınağın izleri bulunur.