Barcelona şehri, İspanya’nın kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyılarında bulunuyor ve Madrid’den sonra ülkenin en büyük ikinci kenti olma özelliğini taşıyor. Şehir olan Barcelona’da 4.8 milyon insan, buraya nazaran daha ufak diyebileceğimiz merkez ilçe olan Barcelona’da ise 1.6 milyon insan hayat sürüyor. Size burada söz edeceğimiz Barcelona merkez ilçe olarak bilinen Barcelona. Turistik merkez olması açısından son derece popüler bir tatil noktası olmasının yanında, ayrıca bir sanayi şehri olan Barcelona, son zamanlarda ise verilen teşvikler ve yatırımlarla birçoğu ülkemizde de adı duyulan pek çok markaya ev sahipliği yapıyor.
Barcelona’ya Ulaşım
Barcelona’da, El Prat Havalimanı bulunuyor. Ülkemizden giden misafirler için, bazı uçuş firmalarının da İstanbul’dan Barcelona’ya gün içerisinde birden çok uçuşu mevcut. Şayet Avrupa’dan yola çıkıyorsanız, Avrupa’nın hemen hemen her noktasından direkt uçuşlar mevcut. Ancak dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan biri yolculuğunuzu daha ekonomik hale getirmek isterken ucuz havayolu firmalarını tercih ederek yolculuk yapacaksanız dikkatli olmanızda fayda var. Bazı zamanlar Barcelona için El Reus ve Girona Havalimanına iniş yapabiliyorlar. Esasında bu havalimanları farklı şehirlerde bulunuyor. Ortalama 1 saatinizi alacak olan bir yolculuk ile Barcelona kent merkezine ulaşmak mümkün. Ekonomik bir yolculuk için tercih edilebilir ancak Barcelona’ya ilk kez ziyarette bulunacak biri zamanının büyük bir kısmını Ciutat Vella ve Eixample bölgelerinde harcayacaktır. Fikir olması bakımından Ciutat Vella’nın üst sınırından plaja kadar yaklaşık 30 dakikalık bir yürüme mesafesi mevcut. Burası düşündüğünüz kadar büyük bir kent değil. Unutmamanız gereken şey şu sokağı da gezeyim bu binayı da çekeyim derken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile.
Kısa Tarihi
Bildiğimiz anlamda ilk kent Romalılar tarafından Ortaçağ zamanlarında kurulmuş. Güney ve Kuzeydeki iki Roma kentinin arasında kalması ve Besos ve LLobregat isimli 2 güzel nehrin ortasında kalması Romalıların bu kenti inşa etmesi için en büyük sebepleri olmuş. Romalıların inşa ettiği kentten geriye kalan yapılar ve kalıntıları Gotik bölgesinde görmek mümkün. Eski kent günümüzde Barcelona Katedrali ile Jaume Meydanı olarak bilinen yerler arasında bulunuyordu. Sonraki dönemlerde Aragon, Katalonya ya da farklı İspanyol hükümdarlarının yönetimi altına girmiş ancak Barcelona’nın kıymeti hep daim olmuş. Kentin kademeli olarak büyümesi ve gelişmesi devamlılık göstermiş. Akdeniz’de hem finansal hem askeri bakımdan kıymetli bir liman haline gelmiş. 1800’lü senelerde ise günümüzde Barcelona’nın Barcelona olmasına sebep olan yıllara ev sahipliği yapmış demek mümkün. Bu zaman da iki önemli isim göze çarpıyor: Ildefons Cerdà ve Antoni Gaudí.
Gaudí ve Cerdà
Bilmeyenleriniz için Barcelona’nın Eixample adı verilen bölgesi Cerdà tarafından tasarlanmış olan muhteşem bir kent planlaması mevcut. Bu plana bakılarak binalar bloklar içerisinde bulunuyor. Blokların köşe kısımlar verimliliği arttırmak için kesik olarak tasarlanmış. Her blok arasındaki uzaklık ulaşımı, hijyeni, gün ışığını ve kişi başına düşen hava miktarını belirli bir standartta sabitlemek adına belirlenmiş. Sokaklar cetvelle çizilmiş gibi son derece düzenlidir. Cerdà‘nın tüm dilekleri gerçekleştirilmese dahi kimi kıymetli noktaların günümüzde halen devamlılığını sürdürüyor. Daha nice ayrıntılar var bu planda elbette ancak bu başka bir yazımızın konusu..
Daha sonrasında ise Gaudí’yi meydanda görüyoruz. Gaudí, Katalan bir tasarımcı. Bir kentte böylesinde iz ve etki yaratan sayılı mimar vardır. Gaudí’nin açmış olduğu yol farklı tasarımcılara da aydınlatıcı olmuş ve kentte tam anlamı ile bir mimari mücadele başlamış. Günümüzde bilhassa Eixample bölgesi mimari yapılanmasının muazzam görüntüsü ile ilgi çekici sayısız binaya ev sahipliği yapıyor. Barcelona’da gidilmesi gereken mekanlar listesinin pek çoğunun Gaudí’nin tasarımlarından oluşması kesinlikle rastlantı olamaz.
Barcelona’nın en köklü değişim noktası ise 1992 yılı Olimpiyatlarıdır. Bu zamana dek daha ziyade bir sanayi kenti olması ile öne çıkan Barcelona, olimpiyatlardan önce ve sonra sağlam farklılıklara şahit olmuş. 90’lı yıllardaki sayısız fabrika, atölye günümüzde sanatçılara, farklı işlere ev sahipliği yapmış. Kentsel dönüşüm ile kentin kirli yüzünü düzeltme çabaları halen devam ediyor. Olimpiyatlar öncesinde bir plajı bile bulunmayan Barcelona, kumu Mısır’dan, palmiye ağaçlarını ise Hawaii’den buraya getirmiş ve günümüzde Avrupa’nın en popüler plajlarından birine sahip.
Barcelona dediğimizde aklımıza ilk gelen pek çok şey var elbette ancak eşsiz tasarımdaki yapıları ile Sagrada Família ve Antoni Gaudi’yi herkes bilmez. Barcelona’ya pek çok yapı kazandıran muazzam mimar Gaudi’nin tasarımlarını Barcelona’nın hem merkezi hem de dört bir köşesinde görmek mümkün. Pek çok tasarımı UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınmış olan bu Art Nouveau akımının öncüsü olan Antoni Gaudi’nin 5 önemli eserini daha yakından inceleyelim.
La Sagrada Família
Barcelona şehrinin Mallorca Caddesi’nde yer alan bu eşsiz bazilika, mimari niteliklerinin yanında bir türlü tamamlanamaması ile de popüler. Gaudi, bu tasarımını 1882 senesinde yapmaya başlamış. Ancak 1926 senesinde bir tramvayın altında kalarak hayatını kaybetmesi, bu eserinin yarım kalmasına neden olmuş.
Mimarisi ile ziyaretçileri adeta büyüleyen bu tasarımın, bu denli ağırdan ilerlemesinin nedenlerinden biri, halkın yapmış olduğu bağışlar ile yapımına devam ediyor olması. Bu bazilika ile ilgili yapılan son değerlendirmeye göre, yaklaşık olarak 2026-2028 senelerinde bitirileceği tahmin ediliyor.
Casa Vicens
Barcelona şehrinin Gracia bölgesindeki Les Carolines Caddesi’nde yer alan Casa Vicens’in Art Nouveau akımının ilk yapılarının olduğu tahmin ediliyor. Ayrıyeten bu mimari, Gaudi’nin tasarımını yapmış olduğu ilk ev olma özelliğini taşıyor. Gaudi, Neo-Klasisizm ve Modernizm akımları ile harmanlanmış olan bu evi, 1883-1888 seneleri arasında tamamlamış. Mimarinin yeniden yapılandırması 2015-2017 seneleri arasında bitirilmiş ve ziyaretçilere açılmış. Casa Vicens, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.
Park Güell
Antoni Gaudi’nin Barcelona şehrinin Gracia bölgesindeki Olot Caddesi’nde yer alan bu rengarenk parkı 14 senede ancak bitirildiğini biliyor musunuz? Bu kadar zamandan bahsediyor olsak dahi, parkın yarım kaldığını söylemek gerek. Gezmesi yarım günü alan bu park, 1926 senesinde faaliyete geçmiş. UNESCO, 1984 senesinde, parkı ‘Antoni Gaudi Eserleri’ adı altında ‘Dünya Mirası Alanı’ ilan etmiş. Dünyaca ünlü tasarımcının, bu parkın içerisinde evi de yer alıyor. Parka giriş ücretsiz olmakla birlikte, Gaudí’nin evini ziyaret etmek isterseniz bilet satın almak gerekiyor.
Casa Milà /La Pedrera
Barcelona’nın merkezinde yer alan Eixample semtinde, Passeig de Gracia Caddesi’nde bulunan bu eser, 1906-1910 senelerinde, dört yılda Gaudi tarafından yapılmış. Pere Milà için yapmış olduğu bu binayı, daire ve ofislerden oluşan bir rezidans olarak dizayn etmiş.
Casa Batlló
Barcelona şehrinin ana yollarından biri olarak bilinen Passeig de Gracia’da yer alan bu yapı, Gaudi’nin baş yapıtlarından biri. Bina ayrıyeten Casa del Ossos olarak da adlandırılıyor. Zamanının zengin ailelerinden Batlló ailesi için yapılmış olan bu mimarinin en enteresan yönü, ön cephesinin üst kısmında yer alan ejderha sırtıdır. Sene içerisinde 1 milyondan fazla ziyaretçisi bulunan Casa Batlló, Barcelona’nın sembolik yapılarından da biri olma özelliğini taşıyor.