Antalya Kaş denildiği zaman pek çoğunuzun aklına muhteşem bir yaz tatili geliyor olsa da ülkemizdeki diğer pek çok yer gibi burası da tarihi anlamda son derece önemli yerlerden bir tanesi olarak biliniyor. Kınık mahallesinde yer alan Xanthos Antik Kenti, Patara Antik Kenti’ne ve Patara Plajı’na yakın bir konuma sahiptir. Xanthos isminin Türkçedeki anlamı ise “sarı”dır. Bu kent ile alakalı bilgileri elde etmeden önce Anadolu uygarlıkları ve batı uygarlığı için son derece önemli bir yere sahip olan Likya Birliği’nin en önemli kentleri arasında bulunan Xanthos tarihçesine de bakmanız gerekir.

Xanthos Antik Kenti’nin Tarihçesi
Xanthos kazıları sırasında bulunan yazıtın üzerinde yer alan ve Azra Erhat tarafından çevrilen yazıda; “Evlerimizi mezar yaptık, mezarlarımızı ev. Yıkıldı evlerimiz yağmalandı mezarlarımız. Dağların doruğuna çıktık toprağın altına girdik suların altında kalık gelip buldular bizi. Yakıp yıktılar yağmaladılar bizi. Biz ki analarımızın kadınlarımızın ve ölülerimizin uğruna biz ki onurumuz ve özgürlüğümüzün uğruna toplu ölümleri yeğleyen bu toprağın insanları. Bir ateş bıraktık geride hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan.” cümleleri yer alıyor.
Günümüzde Eşen Çayı olarak isimlendirilmiş Ksanthos nehri kenarındaki iki tepe üzerine kurulmuş olan Xanthos Antik Kenti ile alakalı gerçekleştirilen kazılar sonucunda elde edilen bulgulara göre şehir ile alakalı en eski bulgular Milattan Önce 800 yılına kadar gidiyor. Antik kent ile alakalı tarihçiler tarafından sunulan bilgilere göre kent pek çok defa yerle bir olmuş ya da yangın sonucu yaşanmaz hale gelmiş. Lakin her seferinde yeni şehir küllerinden tekrardan doğmuş. Milattan Önce 545 ile 546 yılları arasında Pers komutanı Harpagos şehri tamamen kuşatır. Xanthos halkı her ne kadar kahramanca şekilde direnseler de çaresiz kalırlar. Persliler kadın ve çocukları öldürdükten sonra şehri yakarak burayı harap ederler.
O sırada kentte olmayan 80’e yakın aile ve yeni göçmenler tarafından şehir tekrardan kurulur. Milattan Önce 475 ve 450 yılları arasında Xanthos Antik Kenti sınırları içerisindeki alan bu sefer yangın ile karşı karşıya kalır. Yangın sonrasında ise kent tekrardan kurulur. Milattan Önce 429 yılında ise Melesandros adlı Atinalı bir komutan, Likya kentlerinin hepsinden vergi toplamak isteyince bütün Likyalılar birleşti ve çıkan savaşta Melesandros öldü. Ve böylelikle Atina ile bütün bağlar koptu. Milattan Önce 334 yılında Büyük İskender kenti alarak topraklarına katar. İskender’in ölümü sonrasında ise komutanlarından olan ve imparatorluğun bölüşülmesi esnasında onun payına Mısır ve çevresi düşen Ptolemaios’un komutası altına girmiş olur. Bunun ardından ise Suriye Kralı III. Antiokhos bu kente hakim olur.
Tarihsel süreç içerisinde Milattan Sonra 2. ve 3. yüzyıllarda meydana gelen depremlerden sonra yalnızca Xanthos değil diğer Likya birliği içerisindeki kentler de bir daha toparlanamadı. 8. yüzyıl itibari ile meydana gelen Arap akınları ve diğer saldırılar ile beraber bölge terk edildi. 13. yüzyılda ise Kınık boyuna ait Türkmenler Xanthos Antik Kenti sınırlarına yerleşti.
Xanthos Antik Kenti’ndeki Tapınaklar ve Anıtlar
Nereidler Anıtı
Roma akropol içerisinde de pek çok kaideli mezar ile pek çok kaya mezarı yan yana görülebiliyor. Xanthos Antik Kenti sınırlarında güney eteklerinde yer alan Aslanlı Mezar, Merehi ve Payava lahitlerinin kaidelerinin dışındaki bütün lahitler günümüzde British Museum’da sergileniyor. Rampanın sağ kenarında yalnızca temelleri kalan Milattan Önce 4. yüzyıla ait tapınak planlı Nereidler Anıtı da yine Xanthos sınırları içerisinde yer almış dünyaca ünlü anıtlar arasında kendine yer buluyor. Aynı zamanda UNESCO resmi sitesinde yer alan bilgilere göre antik dünyanın yedi harikasından bir tanesi olan Halikarnas Mozolesi de Nereidler Anıtı’ndan direkt olarak etkilenerek ortaya çıkarılmış.
Harpy Anıtı
İki tane akropole sahip olan Xanthos Antik Kenti, farklı örgü sistemlerinin görülmekte olduğu sur duvarları ile çevrili durumdadır. Likya akropolünün kuzey kısmında ise Roma devri tiyatrosu yer alıyor. Xanthos’a ait en ilginç kalıntıları ise tiyatronun batı kısmında görebilirsiniz. Bu kalıntılardan ilki ise yüksek dikdörtgen yekpare kaide üzerinde yer alan ölmüş ailesi ile yanında yer alan kadın gövdesine sahip, kuş kanatlı yaratıkların olduğu ve ölülerin ruhlarını gökyüzüne taşıdıklarına inanılan “Harpy” kabartmalarını üzerinde barındırıyor. Günümüzde orijinal kabartmaları British Museum’da sergilenmekte olan Harpy Anıtı, Milattan Önce 5. yüzyıla tarihleniyor. Anıt mezarın yanında ise 4. yüzyıla ait olan diğer bir kaideli Likya lahdi bulunuyor. Tiyatronun bitişik kısmında kare şekilli geniş alan ise üç yanı dükkanlar ile çevrili olan Roma devri agorası.
Agoranın kuzey köşesine gittiğinizde, Harpy Anıtı’na çok fazla benzeyen, yekpare dikdörtgen gövdesi üzerinde Grekçe ve Likya dilinde yazılmış kitabede bulunan ve milattan önceye ait anıt mezarın yükseldiğini görebilirsiniz. Anıtın gövdesinde yer alan kitabe, şimdiye kadar bulunan Likya diline ait en uzun kitabedir. Kitabede Kherei isimli Xanthoslu prensin serüvenleri anlatılır.
Payava Lahti
Konu Xanthos Antik Kenti olduğu zaman Harpy Anıtı ile beraber kentin siluetini oluşturan diğer bir yapı Payava Lahti. Diğer Likya lahitlerinde olduğu gibi bu lahdin üst kısmı da ters duran bir kayık şekline sahiptir. O dönemlerde Likyalıların inançlarına göre kıyamet günü bütün dünyayı sel basacak. Tüm ölüler dirilirken ölümlüler uyanmalarından sonra kayık biçimindeki mezarları ile kurtuluşa ermeyi başaracak. Bu mezarların alt kısımları ise hazine odası şeklinde tasarlanmış. Yine Likyalıların o dönemlerdeki inançlarına göre insanların hayatta iken sahip oldukları dünyevi varlıklar kıyamet kopup insanların uyanması sonrasında tekrardan onlara lazım olacak.

Xanthos Antik Kentini Neden Ziyaret Etmelisiniz?
Her ne kadar Xanthos Antik Kenti içerisinde yer alan anıtların bir kısmı British Museum’a götürülmüş olsa da buraya geldiğinizde görebileceğiniz gibi antik kent sahip olduğu tarihi ruhtan hiçbir şey kaybetmemiş durumda. Burada yer alan mezarların üzerindeki motiflerin ve kabartmaların yanı sıra antik tiyatronun var olan kondisyonu ve yazıtlar buraya geldiğinizde mutlaka görmeniz gerekenler arasında bulunuyor. Son derece geniş bir alanın içerisine yayılmış olan antik kentin içerisinde yapmış olacağınız yürüyüşler, kendinizi tarihin sayfalarında yolculuk yapıyor gibi hissetmenizi sağlayacak. Tepenin üzerine inşa edilmiş olan antik kentin zirvesine çıkmanız sonrasında ise sizi nefes kesici güzelliğe sahip bir manzara karşılayacak.
Xanthos Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?
Aracınız ile Xanthos Antik Kenti gezisine başlamak istiyorsanız, Kaş’ın ilçesi olan Kınık beldesine girmenizin ardından ana caddedeki Atatürk heykelinin bulunduğu ikiye ayrılan yol ayrımında sağa sapmalısınız. Buradan ilerlerken tepenin eteğinin olduğu yere geldikten sonra ise sola dönerek devam edeceksiniz. Gideceğiniz yol sizi tepeye doğru tırmandırarak ve antik kente ulaştıracak.
Özel aracınız bulunmuyorsa buraya gelmek için Antalya merkezde ve Kaş’ta belirli zaman aralıklarında çıkılan turlar içerisinden seçiminizi yapabilirsiniz. Rehberler eşliğinde çıkılan bu turlar sayesinde Xanthos Antik Kenti içerisinde yer alan tüm detayları yakından görebilir ve o dönemlerin tarihi güzelliklerini keşfederek var olan dokunun tadını da doyasıya çıkarmış olursunuz.