Balkan ülkeleri arasında yer alan Arnavutluk, İtalya ve Osmanlı mimarisinden izler taşıyan yapıları ile görenleri büyülüyor. 50 yıl komünist rejimle yönetilen bu ülkede, zamanında pek çok cami ve dini yapı yıkılarak Arnavutluk’a giriş ve çıkış yapılmasına son verildi. Uzun yıllar boyunca Arnavutluk dışına adım atamayan halk, komünist rejimin bitmesinden sonra tüm kapılarını dünyaya açıyor. Tarihi ve kültürel alanlar bakımından son derece zengin olan Arnavutluk, özellikle tarih tutkunu insanların beklentisini karşılıyor.

Adriyatik Denizi kıyılarında bulunan Arnavutluk, doğal güzellikleriyle de etkilemeyi başarıyor. Masmavi plajları, koyları ve yemyeşil doğasıyla gezginlerin deniz, kum ve güneş üçlüsünü doyasıya yaşamasına olanak tanıyor. Ayrıca Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, insan canlısı halkı ve Osmanlı zamanından kalan tarihi yapılarıyla büyülüyor. Bu sebepten dolayı her yıl milyonlarca yerli ve yabancı gezgine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’den de pek çok insanın gittiği Arnavutluk birbirinden farklı yapıya, yaşam tarzına ve güzelliklere sahip olan şehirlere ev sahipliği yapıyor. Peki, Arnavutluk’ta gezilmesi gereken şehirler neler?
Saranda
Arnavutluk’un turistik cennetlerinden olan Saranda, ülkeye gelen herkesin en çok tercih ettiği rotalardan biri olma özelliği taşıyor. Bünyesinde barındırdığı İyonya denizi, Saranda’yı daha fazla tercih edilebilir hale getiriyor. Turkuaz denizi, eşsiz doğası ve tertemiz havasıyla dikkat çeken bu bölge, gezginlerin deniz, kum ve güneş üçlüsünü doruklara kadar yaşamasına olanak tanıyor. Saranda’nın sıra dışı manzaralar sunması, onu ülkenin en güzel metropolü haline de getirmiş. Yerli halk tarafından da büyük bir ilgi toplayan Saranda, özellikle doğal güzellik görmek isteyen gezginler tarafından mutlaka görülmesi gerekiyor.

Saranda’da yer alan Butrin Arkeolojik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor. Bu kent, turizm ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturur. Saranda yalnızca yerli ve yabancı turistlerin değil, yerel halkında severek aktivitelerini gerçekleştirdiği bir alan. Hafta sonu ve yaz tatillerinde deniz, kum, güneş üçlüsünü yaşamak üzere herkes popüler plajlara yöneliyor. Öte yandan eşsiz manzaralar sunan kale, kule ve köprülerinde birbirinden farklı fotoğraflar çekilebiliyor, yürüyüş yapabiliyor ve şehre kuşbakışı olarak hakim olabiliyor. O nedenle Arnavutluk’a giden turistlere de mutlaka Saranda’yı görmeleri gerektiği tavsiye ediliyor.
Tiran
Arnavutluk’un en büyük şehri olan Tiran, aynı zamanda başkent olma özelliği taşıyor. Doğal güzellikleri, tarihi alanları, kültürel zenginlikleri, gece hayatı ve yöresel lezzetleri ile dikkat çeken Tiran, en popüler turizm şehri. O nedenle her yıl Türkiye başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından turist çekiyor. Osmanlı döneminden birçok yapı, eser ve doku barındıran şehir, kültürel gezilerin ilk durağı oluyor.

Tiran’a gidenlerin görmesi gereken yerlerin başında Tiran Kalesi bulunuyor. Köklü bir geçmişe sahip olan bu kale, Tiran’ın kuşbakışı izlenmesine olanak tanıyor. Öte yandan Saat Kulesi, Tiran’ın sembolik yapılarından biri olarak turistler tarafından büyük bir önemle görülüyor. Ethem Bey Camii ve Preze Kalesi’de Tiran’a gidenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken alanlar arasında bulunuyor. Arnavutluk seyahati esnasında en önemli konuma sahip olan Tiran’ın görülmeden seyahatin bitirilmemesi gerektiği tavsiye ediliyor.
Berat
Arnavutluk’un eşsiz güzellikler sunan kentlerinden biri olan Berat, özellikle mimarisiyle çok fazla dikkat çekiyor. Bu ülkede kale, kule, köprü, bina gibi daha pek çok yapının mimarisi geçmişten günümüze kadar varlığını korumuş. Gorica, Kale ve Mangalem kentin eski mahallelerini içeriyor. Bahsi geçen mahalleler UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor. Osmanlı döneminin bilinen tipik mimarisini yansıtan pek çok eser, yapı ve dokuyu içerisinde barındırıyor.
Berat kenti, tarihi dokusu ile ziyaretçileri zamandan yolculuğa çıkarıyor. O yüzden, daha çok tarih meraklısı olan insanların tercih ettiği kentler arasında yer alıyor. Berat Castle, Cobo Winery, Alpeta Agrotourism Winery, Nurellari Winery, National Oceanographic Museum Onufri, Bulevardi Republika, Bogove Waterfall ve King Mosque de Berat kentinde görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Görüldüğü üzere yalnızca tarihi bölgelerle öne çıktığı için özellikle tarih tutkunu insanlar tarafından ziyaret edilmesi gerektiği öneriliyor.
İşkodra
Arnavutluk’un kuzeyinde bulunan İşkodra, görülmesi gereken kentlerden biri oluyor. Ülkenin hem sanayi hem de turizm bakımından gelişen şehrinin ülkeye katkısı son derece fazla. İşkodra’nın yaklaşık 100 bin nüfusu bulunuyor. Köklü geçmişiyle etkileyen bu şehir, 1. Dünya savaşında Avusturya ile Macaristan tarafından işgale uğramış. Bununla da kalmamış, 2. dünya savaşında İtalyanların işgaline uğramış. Her ikisinde de başarısız olduğundan İşkodra, Arnavutluk’un içinde kalmış.

İşkodra’nın geçmiş dönemlerde farklı uygarlıkların etkisi altında kalması, bünyesinde pek çok tarihi eser barındırmasına neden olmuş. Özellikle komünist rejiminin etkisiyle yıkılmayan tek cami olan Kurşunlu Cami de İşkodra’da yer alıyor. Şehrin sokaklarında yürüyüş yaparken adeta tarihten yolculuğa çıkıyormuş gibi hissediliyor. O nedenle İşkodra’nın da tıpkı Berat’ta olduğu gibi özellikle tarih severler tarafından ziyaret edilmesi gerekiyor.
Avlonya
Doğal güzellikleri, tarihi alanları ve kültürel etkinlikleri ile ön plana çıkan Avlonya, Arnavutluk’un gelişmiş şehirleri arasında bulunuyor. Birbirinden güzel plajlara ve koylara ev sahipliği yapan bu şehir özellikle deniz, kum ve güneş üçlüsünü yaşamak isteyenler tarafından ziyaret ediliyor. Masmavi denizi, yemyeşil doğası ve tertemiz atmosferi ile kişilerin tüm yorgunluğunu atmasına ve doyasıya eğlenmesine olanak tanıyor.

Avlonya’da bulunan bazı limanların kenarında kafeler, restoranlar, kulüpler, barlar ve diskolar bulunuyor. Her kesime hitap eden seçenekler yerli ve yabancı turistlerin sabahlara kadar doyasıya eğlenmesine olanak tanıyor. Öte yandan, zaman zaman düzenlenen festival, konser ve şenlikler Avlonya’nın kültürü hakkında mesajlar veriyor. Özellikle festivallerde yeme içme, gösteri, dans gibi birçok etkinliğin yapılması ziyaretçilerin eğlenmesine neden olurken, bir yandan da şehrin kültürüne aşina olmalarına yardımcı oluyor. Gidilen tarihlerde konser, şenlik veya festival gibi etkinliklerin olup olmadığını öğrenmek için etkinlik takvimine bakılması gerekiyor. Bu sayede, Avlonya’da alışılmışın dışında eğlenceli ve keyifli zamanlar geçirilebiliyor. Vlore Körfezinin tam ortasında bulunan Avlonya, Vlore olarak da anılıyor. tarihi eserler ve yapılar bakımından da zengin olan bu şehrin, mutlaka görülmesi gerekiyor.
Elbasan
Arnavutluk’a gidenlerin mutlaka görmesi gereken şehirlerden biri de Elbasan oluyor. 16. yüzyılda Osmanlı himayesine giren Elbasan, bugün Osmanlı döneminden kalma eserleriyle dolu bir şehir. Özellikle tarihi hamamlarıyla adından sıkça söz ettiren Elbasan, ziyaretçilerinin tarihi yapılara ve eserlere doymasına olanak tanıyor. Ülke ile bütünleşen dar sokakları ve otantik evler ile hemen hemen her sokakta karşı karşıya kalınabiliyor. Buram buram tarih kokan Elbasan’da keyifli bir zaman geçirilebiliyor.
Elbasan bünyesinde barındırdığı çarşılar, pazarlar ve alışveriş merkezleri ile de ön plana çıkıyor. Gezginlerin hem kendilerine hem de sevdiklerine hediyelik eşya alabileceği birçok mağaza bulunuyor. Yöreye ait olan hediyelik eşyaların yanı sıra, ünlü markalardan alınabilecek ayakkabı, yöresel yiyecekler, kıyafet, şarap, takı ve çanta da bulunuyor. Öte yandan kafe, restoran, bar, clup gibi mekanlar bakımından da zengin olan Elbasan, gezginlerin her dakikasını kaliteli geçirmesine olanak tanıyor. Bazı mekanlar sabahın ilk ışıklarına kadar hizmet vererek gezginlerin doyasıya eğlenmesine olanak tanıyor.