Korunaklı ve heybetli bir kalenin efsanesi, yıllardan bu yana anlatılanlarla beraber gelmiştir. Yüzyıllar öncesinde Anavarza kralının dillere destan ve güzeller güzeli bir kızı dünyaya gelmiştir. Aradan yıllar geçmiş ve bu güzel kız büyümüştür. Yıllar geçtikçe büyüyüp serpildikten sonra bu güzel kız prenses olmuştur. Sis krallığının prensine körkütük aşık olan bu kızın hikayesi mutlu bir aşk masalı ile bitmemiştir. Her ne kadar Anavarza kralının güzeller güzeli prensesi olan kızı, Sis prensine aşık olsa bile, Misis prensinin gönlü de bu güzel kızda kalmış. Söylenen bu aşk üçgeni, Anavarza şehrinin bir süre sonra huzurunu kaçırmıştır. Günlerden bir gün Misis kralı ve Sis kralı evlatlarına Anavarza prensesini istemek için, Anavarza kralını ziyaret etmişler. Her iki kral da, Anavarza kralını zor durumda bırakacak teklifler sunmuştur. Anavarza kralı sunulan teklifleri düşündükten sonra kararsız kalmıştır. Sonrasında düşünmüş taşınmış ve kim Anavarzaya su yolu getirirse benim güzeller güzeli prenses kızımı onunla evlendireceğim sözünü vermiştir. Bu sözü duyan Sis ve Misis krallarının prens oğulları, güzel prenses için bütün günler ve hatta geceler boyunca çalışmalar sürdürmüştür.

Günlerce içten içe güzeller güzeli prenses, aşık olduğu Sis prensinin kazanmasını ve onunla evlenmeyi istiyormuş. Fakat durum güzeller güzeli prensesin istediği gibi olmamış. Misis prensi, günler sonra Anavarza şehrine Sis prens senden daha önce su yolu getirince, Anavarza kralından güzeller güzeli prenses kızını istemiştir. Bu duruma dayanamayan prenses ise Anavarza Kalesine çıkarak, kayalardan atlamış ve canına kıymıştır. Bu hikaye bir efsaneye dönüşen aşk üçgeni olmuş ve yüzyıllar boyunca Adana’da kulaktan kulağa anlatılmıştır. Adana şehrinde anlatılan bu hikaye tamamen Şahmaran ile bağlantılıdır. Adana’da bulunan ve halk arasında konuşulan Misis yılanla, Ceyhan yelle, Adana selle yok olacak bir söylentisi bulunur. Adana Ceyhan arasında bulunan yılan kalenin namı ve hatta Şahmaran Kalesi, efsanesine göre Yılan Kalesinde birçok yılan yaşamını sürdürmüş. Bu kalede yılanlar süt ile beslenirmiş. Günün birinde ise sütsüz kalacağını zanneden yılanlar kaleden çıkarak, Misis yoluna inmiş ve herkesi sokacaklarına inandırmıştır.
Söylentilerde diğeri ise çevrede yaşayan beylerden bir tanesi çaresi olmayan bir derde tutulmuştur. Şifacılar tarafından yapılan ilaçların hiçbiri beye fayda vermemiştir. Günün birinde ise bir şifacı çıkarak, beyi iyi edecek şifanın yılanların padişahı olan Şahmaran’ın gözlerinde olduğunu söylemiştir. Herkes Şahmaran’ı aramış fakat kimse bulamamıştır. Bir gün yılanlar padişaha insan oğullarından bir tanesini büyük bir iyilik yapmış ve onu yılanların öldürmesinden kurtarmıştır. Böylelikle insanoğlu artık Şahmaran’ın yaşadığı yeri biliyor ve Şahmaranı tanıyormuş. Günlerden bir gün bu kişi beyin vereceği ödülü kazanmak amacıyla Şahmaran’ı yakalamaya karar vermiştir. Şahmaran çok güzel bir kıza aşık olmuş ve kızın gitti hamamın tepesine çıkmıştır. Tam kızı görecekken oradan kayarak hamamın ortasına düşmüştür. Şahmaran’ı takip eden ve onu tanıyan insanoğlu Şahmaran’ı düştüğü hamamda öldürerek gözlerini çıkartmıştır. Şahmaran’ın gözlerini yiyen bey iyi olmuş ve şifa bulmuştur. Şahmaran insanoğluna inanarak yaptığı iyilik ile büyük acılar çekmiştir.

Anavarza Kalesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Anavarza kalesinin tarihi 11. yüzyıla kadar uzanır ve ortaçağa kadar dört kapılı kalenin sadece bir kısmı günümüze kadar ulaşmayı başarmış ve önceki yıllarda Anazarbus isimleri ile bilinen bu kale, eski Farsçada Na Barza olarak adlandırılmıştır. 2014 yılında UNESCO dünya geçici miras listesinde bulunan Anavarza kalesi, günümüzde ilerleyen yıllarda gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda kalıcı olarak UNESCO miras listesine girmiştir. 11. yüzyılda Kilikyalılar tarafından yapılan Anavarza kalesinin yüksekliği 10 metredir. Kalenin içinde kilise, mezar ve anıt gibi birçok ize rastlanmaktadır. Kilikyalılardan sonra Bizanslılara geçmiş olan bu kalenin ardından ise Ermeniler, Abbasilere ve son olarak Osmanlı dönemi tarafından yönetilmiştir.
Anavarza kalesinin içinde yapılan kazılar sonucunda, birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Anavarza kalesini diğer bütün kalelerden ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi ise kalenin eteklerinde Anavarza antik kentinin yer almasıdır. Kalenin inşa edildiği dönemde yaşayan halk, sanat ve spora önem vermiştir. Yapılan kazı çalışmaları sonucunda stadyum ve tiyatro kalıntıları o döneme aittir. Anavarza kalesine çok dikkat çeken detaylarından bir tanesi ise mozaik desene sahip olan tabanlı havuzlardır. İnce el işçiliğini 11. yüzyılda kalması herkesi şaşırtır. Kalenin batı kapısında bulunan Arapça kitabesi, Abbasiler dönemine aittir. Antik kentin içerisi 32 metre uzunluğu ise 700 metredir.
Anavarza Kalesi’nin Tarihi
Anavarza Antik Kenti, geçmiş yıllarda Roma İmparatorluğu’na kadar uzanmış bir tarihi ile bilinen Kilikya’nın en önemli kent merkezleri arasındadır. Çok büyük bir kent merkezi olan Tarsus ile Kilikya liderliği için mücadele eden Anavarza, genellikle üçüncü yüzyılda Anadolu’nun en önemli metropolleri arasına girerek, önemli bir yer haline gelmiştir. Roma İmparatorluğu’nun mücadelesinde Severus’un tarafını tutan halk, onun İmparatorluğu’nun tek başına hakim olmasından sonra tarihi açısından en parlak dönemini yaşamaya başlamıştır. 525 ve 561 yıllarında iki defa deprem geçiren bu yer, sonrasında ise veba hastalığı sonucunda oldukça zayıflamıştır. Abbasiler, Ermeniler, Memlükler Osmanlıların hakimiyetine giren Anavarza, sürekli olarak çıkan savaşlar sonucunda eski değerini kaybetmiştir. Efes’in beş katı büyüklüğünde olduğu tahmin edilen Anavarza kalesinin büyük bir kısmı toprak altında kalmıştır. Anavarza kalesinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de bu kentte doğup büyüyen doktor, Materia Medica isimli beş ciltlik kitabını yazmıştır. Tıp tarihinde çok fazla yer tutması sebebiyle tedavi amacıyla kullanılmış ve okullarda ders kitabı haline gelmiştir. Özellikle bitkilerden ilaç yapımı konusunda oldukça değer görmüştür. Bu yörenin zenginlikleri bakımından genellikle ilkbahar aylarında ziyaretçileri ile kavuşur.

Anavarza Kalesi Nerededir ve Ulaşım Nasıl Sağlanır?
Yıllardır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan ve verimli topraklar üzerine kurulmuş olan Anavarza, Helenistik, Roma, Sasani ve Osmanlı medeniyetlerinin yapıları hala günümüzde görülür. Antalya’da bulunan Efes Antik Kenti’nden oldukça büyük bir yapıya sahiptir. Antik kentin içerisinde bulunan Dilekkaya köyündeki bir evin içerisinde çıkarılan kalıntılar bu evin bahçesinde hala günümüzde sergilenmektedir. Açık hava müzesi olarak kullanılmaya başlanan bu yer gezilip görülmeye değer yerler arasındadır. evin ve kalıntıların müze bekçiliğini halk üstlenmiştir. Roma İmparatorluğu’na ait olan hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Antik kentteki kalıntıların çoğu genellikle Roma ve Bizans dönemine ait olmakla beraber Tarsus’un gölgesinde kalan antik kentler arasındadır.
Güvenlik ve haberleşme amacı ile inşa edilmiş olan Anavarza kalesi, Çukurova’nın tepeleri arasında insanlar ile iletişimi sağlayan ve ele geçirilmez bir kaledir. Adana il sınırları içerisinde bulunan Anavarza kalesi, görülmeye değer harika yapılar arasındadır. Ceyhan Kozan yolu üzerinde bulunan Dilekkaya Köyü’ndeki sarp kayalıkların üzerine inşa edilmiştir. Adana yaklaşık olarak 70 km uzaklıkta bulunan kozan ile Ceyhan arası sayesinde bu köye ulaşım oldukça kolay ve yakındır. Adana’ya ulaştıktan sonra Anavarza kalesine gitmeniz için, ortalama olarak 40 dakika kadar yürümek gerekir. Anavarza kalesine gidebilmek için toplu taşıma araçları kullanılır. Kozan ilçe merkezinden Dilekkaya köyüne giden minibüsler ile Anavarza kalesine ulaşım sağlanabilir.