Beyşehir, Konya ilinin hem tarihi yapıları hem de doğal güzellikleri ile öne çıkan noktalarından biridir. İç Anadolu Bölgesi’nin batısında yer alan bu ilçe, kesinlikle gezilmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Beyşehir, tarihi ve doğal zenginlikleri bir araya getiren bir bölge olarak, açık hava müzesi olarak da nitelendirilir. Toros Dağları’nın eteklerine kurulan bu şehir, doğa severler için huzur dolu bir atmosfere sahip iken, aynı zamanda Neolitik döneme kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Beyşehir’in turistik yerleri, hem tarihi dokusuyla hem de doğanın güzellikleriyle sizi büyüleyecek çok sayıda seçenek sunar.
Beyşehir Gölü, Van ve Tuz göllerinden sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü gölü olarak kabul edilir ve Beyşehir Gölü Milli Parkı, bu muazzam gölün etrafındaki alanı kapsar. Beyşehir Gölü’nün toplam yüzölçümü yaklaşık 86,855 hektarlık bir alana sahiptir ve İç Anadolu Bölgesi’nde Konya şehri sınırlarında yer almaktadır. Milli Park, deniz seviyesinden 1,121 metre yükseklikte bulunur ve 1993 yılında milli park statüsü kazanmıştır. Beyşehir Gölü, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür ve etrafındaki adalar, sulak alanlar, ormanlar ve farklı ekosistemlerle birlikte, insan hayatı ve doğal yaşam için büyük bir öneme sahiptir.
Milli Parkın çevresi, verimli toprakları ve Beyşehir Gölü’nün tatlı suyu sayesinde ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bu alan, zengin flora ve faunaya sahip büyüleyici bir doğal çevreye sahiptir. Gölün çevresinde yer alan 33 adacık, göçmen ve yerli kuş türleri için üreme ve beslenme bakımından önemli bir rol oynamaktadır. Tatlı su levreği, sazan, sarıbalık, çiçek balığı, pelikan, dalgıç, balıkçıl ve yaban ördekleri gibi birçok tür, bu gölde yaşam sürer. Ayrıca, karabataklar ve su tavukları da gölün kıyısına kadar gelerek izleyicilere keyifli anlar yaşatır. Beyşehir Gölü, su kuşları açısından büyük bir öneme sahiptir ve Milli Park Alanı içinde 153 farklı kuş türü bulunur. Göldeki adacıklar ve sığ bölgeler, pelikanlar, dalgıçlar, balıkçıllar ve yaban ördekleri gibi kuş türlerinin üreme yerleridir, ayrıca göç dönemlerinde farklı türlerden su kuşları sürüler halinde bu göle uğrarlar.

Beyşehir Gölü
Beyşehir Gölü, Türkiye’nin Göller Yöresinde yer alır ve ülkemizin en büyük tatlı su gölüdür. Bu doğal güzellikler ve tarihi zenginlikleri ile ünlü göl, mavi suları, farklı büyüklükteki adaları, kumsalları, karstik mağaraları ve bozulmamış bitki örtüsü ile dikkat çeker. Gölün sularında tatlı su levreği, kadife, akbalık ve aynalı sazan gibi balık türleri bulunur.
Beyşehir Gölü’nü keşfe çıkmak isterseniz, Beyşehir şehir merkezinden hareket eden teknelerle gölde keyifli bir geziye başlayabilir ve turunuzu Hacı Akif Adası’nda tamamlayabilirsiniz. Ayrıca bu adalarda dolaşarak açık hava müzesi rolünü üstlenen tarihi kalıntıları keşfedebilir ve gölün tüm adalarında bulunan doğal güzelliklerin tadını çıkararak unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz. Beyşehir Gölü, eşsiz doğasıyla Beyşehir’de gezilecek yerler listesinin başında gelir.
Gezilecek Yerler
Pınargözü Mağarası
Pınargözü Mağarası, Türkiye’nin en uzun mağarası olma özelliğini taşır ve toplam uzunluğu 15 kilometredir. Mağaranın giriş bölgesinde, hatta yazın en sıcak günlerinde bile en fazla 10 dakika kadar durulabilmektedir. Pınargözü Mağarası içerisinde göller, şelaleler, sarkıt ve dikitler ile damla taş havuzları gibi doğal oluşumlar bulunmaktadır. Konya ilindeki günübirlik eğlenceler için konforlu ve bütçeye uygun Konya otelleri de bulunmaktadır, bu oteller Konya’yı ziyaret eden gezginlere rahat bir konaklama deneyimi sunmaktadır.

Kubad Abad Sarayı
Sarayın yapımına, 1236 yılında sultanın av emiri ve aynı zamanda mimarbaşı olan Vezir Sadeddin Köpek’in gözetiminde, sultanın kendi tasarladığı kroki doğrultusunda başlanmıştır. Sarayın tamamlanmasının ardından çevresinde bir şehir kurulmuştur. Kubad Abad Sarayı’nın özel bir önemi, günümüze kadar ayakta kalan tek Selçuklu sarayı olmasıdır.
Sarayın çevresinde, özellikle 1980 yılından itibaren gerçekleştirilen kazılarda günümüze ulaşmış çini işçiliği ve sarayın kalıntıları bulunmuştur. Bu çinilerde av eğlenceleri, büyü inançları, sultan, ileri gelen kişiler ve hizmetkarları gibi motifler görülebilir. Sarayın çevresinde gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkan tarihi eserler, Konya Karatay Müzesi ve diğer şehir müzelerinde sergilenmektedir.
Fasıllar Anıtı
Beyşehir ilçesinin Fasıllar Köyünde bulunan Fırtına Tanrı Heykeli ve Fasıllar Anıtı, ziyaretçileri büyüleyen önemli tarihi eserlerden biridir. Heykel, üzerinde ayakta duran bir dağ tanrısını tasvir ederken, iki aslan arasında yer alan anıt, Beyşehir ilçesinin tarihine ışık tutmaktadır. Heykel, oldukça etkileyici olan 70 ton ağırlığındadır ve bazalt malzemeden yapılmıştır. Anıt, muhtemelen çıkarıldığı taş ocağı yakınlarında bulunmuştur.
Fasıllar Anıtı, Hititler ve Mısırlılar arasındaki tarihi Kadeş Savaşı Hitit Kralı Muvattali’nin bakış açısından yansıttığı için tarihi bir öneme sahiptir. Beyşehir ilçesini ziyaretiniz sırasında bu heykel ve anıt, görülmesi gereken tarihi eserler arasında yer almalıdır.
Körükini Mağarası
Körükini Mağarası, Uzunsu Deresinin içinden geçen etkileyici bir doğal oluşumdur ve toplam uzunluğu 1250 metreye ulaşır. Bu muhteşem mağarayı teknelerle gezmek, unutulmaz bir deneyim sunacaktır. Beyşehir ilçesini ziyaret ettiğinizde Körükini Mağarasını görmek için en iyi zamanlar yaz ve sonbahar aylarıdır.

İlkbahar aylarında nehirlerdeki su seviyesi yükseldiğinde, mağaranın içindeki sifonlar ve şelaleler daha tehlikeli hale gelebilir. Bu nedenle, mağarayı ziyaret etmeyi planladığınızda, mutlaka mağara konusunda deneyimli bir rehberden yardım almanızı ve botlarla güvenli bir şekilde dolaşmanızı öneririz. Bu sayede bu doğal güzellikleri sorunsuz bir şekilde keşfedebilirsiniz.
Eflatun Pınarı Hitit Anıtı
Eflatun Pınarı Hitit Su Anıtı, Beyşehir ilçesindeki Sandıkhacı Beldesi sınırlarında bulunur ve bin yıllık devlet, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihe ışık tutan somut bir kültürel varlık olarak büyük öneme sahiptir. Bu anıtın oluşturulmasında, devletin dini inançları ve su ihtiyaçları büyük bir rol oynamıştır.
Anıtın dikkat çeken özelliklerinden biri, suyun merkezi bir konumda olması ve ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılabilmesidir. Su, tarım toplumları için ekonomik bir öneme sahiptir ve bu nedenle anıt, Hititler döneminden sonra dahi işlevini sürdürmüştür. Beyşehir’i ziyaret ettiğinizde, bu anıtı atlamamanız önemlidir, çünkü nadir görülen bir su sisteminin mükemmel bir örneğini sunar.
Anıtın açık hava tasarımı, düzeni ve ikonografisi, onu benzersiz anıtlar arasında bir özel olarak konumlandırır. Aynı zamanda anıtın yapımında kullanılan sanat ve teknoloji, onu döneminin nadide anıtlarından biri yapar.
Eşrefoğlu Camii
Eşrefoğlu Camii, Anadolu’da bulunan en büyük ve orijinal ahşap direkli camilerden biri olarak Beyşehir ilçesinde yer almaktadır. Caminin yapımı 1296 ile 1299 yılları arasında gerçekleşmiştir. Eşrefoğlu Camii, diğer camilerden farklı özelliklere sahip olmasıyla tanınır ve bu nedenle ziyaret edilecek önemli yerler arasında yer alır.
Caminin, 46 ahşap sütun üzerine inşa edilmiş olması, onu eski Türkistan şehirlerindeki ahşap direkli camilerin en güzel örneklerinden biri yapar. Caminin mihrabı, 6 metre yüksekliğinde olup çini mozaiklerle kaplıdır. Ayrıca, caminin minberi ceviz ağacından oyma tekniği kullanılarak yapılmış ve bitkisel motiflerle ve geometrik desenlerle süslenmiştir. Bu cami, hem tarihi hem de mimari açıdan büyük bir öneme sahiptir.