Ülkemizin en önemli tarihi değerlerinden bir tanesi olan Afrodisias Antik Kenti, Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunuyor. Ünlü foto muhabiri Ara Güler’in 1958 senesinde Aydın’da kaybolması sonucunda bulmuş olduğu bu antik kent, kuzeydoğu bölgesinde bulunan antik mermer ocaklarıyla beraber UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almakta. Buradaki mermer ocaklarından çıkarılan mermerlerin yerel okullarda işlenmesi sonucunda heykellere dönüşmesinin beraberinde getirmiş olduğu derin kültürel etki, antik kentin UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisine girmesinde son derece etkili oldu.
Antik kent, ismini aşk ve güzellik tanrıçası olan Aphrodite’ten alıyor. Afrodisias Antik Kenti ile alakalı yapılan araştırmalar ile de görüldüğü üzere buradaki yerleşim Milattan Önce 5000 yılına kadar uzanmakta. Milattan Önce 6. yüzyılda henüz küçük bir köy konumunda iken buraya ilk Aphrodite tapınağı yapılıyor. Milattan Önce 2. yüzyıla gelindiğinde Menderes Vadisi’nde meydana gelen yoğun şehirleşme döneminde ise burası kent devleti yani polis statüsünü elde ediyor. Milattan Önce 82 yılında Roma İmparatoru olan Sulla, buraya çift başlı balta ve altın haç hediye etti. Bölgenin bağımsızlığı ise Julius Caesar zamanında kabul edilmiş.
Milattan Önce 1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus unvanını alan Küçük Octavia, Afrodisias Antik Kenti için “Tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim.” sözlerini söyledi. Ve böylece şehir koruma altına alınarak şehre tanınan ayrıcalıklar da devam etti. Milattan Önce 39 yılında Zoilos döneminde Roma Senatosu şehre vergi muafiyeti ve özerklik gibi ayrıcalıkları tanıdı. Bunun sonucunda da şehir hızla gelişmeye başladı. Afrodisias, Antik Çağ döneminde sayılı olan heykeltıraşlık merkezlerinden bir tanesiydi. Babadağ eteklerinde yer alan mermer ocaklarından çıkarılan gri, beyaz ve mavi mermerler burada işleniyordu. Mavi mermerden özenle yapılan Afrodit heykelcikleri, Roma İmparatorluğu’nun her bir köşesine gönderilmiştir. Yalnızca heykeltıraşlık değil, edebiyat, felsefe ve tıp da o dönemlerde son derece önemli olduğundan dolayı bu bölge sanat, bilim ve kültür başkenti sayılmaktaydı.

Afrodisias Antik Kenti Gezilecek Yerler
Son derece geniş bir alana yayılmış olan Afrodisias Antik Kenti, ziyaret ettiğiniz zaman sizi tam anlamıyla büyüleyecek bir yer. Buradaki müze ve içerisindeki mermer eserler yerli yabancı fark etmeden her sene çok fazla sayıdaki misafiri ağırlamaya devam ediyor. Antik kentte ise sizi muhteşem bir tarih karşılıyor.
Afrodisias Lahitleri
İlk olarak Afrodisias Antik Kenti içerisine girdiğinizde, hepsi ustalık ile işlenmiş lahitler karşınıza çıkacak. Lahitlerin her birinin üzerinde yer alan yazıtlarda kime ait olduğu ve kimin tarafından işlendiği bilgisi yer alıyor.
Maske ve Girland Frizi
Burada yer alan maske ve girland frizleri, geçmiş dönemlerde şehrin meydanlarında yer alan İon düzenindeki revakları süslemekteymiş. Maskeleri incelediğiniz zaman görebileceğiniz üzere üzerlerinde sade vatandaş, atlet, köle, asker, tanrı ve kahraman gibi betimlemeler bulunuyor.
İmparatorlar Tapınağı (Sebasteion)
Sebasteion, Milattan Sonra 20 – 60 yılları arasındaki zaman diliminde erken Roma imparatorlarının tapınımı adına Afrodisias’lı olan iki aile tarafından inşa edilmiş bir yapı kompleksidir. Burası bir tapınak, 90 metre uzunluğa sahip olan tören yolu, tören yolunun her iki yanında üçer katlı yapılardan meydana geliyor. Bu tapınak, Roma İmparatoru Tiberius ile annesi Livia’ya adanmıştır. Tapınağın iç kısmındaki ana odada Tiberius ve Livia heykellerinin yanı sıra diğer imparatorların heykelleri ile Aphrodite Promoter heykeli bulunuyormuş.
Tetrapylon
Roma İmparatoru Hadrianus döneminde Milattan Sonra 200 yılı civarında Afrodisias Antik Kenti içerisine yapılmış olan Tetrapylon, Aphrodite Tapınağı kutsal alanının giriş kapısı. Bu kapının alınlığında bebek yüzlü Eros, genç bir avcı, bir köpek, akantus yapraklarının içerisinde bir geyik ve Zafer Tanrıçası Nike bulunuyor.
Afrodit Tapınağı
Milattan Önce 7. yüzyılda inşa edilmiş olan ilk tapınağın hemen üzerine Milattan Önce 1. yüzyılda bu tapınak inşa edilmiş. Milattan Sonra 500 yılında ise tapınak kiliseye çevrilmiş. 12. yüzyılda Selçuklu kontrolüne gelene kadar da burası kilise olarak kullanılmaya devam etmiş.
Stadyum
59 metre genişliğe ve 262 metre uzunluğa sahip olan stadyum, tam olarak 30.000 kişi kapasitesine sahip. Afrodisias Antik Kenti içerisinde bulunan bu stadyumda geçmiş dönemlerde yarışların yanı sıra gladyatör ve vahşi hayvan dövüşleri yapılıyordu. Kimi zaman da burada halk oylamalarının da yapıldığı biliniyor.

Piskopos Sarayı
Daha önceleri Romalı bir soyluya ait olan saray, Orta Çağ’a gelindiği zaman Piskopos Sarayı olarak kullanılmış.
Heykeltıraş Atölyesi
Geçmiş dönemlerde Afrodisias Antik Kenti, yakınlarında yer alan ocaklardan getirilmiş mermerleri işleyen Heykeltraşlık Okulu ile biliniyordu. Atölyenin içerisinde hem güncel portreler hem de çeşitli heykeller yapılıyordu.
Bouleuterion (Meclis Binası)
Burası yalnızca meclisin toplanma yeri değildi. Aynı zamanda konser salonu, kapalı tiyatro ve halkın toplanma yeri olarak da kullanıldı. Milattan Önce 1. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilen Bouleuterion, 1.750 kişilik oturma kapasitesine sahiptir.
Hadrian Hamamı ve Antik Havuz
Halka açık bir yıkanma tesisi olduğu bilinen Hadrian Hamamı, Milattan Sonra 2. yüzyılda yapılmış ve İmparator Hadrianus’a adanmış bir hamam. Hamamın içerisinde kadınlar ve erkekler için iki ayrı bölüm bulunuyor. Hadrian Hamamı’nın bulunduğu yerde tamamen mermer kaplı antik bir havuz yer alıyor.
Kumtaşından yapılmış olan yapı, mermer bloklar ile desteklenmiş. Hamamın ön avlusunda ise mermerlerin üzerine yapılmış olan birbirinden güzel süslemeler sizi karşılıyor. Buraya geldiğiniz zaman hamamda yer altına döşenmiş olan sıcak su kanallarını mutlaka görmelisiniz.
Agora
İlk olarak Pazar yeri olarak inşa edilen Agora, 8 bin kişilik kapasiteye sahiptir. Daha sonrasındaki dönemlerde ise toplantı yeri olarak da kullanılmış bir yer. Milattan Önce 1. yüzyılın sonlarına doğru yapılmış olan Agora’da sütunlu girişin yanı sıra İon tarzında iki uzun portiko da yer alıyor. Roma İmparatoru Diokletianus tarafından yapının duvarlarına çaktırılmış ve mermerin üzerine kazınmış olan fiyat listeleri hem kentin ekonomisi hem de Agora hakkında var olan en önemli belgeler arasında yer alıyor.
Antik Tiyatro
Aphrodisias Antik Tiyatrosu, İmparator Julia Zoilos tarafından Tanrıça Afrodit ile kent halkına armağan olması adına birinci yüzyılda yaptırılmış. Afrodisias Antik Kenti içerisindeki bu tiyatro, Anadolu sınırları içerisindeki en eski ve üç katlı şekilde yapılmış olan sahne binasını da içerisinde barındırmakta. Antik tiyatrodaki oturma sıraları alt ve üst şeklinde iki bölümden meydana geliyor.

Afrodisias Müzesi
Bu müze, Afrodisias Antik Kenti içerisinde yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkartılan Roma ve Bizans’ın yanı sıra Erken İslami devir eserlerini de görmenizi sağlıyor. Antik kentin hemen girişinde yer alan müze özellikle heykeltıraşlık eserleri konusunda son derece zengin.
Afrodisias Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?
Geyve Mahallesi’nde bir vadide yer alan Afrodisias Antik Kenti, özel aracınız ile gelmek istediğinizde, Kuyucak – Tavas yol ayrımı sonrasındaki 15 kilometrenin ardından sizi karşılıyor olacak.
Bunun yanı sıra uçak ve otobüs ile de farklı şehirlerden Aydın’a gelmenizin ardından oldukça eski zamanlardan günümüze kadar gelmeyi başarmış ve beraberinde son derece muhteşem heykelleri getirmiş olan antik kente ulaşabilirsiniz.