İskandinavya Yarımadası’nın en popüler ülkelerinden biri olan Danimarka, Avrupa’nın kuzeyinde konumlanıyor. Büyük bir kısmı adalar üzerinde bulunan ülke, dünyada yaşanabilecek ülkeler listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Bu ülkede, birbirinden eşsiz mimariye sahip olan tarihi yapıların, müzelerin, köprülerin, kiliselerin, heykellerin, kalelerin yanı sıra ihtişamlı görünüm sunan doğal güzellikler bulunuyor.

Ayrıca Viking kültürünü yansıtan Danimarka, her sokağında, kafesinde ve her mimarisinde gezginlerin farklı bir yaşam tarzına şahit olmasına olanak tanıyor. Hem doğal alanları hem tarihi yerleri hem de eşsiz kültürü ile dikkat çeken ülke, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin tercihleri arasında yer alıyor. Peki, Danimarka’nın en güzel turistik noktaları neler oluyor?
Küçük Deniz Kızı Heykeli
Konpenhang’ın simgelerinden bir tanesi olan Küçük Deniz Kızı Heykeli, metropolün Langelinie Limanı’nda yer alıyor. 1909 senesinde Carl Jacobsen tarafından yapılan bu heykelin diğer ismi, Den Lille Havfrue. Bu heykel, Hans Christian Andersen’in Küçük Deniz Kızı adlı masalından esinlenilerek tasarlanmış ve ünlü heykeltraş Edvard Eriksen tarafından bronzdan elde edilmiş. Yapıldığı günden bu yana popülerliğini hiç kaybetmeyen Küçük Deniz Kızı Heykeli, Danimarka’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Tivoli Bahçeleri
Danimarka’nın soğuk ve kasvetli havasına inat güzellik sunan Tivoli Bahçeleri, Danimarka’nın en güzel turistik alanları arasında bulunuyor. Akvaryumları, suni gölleri, eşsiz lezzetler sunan restoranları ve eğlenceli oyun alanları ile popüler olan bu park, Kopenhag’ın il merkezine yakın konumda yer alıyor.
1843 senesinden günümüze kadar hizmet sunan Tivoli bahçeleri, 1914’ten bu yana verdiği en eski ve en güzel turu olan Ahşap hızlı trenleriyle popüler. köklü geçmişini yansıtan yapıları, rengarenk bahçeleri ve Asya’dan esinlenen mimarisi ile görenleri büyüleyen Tivoli Bahçeleri, her turistin görmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Rosenborg Kalesi
Danimarka’nın en güzel turistik noktalarından biri de Rosenborg Kalesi oluyor. 400 yıllık bir geçmişe sahip olan bu kale, Danimarka’nın en değerli yapılarından biri olma özelliği taşıyor. 17. yüzyılda İskandinav Kralı 4. Christian tarafından inşa edilen Rosenborg Kalesi, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yer alıyor. 1838 senesinde ziyarete açılan kale içerisinde kraliyet dönemine ait olan asil kıyafetler, mücevherler, takılar ve sanat eserleri sergileniyor. Ayrıca burada zaman zaman konser, etkinlik ve festival gibi bazı organizasyonlar düzenleniyor.
Egeskov Şatosu
Avrupa’nın günümüze kadar en iyi korunan şatosu olarak nitelendirilen Egeskov Şatosu, Danirmarka’nın Fyan Adası’nın güney bölümünde konumlanıyor. 1554 senesinde Frans Brackenhaus tarafından yaptırılan bu şato, yerel halk tarafından Egeskov Slot olarak da adlandırılıyor. Dünyanın en büyük bambu labirenti bahçesini içeren şato, eşsiz mimarisi ile gezginleri büyülüyor ve adeta zamandan yolculuğa çıkıyor. O nedenle, Danimarka’ya giden her turistin mutlaka Egeskov Şatosu’nu görmesi gerekiyor.
Nyhavn
Danimarka’nın en turistik ve en renkli bölgelerinden olan Nyhavn, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Geçmişi 17. yüzyıla dayanan bu liman bölgesi, Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag’da yer alıyor. Birbirinden farklı mimarideki evleri, sokakları, barları, kafeleri ve restoranları ile ünlü olan Nyhavn, en çok ziyaret edilen bölgeler arasında bulunuyor. Buraya gidildiğinde keyifli bir yürüyüş yapılabiliyor, sandallara binip gezilebiliyor ve kartpostal görünümü veren fotoğraflara sahip olabilirsiniz.

Kronborg Sarayı
Danirmarka’nın en eski yapılarından olan Kronborg Sarayı, 16.yüzyılın başlarında yapılmış. Bu saray içinde ülkenin devasa resim koleksiyonu sergilendiği için gezginler tarafından büyük bir ilgi görüyor. Gösterişli mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakan Kronborg Sarayının dış mimarisi kadar iç mimarisi de özenli ellerden geçmiş. Bu saray ziyaret edildiğinde yemek odası, büyük salon, Valdemar odası ve izleyici odası gibi birçok farklı bölüm görülebiliyor. Ayrıca oymacılığıyla etkileyen ahşaplar, dev avizeler, resimlerle süslenmiş tavanlar sarayı gezerken şahit olunabilecek hoş ayrıntıları oluşturuyor.
Rundetaarn
Danimarka’nın tarihi dokusunu en iyi şekilde yansıtan Rundetaarn, 17. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan bir yapı. Gözlem kulesi olarak kullanılan Rundetaarn, Rosenberg Kalesi’ne 1 kilometre mesafede bulunuyor. Avrupa’nın en eski gözlemevlerinden olan bu yapının inşası yaklaşık 7 yıl sürmüş ve günümüze kadar yapısından hiçbir ödün vermeden ulaşmış. Şehrin manzarasını kuşbakışı izlemeye olanak sağlayan Rundetaarn, yerli ve yabancı turistler tarafından mutlaka görülmesi gereken tarihi noktalar arasında bulunuyor.
Legoland Billund
Danimarka’nın en güzel turistik noktalarından biri de Legoland Billund oluyor. Legoland’de 830 bini aşkın lego kullanılarak dünyanın en meşhur binalarının kopyası inşa ediliyor. Merkezin içinde görülebilecek alanlar arasında Mekke Saat Kulesi, Burj Khalifa, Şanghay Kulesi ve Taipei bulunuyor. Bazen günler bazen ise aylar süren çalışmaların sonucunda elde edilen ürünlerin birer kopyasını burada bulmak mümkün oluyor.

Danimarka Milli Müzesi
Danimarka’nın tarihini yansıtan eserlerin sergilendiği Danimarka Milli Parkı, turistlerin vazgeçilmez ziyaret alanları arasında bulunuyor. Mısır ve Viking dönemine ait olan eserlerin sergilendiği müze de zamandan yolculuğa çıkmış gibi hissediliyor. Özellikle sanata ilgisi olan insanlardan tarafından büyük bir ilgi toplayan Danimarka Milli Müzesinin mutlaka görülmesi gerekiyor. Bu müze pazartesi hariç her gün 10:00 ile 17:00 arasında hizmet sunuyor.
Amalienborg Sarayı
Avrupa’daki saraylarda yaşamın nasıl olduğunu merak edenlere Amalienborg Sarayını ziyaret etmesi gerektiği öneriliyor. Ziyaretçilere kendini prenses ve prens gibi hissettirecek bu saray, eşsiz iç ve dış mimarisiyle görenleri etkiliyor. Kraliyet ailesinin yaşam sürdüğü bu sarayda ailenin kullandığı yatakları, mobilyaları ve dolaştıkları bahçeleri görmek mümkün oluyor. Danimarka’da gezerken 21. yüzyılda sizleri eski dönemlere götürecek olan Amalienborg Sarayını görmeden oradan ayrılmamanız gerekiyor.
Ny Carlsberg Glyptotek
Ny Carlsberg Glyptotek, Danimarka’da ziyaret edilmesi gereken alanlar arasında bulunuyor. En başta Carl Jacobsen’in sanat koleksiyonlarının sergilendiği bu müze, sonrasında Avrupa ve Akdeniz bölgesinden çıkarılan birçok heykelin sergilenmesi ile büyümüş. Bir zaman sonra Asya, Avrupa ve Danimarka’ya ait olan farklı bölümlerinde oluşturulduğu müzede pek çok sanat koleksiyonuna rastlamak mümkün oluyor.
Geçici sergilerinde yapıldığı Ny Carlberg Glyptotek’te özel zamanlarda konser, festival ve etkinlikte düzenleniyor. Yerli halk tarafından büyük bir ilgi toplayan bu müzenin yerli ve yabancı turistler tarafından da mutlaka ziyaret edilmesi gerekiyor.
Saviour Kilisesi
Danimarka’ya giden turistlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında Saviour Kilisesi bulunuyor. Ülkenin en popüler kiliselerinden biri olan Saviour Kilisesi, günümüze kadar mimarisinden ödün vermeden ulaşan yapılar arasında bulunuyor. Bu kiliseyi ziyaret etmeden önce 400’den fazla basamağı çıkmayı göze almak gerekiyor. Her yıl milyonlarca gezginin ziyaret ettiği bu kiliseyi görmeden Danimarka’dan ayrılmamak gerekiyor.
Renkli Christiania
Danimarka’nın en güzel turistik cennetlerinden biri olan Renkli Christiania, görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. 1971 senesinde ülkenin hükümetinden bağımsız olarak kurulan bu bölge, 40 senedir kendi kuralları ile hakimiyetini sürdürüyor. Rengarenk mimarisi, otantik sokakları ve eşsiz atmosferi ile dikkat çeken bölgenin mutlaka ziyaret edilmesi gerekiyor. Gruplar halinde ziyaret edilebileceği gibi tek olarak da ziyaret edilebiliyor. Bu bölgenin girişinde ziyaretçilere bir uyarı niteliğinde yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesi sunuluyor. Bu listenin göz önünde bulundurularak Renkli Christiania bölgesinin gezilmesi gerekiyor.