Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte, Orta Avrupa’da yolculuğa çıkacak olan gezginlerin listesinde ilk sıraları çekiyor. Enerjik, ışıltılı ve romantik olan Budapeşte, gezginleri hem tarihi hem doğal hem de nostaljik havasıyla kendine hayran bırakıyor. Müzeleri, sarayları, tabyaları, köprüleri, kaleleri, meydanları, katedralleri, kiliseleri, köprüleri ve çarşıları ile dikkat çeken kentte en az 10 günün ayrılması gerekiyor. Bu sayede her alanına ve her ortamına şahit olabilirsiniz. Kültürel etkinlikleri ve bölgenin lezzetlerini de deneyimleyerek Budapeşte hakkında genel bir bilgiye sahip olabilirsiniz. Budapeşte’ye gidecek gezginler için hazırlanan gezi rehberinde aşağıdakiler yer alıyor!

Balıkçı Tabyası (Fisherman’s Bastion)
Budapeşte’ye gidecek turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerin başında Balıkçı Tabyası yer alıyor. Taş kulelerinden ve mimarisinden dolayı kale görünümüne sahip olsa da kale değil; tarihte de bu amaçla tercih edilmemiş. En etkileyici ve en büyüleyici manzarayı sunan Balıkçı Tabyası, Budapeşte’yi kuşbakışı izlemek isteyenlere hitap ediyor. Buradan Margaret Adası, Parlamento Binası, Aziz Stefan Bazilikası, Tuna Nehri ve Zincir Köprü görülebiliyor.
Budapeşte’nin neredeyse her noktasını panoramik manzarası ile gözler önüne seren Balıkçı Tabyasının akşam saatlerinde görülmesi gerekiyor. 1902 senesinde yaptırılan bu alanın isminde, yakınlarında yer alan Orta Çağ dönemindeki balık pazarından esinlenilmiş. Mimarisinde ise Romanesk ve neogotik stilin en güzel örneklerinden biri olarak gösterilen Balıkçı Tabyasında yedi tane kule bulunuyor. Bu kuleler ise, Macaristan’ın kurulmasında üstün rol oynayan 7 kavmi sembolize ediyor.
Buda Kalesi (Budin Kalesi)
Budapeşte’de gezilecek yerler dendiğinde akla gelen yapılardan biri olan Buda Kalesi, ülkenin tarihi ve sembolik yapıları arasında yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer edinen Buda Kalesi’nin tarihi 13. yüzyıla dayanıyor. Mimarisinde barok işlemelerini yansıtan Buda Kalesi, devasa büyüklüğüyle adeta göz kamaştırıyor.
Tarihte Macar krallarının sarayı ve şehrin muhafaza edilmesi amacıyla kullanılan Buda Kalesi’nde galeri, restoran, kütüphane, müze, kilise gibi daha pek çok alan bulunuyor. Bu durumda hem tarihe şahit etmeye hem de keyifli zamanlar geçirmeye olanak sağlıyor. Öte yandan Buda yakasındaki en etkileyici konumda yer alması, kalenin popüler olması faktörlerine bir yenisi eklemiş. Teras katına çıkıldığında görünen Budapeşte manzarası, gezginlere etkileyici anlar yaşatıyor. O nedenle Budapeşte’de gezilecek yerler arasında Buda Kalesi bulunuyor.
Zincir Köprü (Chain Bridge)
Zincir Köprü, Budapeşte’de gezilecek yerler listesinde dikkat çeken muhteşem alanlardan bir diğeri oluyor. Bu köprü hem Parlamento Binası hem de Aziz Stefan Bazilikası ile beraber metropolün 3 önemli simgesi arasında bulunuyor. Szechenyi tarafından 1842 yılı ile 1849 yılı arasında yaptırılan Chain Bridge, ismini asma zincirlerden alıyor. Köklü geçmişe ve etkileyici yapıya sahip olan bu köprü, Tuna nehrinin üzerinde yer alıyor.
Zincir Köprü orijinal ismi olarak hafızalara kazınsa da Macar halkı Aslanlı Köprü olarak da hitap ediyor. Çünkü bu köprünün hem ayak kısımlarında hem de giriş kısımlarında aslan heykelleri bulunuyor. İkinci dünya savaşında büyük bir hasar alarak yıkılan Zincir köprü, orijinaline uygun olacak şekilde yeniden inşa edilmiş. Köprünün şehrin geçmişinde önemli bir yere sahip olmasının nedenlerinden biri de Buda ve peşteyi birbirine bağlaması oluyor. Bu köprü sayesinde halk bir alandan diğer alana geçmek konusunda zorluk yaşamıyor.
Kahramanlar Meydanı (Heroes Square)
Budapeşte’nin eğlenceli ve ışıltılı yüzünü gösteren Kahramanlar Meydanın da mutlaka görülmesi gerekiyor. Özellikle ülkenin kültürel yaşamına, sokaklarına, mimarisine ve caddelerine şahit olmak isteyenlerin kesinlikle görmesi gerekiyor. Andrássy Bulvarı’nın Tuna Nehri’ne kıyısı bulunan yoldan yüründüğü zaman sonunda bu meydana ulaşılabiliyor. Ayrıca oteli veya konakladığı yer uzakta kalan insanlarda toplu taşıma araçları vasıtasıyla meydana gidebiliyor.

Kahramanlar Meydanı, geçmişten günümüze kadar varlığını koruyan heykel ve anıtlara ev sahipliği yapıyor. 1894 yılında Albert Schickedanz tarafından inşa edilmeye başlanan ve 36 metre yüksekliğine sahip olan Milenyum Anıtı, Kahramanlar Meydanındaki en etkileyici yer. Bu anıtın yapımı 1929 senesinde sona ermiş. Anıtın en tepe kısmında melek Cebrail’in heykeli yer alıyor ve alt sütün kısmında “Barış-Savaş”, “Bilgi-Zafer” ve “Çalışma-Refah” gibi değerleri ifade eden heykeller bulunuyor.
Parlamento Binası
Tuna nehri manzaralı ve yapımında 40 kilo altın kullanılan Parlamento Binası, Budapeşte’ye eşsiz bir görünüm kazandıran tarihi yapılar arasında bulunuyor. Burası yalnızca Budapeşte’nin değil, Macaristan’ın ve tüm dünyanın sayılı binalarından biri olarak değerini koruyor. Hatta dünyanın devasa 3. Parlamento binası olmak özelliğini de içeriyor.
Mimarisinde Neogotik stilini yansıtan ve büyük bir beğeni toplayan Parlamento Binası’nın tarihi yüzyıllar öncesine dayanıyor. 1904 senesinde kullanıma açılan bu bina, 691 adet odaya, 10 avluya ve 27 tane girişe sahip. Öte yandan Budapeşte’de bulunan Parlamento Binası ile beraber Aziz İstvan Bazilikası, 96 metrelik yükseklikleri sayesinde metropolün en devasa iki yapısı olarak dikkat çekiyorlar.

Macaristan halkının büyük bir gururu olan Parlamento Binası, Macar Demokrasisini de sembolize ediyor. Bu bina yalnızca mimari bakımdan değil, ulusal kimlik açısından da ülkenin geçmişinde değerli bir konuma sahip oluyor. Ülkede meclisin toplanmadığı günlerde ziyaretçiler turlar vasıtasıyla görkemli yapıyı ziyaret edebiliyor. Hem dış hem de iç işlemeleri ihtişamlı olan bina, Budapeşte’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunmayı sonuna kadar hak ediyor.
Büyük Kapalı Pazar (Great Market Hall)
Budapeşte’nin Peşte bölümünde bulunan Kapalı Pazar, kentin yerel halkının yaşam tarzını yansıtıyor. Büyük kapalı Pazar içerisinde birbirinden farklı kıyafetler, yiyecekler, eşyalar ve aksesuarlar yer alıyor. O nedenle insanlar, Budapeşte’nin yöresel lezzetlerini, alışveriş alışkanlıkları ve kültürel özellikleri hakkında birçok şeyi öğrenebiliyor.
19. yüzyılda inşa edilen Büyük Kapalı Pazar hem mimarisi hem de atmosferi ile yerli halk ve turistler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. Kapalı Pazar olarak yaptırılan bu alanın çatısı birbirinden çarpıcı renklere ve tasarımlara sahip. Pazarın üst katına çıkıldığında kentin yöresel lezzetlerini satan birçok satıcı bulunuyor. Bu sayede kentin mutfağına dair birbirinden eşsiz ve özel lezzetler denenebiliyor. Pazarın giriş kısmında ise, standart pazar yerinde görülebilecek sebze, meyve, balık, kuru besinler ve diğer besinler yer alıyor.
Aziz Stefan Bazilikası (St. Stephen’s Basilica)
Budapeşte’ye gidenlerin mutlaka görmesi gereken sembolik yapılardan bir diğeri de Aziz Stefan Bazilikası oluyor. Devasa büyüklüğe, etkileyici mimariye ve ihtişama sahip olan bu bazilika, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaparak hem turistlere hem de halka şölen sunuyor. Macaristan’ın ilk kralı olan Stephen anısına yaptırılan Aziz Stefan Bazilikası, yapım esnasında birtakım problemlerle karşılaşıldığından 50 yılda tamamlanabildi. Bu bazilikanın 1906 senesinde açılmasının özellikleri arasında 3 farklı mimarinin yapımında çalışmış olması.
İlk başlarda neoklasik tarzda yapılmaya başlanan Aziz Stefan Bazilikasının mimarisi daha sonra Neo-Rönesans stiline döndürülmüş. Aziz Stefan Bazilikasına gidildiğinde hem iç hem de dış dekorasyonun ihtişamı göze çarpıyor. Kiliseden içeriye adım atıldığında ise, ulvi havadan ve gösterişten etkilenmek kaçınılmaz oluyor. Budapeşte’de tarihten ihtişam ve görkem arayanların mutlaka Aziz Stefan Bazilikasını ziyaret etmesi gerekiyor.