Alacahöyük müzesi ve antik kenti Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yerel müzesi olma özelliğindedir. Bu müze, Çorum’un Alaca ilçesi, Alacahöyük beldesinde bulunuyor. Çorum’a 45 km mesafede bulunan Alacahöyük antik kenti, Anadolu’nun en eski höyüklerindendir. Dört farklı zamana ait, dört farklı kültürün kalıntıları bulunan Alacahöyük, on dört yerleşim katından oluşuyor. Bu özelliği ile benzerlerinden ayrılan höyük, 310 metre genişliğinde ve ova seviyesinden 16 metre yüksekliktedir. Alacahöyük Müzesi gezilecek yerler listesi arıyorsanız, yazımız sizin için rehber olabilir. Anadolu Türk tarihine ışık tutan Alacahöyük Müzesi hakkında merak edebileceğiniz her konuyu yazımızda bulabilirsiniz. Bölgeyi gezerken size rehberlik edecek bilgilere ulaşmak için yazımızı okumaya devam etmelisiniz.

Alacahöyük’ün Keşif Kazılarının Tarihçesi
Esas adı İmat Höyük olan Alacahöyük antik kenti, ilk olarak 1835 yılında keşfedilmiş. Farklı zamanlarda birçok gezgin ve araştırmacı tarafından ziyaret edilen bölgede ilk kazılar Osmanlı zamanında yapılmış. Osmanlı arkeolog Theodor Makridi Bey tarafından 1907 yılında sfenksli kapı önünde 15 günlük kazı yapılmış. İlk sistemli kazı çalışması 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile başlamış.
Türk tarihine ayrı önem veren Atatürk, ilk kazı maliyetini kendi cebinden karşılamış. Türk Tarih Kurumunu kurduktan sonra dönemin arkeologları olan Hamit Zübeyir Koşay ve Remzi Oluş Arık’ı görevlendirmiş. Böylece Alacahöyük kazısı, Türkiye Cumhuriyeti dönemindeki ilk milli kazısı olarak tarihe geçmiş. 1940 yılında ziyarete açılan müze, 1982 yılında Ören yeri içerisindeki yeni binasına taşınmış.
Bu höyükte başta Hititler olmak üzere çok sayıda farklı zamanlara ve medeniyetlere ait kalıntı ve tarihi eserler bulunmuş. Bölgeden çıkarılan tarihi eserler, Alacahöyük Müzesi ve Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergileniyor. Alacahöyük’ün Anadolu tarihini aydınlatmada ve müzeciliğe katkısı çok büyüktür. Bölgedeki kazılar halen Ankara Üniversitesi arkeologları tarafından devam ettiriliyor.
Alacahöyük Yerleşim Katmanları
Fiziki olarak İç Anadolu bölgesinde yer alan Alacahöyük, Hattuşa ve Yazılıkaya’ya 35 km mesafede bulunuyor. Anadolu tarihi için büyük öneme sahip bölge, Boğazköy- Alacahöyük Milli Parkı içinde yer alıyor.
Alacahöyük’ü tam olarak anlamak için höyük nedir sorusunu cevaplamak gerekiyor. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin, aynı yerde üst üste gelmesi ile oluşan höyük, yayvan toprak tepe görünümündedir. Doğal afet, sürekli saldırı alma gibi nedenlerle yıkılan veya terk edilen yerleşkelerin üzerinde zaman içinde yeniden yapılaşma oluşabilir. Aynı alanda farklı zaman aralıklarında yeniden yapılanma, tarihsel kalıntı tabakaları şeklinde toprak altında kalır. Günümüz baz alındığında bu katmanlaşmanın en yakın tarihlisi en üstte yer alır. Çalışmalar Alacahöyük’ün tarihsel süreci içinde 14 yerleşim veya yapı katına sahip olduğunu gösteriyor.
Dört kültür katı olan Alacahöyük’te yerleşim, en eski uygarlık çağı olan Kalkolitik çağda başlamış. M.Ö 5000 yılında kurulan köy üzerine zamanla 14 yapı evresi daha oluşmuş. Yapı malzemesi olarak genelde kerpiç kullanılması, evrelerde deprem, savaş gibi olaylar sonucunda yerleşkenin tamamen yıkılmasını sağlamış. Bu da bir sonraki yerleşimin kolaylıkla oluşmasına neden olmuş. Bölgenin doğu-batı yönünde önemli yol güzergahında olması sürekli yerleşim almasına neden olmuş.
Kültürel Dizilimi Yeniden Eskiye Doğru Giden Alacahöyük Uygarlık Katları
- 1. kültür katında Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait yapı malzemeleri bulunmuş. Geç Frig dönemi olan M.Ö 650 yıllarında höyüğün tüm alanında yerleşim sağlanmış. Bu kültür katına ait eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergileniyor.
- 2. Kültür katında (M.Ö. 1800- 2000) Hitit imparatorluk dönemine ait kent kalıntıları bulunmuş. Tapınak, su kanalları, şehir surları bu döneme ait yapılar arasında yer alıyor. Sfenksli kapı, Poternli tüneli (gizli kapı) bu çağa ait kalıntılar arasında yer alıyor. Burada yer alan Hitit kentinin Güneş Tanrıçası olan Arinna’nın adın taşıdığı düşünülüyor.
- 3. Kültür katında (M.Ö. 3000- 2000) erken tunç çağına ait kral ve kraliçe mezarları bulunuyor.
- 4. Kültür katı Geç Kalkolitik döneminde toprak üzerine yapılan ilk yerleşim kalıntılarından oluşuyor.
Alacahöyük Kral Mezarları
Alacahöyük’te yer alan kral mezarlarının Hatti ülkesine ait olduğu düşünülüyor. O dönemin Mezopotamya’sında Akad devleti kralı Sargon, Anadolu’ya seferler düzenlemiş. Bu seferler hakkında yazdırdığı metinlerde Anadolu’nun kuzeyinden bahsederken Hatti ülkesi olarak anlatmış. Bu metinlerden anlaşıldığı üzere Hatti ülkesinde zengin yönetici ve tüccar sınıfı bulunuyor.
3. kültür katmanında yer alan ve Erken Tunç çağı özelliklerini taşıyan kral mezarları bu tezi doğrulayacak zenginlikler içeriyor. Alacahöyük’teki kral mezarlarında bulunan ölü hediyelerinde altın ve gümüş madeni yoğun olarak kullanılmış. Erken tunç çağının özelliklerini taşıyan silahlar, dini semboller, mücevherler yine kral mezarlarındaki buluntular arasında yer alıyor. Alacahöyük’teki kral mezarlarında “Hitit güneşi” olarak bilinen güneş kurslarının en güzel örneklerine rastlanır. Hitit sembolü olarak bilinen Güneş Kursu aslında Anadolu’nun en eski uygarlığı olan Hatti’lere aittir. Hatti kralları öldüklerinde güneş kursu ve benzeri birkaç sembolle birlikte gömülürmüş.
Alacahöyük’teki kral mezarları dikdörtgen şeklinde, tabanı kerpiçten, etrafı irili ufaklı taşlarla çevrili şekildedir. Ölüler mezarın ortasına veya kuzeybatı kenarına sağ yanlarına yatık cenin şeklinde yerleştiriliyor. 13 adet olduğu tespit edilen mezarların çevresinde çeşitli boğa ve geyik heykelleri de bulunmuş. Alacahöyük ziyaretinizde mezarların aslına uygun rekonstrüksiyonlarını görebilirsiniz. Şeffaf pleksiglas koruyucu örtü ile kaplanan mezarların içindekiler replika olup, orijinalleri Ankara’daki müzededir.
Alacahöyük Hitit Çağı Kalıntıları
Hititlerin Arinna Kenti’nin olduğu düşünülen Alacahöyük ören yerinde on metre genişliğinde sfenksli kapı bulunuyor. Andezit bloklar üzerinde yapılmış sfenksler şehrin en önemli yapıları arasında yer alıyor. Rampalı girişin iki yanında şehrin dışına bakan, kadın başlı aslan ayaklı sfenksleri höyüğün güney kısmında görebilirsiniz. Sfenksli kapıya bağlı kulelerde Fırtına Tanrısı için yapılan bir kült törenini anlatan iki sıra kabartmalar bulunuyor.
Sfenksli kapıdan geçtikten sonra mabet- saray binasının taş döşeli üstü açık avlusu ve avlunun iki yanındaki büyük odalara geçiliyor. Höyüğün kuzeydoğusunda yer alan kalıntılar beş odalı kutsal alandır. Bu döneme ait mabet- sarayın çift aslan protomlu bir kapısı daha bulunmuş. Ayrıca höyüğün batısından dönerek uzanan “Poternli Kapı”da (gizli geçit) Alacahöyük’ün en önemli mimari kalıntılarındandır. İki burçlu Poternli kapının temelleri iri bloklar halinde kalker taşlardan yapılmış. İki metre yükseklikteki kapının tabanı geniş ve yassı taşlarla döşenmiş. Bu yapı katında höyüğü saran ihata duvarı ve mabet olduğu düşünülen yapı 2013 yılında açığa çıkarılmış.
Hitit kültür katında höyüğün batısında üç adet büyük dikdörtgen planlı tahıl depoları 2001-2004 yılları arasında açığa çıkarılmış. Burasının Assur Ticaret Kolonileri Çağında maden atölyesi olarak kullanıldığı düşünülüyor. Burada madenciliğe işaret eden külcü, cüruf kalıntıları, potalar, üfleç parçaları, kalıp, taş aletler, kemik çekiçler bulunmuş.
Höyükte dört adet yuvarlak silo tahıl deposu bulunuyor. Siloların tabanında ve yüzeyinde kenevir otu olduğu düşünülen organik malzeme serilmiş. Silolardaki tahılın bozulmasını önlemek için depoların üzeri ağaç hatıllarla örtüldükten sonra, hatılların üstü de kalın bir toprak tabakası kapatılarak ürün saklanmış.
Alacahöyük’te Hitit dönemine ait baraj dünyanın en eski ve faal barajıdır. Tabletlere göre M.Ö 1200’lü yıllarda Anadolu’da büyük bir kuraklık olmuş. Kral ülkesini kıtlıktan korumak için Mısır’dan buğday getirtir. Ekinlerin sulanması ve suların birikmesi için birçok baraj yapılmasını emreder. Bu barajlardan günümüze gelen tek barajı Kral IV. Tudhaliye tarafından, MÖ.1240 yılında yaptırılmış.

Alacahöyük Müzesi
Alacahöyük’te çıkarılan buluntu ve eserler ören alanının hemen arkasında yer alan müzede sergileniyor. İlk yerel müze olan Alacahöyük Müzesi 1940 yılında açılmış. Girişinde “Atatürk Salonu” bulunan müzenin diğer salonlarına bölgede kazı yapan araştırmacıların isimleri verilmiş. İki katlı müzede Hitit dönemine ait pek çok objeyi görebilirsiniz. Müze, Pazartesi günü dışında haftanın her günü açıktır. Burayı 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Alacahöyük Müzesine giriş ücretli olup, müze kartı sahipleri ücretsiz bir şekilde gezebilir.
Alacahöyük Müzesine Nasıl Gidilir?
Çorum şehir merkezine 45 km, Sungurlu İlçesine 26 km, Alaca ilçesine 17 km uzaklıkta olan Alacahöyük müzesine özel aracınızla tabelaları takip ederek ulaşabilirsiniz. Çorum il merkezinden servislerle de Alacahöyük müzesine gidebilirsiniz. Ankara’nın 160 km doğusunda yer alan ören yerine