Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan Diyarbakır şehrinin tarihi bir kalesi olan Diyarbakır Kalesi, Milattan önce dördüncü yüzyıla kadar uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Günümüzde bulunan kalıntılarının büyük bir ölçüde Roma ve Bizans dönemine aittir. Büyük ve sağlam surlarla çevrili olan bu kalenin üzerinde savunma kuleleri ve burçları bulunur. Diyarbakır kalesinin içindeki en önemli yapılar arasında Malabadi Köprüsü, Ulu Camii ve tarihi evler bulunur. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin egemenliği altına girmiş ve bölgenin stratejik savunma merkezlerinden bir tanesi olmuştur. Sahip olduğu surların yüksekliği ve kalınlığı sebebiyle, karşıdan gelen saldırılara karşı oldukça etkili bir koruma sağlamıştır. Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Kalesi, 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine girmiştir. Çevrenin kültürel ve tarihi önemini büyük bir ölçüde vurgular. Tarihi ve kültürel önemini korumak amacıyla günden güne çeşitli restorasyon çalışmalarına tabi tutulmuştur. Kalenin çevresinde düzenlenmiş olan kültürel etkinlikler, festivaller ve sergiler, görmeye gelen ziyaretçilerine tarihi ve kültürel bir açıdan deneyim sağlar.

Yerli ve yabancılar tarafından çok sık ziyaret edilen bu kale, tamamen cazibe merkezidir. Kalenin içinde tarihi mekanlar ve sahip olduğu manzara, ziyaretçilerine oldukça ilgi çekici gelir. Şehir merkezine yakın bir konumda bulunan Diyarbakır Kalesine ulaşım, oldukça kolay sağlanır. Şehir içerisinde ulaşım araçları ya da yürüyerek kalenin içini ziyaret edebilirsiniz. Kültürel ve tarihi açıdan sahip olduğu önemli sebebi ile Türkiye’nin en önemli turistik ve tarihi eserlerinden bir tanesidir. tarih öncesinde yerleşim alanlarının seçimi, çeşitli önceliklere göre yapılmış ve avcılık döneminde ise bu alanların seçimi, kişilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması amacına yönelik olarak yapılmıştır. Böylelikle su ve yiyecek ihtiyaçlarını kolay olduğu, barınma koşullarının kolay bir şekilde sağlandığı ortamlar gözde mekanlar arasına girmiştir. Diyarbakır Yerleşkesi bulunduğu alan olarak bu ihtimalleri karşılayacak bir konumdadır. Diyarbakır’ın bir tarafı Dicle nehri, diğer tarafı ise Hevsel Bahçeleri ile zengindir. Hevsel Bahçeleri yiyecek açısından bereketli tarım imkanları sağlarken, Dicle nehri ise gerekli su ihtiyacını karşılar.
İnsanların yerleşik hayata geçmesinden sonra barınma ihtiyacı büyük bir ölçüde değerli olmuş ve buna yönelik gerekli adımlar atılmaya başlanmıştır. İnsan nüfusunun çok az olduğu zamanlarda, yerleşim alanlarının etrafında çok fazla barikatlar kurma yoluna gidilirken, aynı zamanda nüfusun artmasıyla beraber insanlarda dayanışma ve örgütlenme ihtiyacı artmıştır. Nesilden nesile dayalı olan aşiret ve ortak menfaatlerin temelinde bulunan köy, şehir ve devlet teşkilatının örnekleri ortaya çıkmıştır. Toplu bir şekilde yaşayan insan kalabalıkları köy, daha sonra ise kentleri oluşturmaları için, büyük bir düzeyde tedbir alınması gerektiği söylenmiştir. Şehirlerin etrafını saran araç ve yapılar yerine dirençli yerler inşa edilmeye başlanmıştır. Yapılan bu çalışmalar sonucunda büyük olan devletlerin çalışma alanı olan Diyarbakır şehrinde kuruluşu ve Diyarbakır ismini almasından sonra Diyarbakır Kalesinin yapım çalışmaları başlanmıştır.
Diyarbakır Kalesi Diyarbakır İlinin Neresinde Yer Alır?
Diyarbakır surları ile birlikte Diyarbakır Kalesi, Diyarbakır ilinin Sur ilçe sınırları arasında bulunan tarihi bir yapıdır. Sur ilçesi, ismini ilçe merkezine çevren Diyarbakır ilinin surlarından almıştır. Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde yer alan Sur ilçesi, Dicle nehrinin kenarında bulunan denizden yaklaşık olarak 660 metre yükseklikte bulunur. Geçmiş tarihin her döneminde önemli medeniyetlerin ve zengin kültürlerin ev sahipliği yaptığı Sur ilçesi, Karacadağ’ın lavları üzerine kurulmuş bir yerdir. Sur ilçesi, geçmiş dönemdeki özel medeniyetlerin bıraktığı tarihi eserler ile doludur.

Diyarbakır Kalesinin Özellikleri Nelerdir?
Diyarbakır kalesi yaklaşık olarak 5 km uzunluğunda, 10 metre yüksekliğinde ve 5 metre genişliğinde olan surların en iç kısmında bulunur. Diyarbakır kalesi, boyutları bakımından 1700 ile 1300 metreye kadar ulaşır. Kaleyi meydana getiren bu surlar, iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kalenin iç bölümünde bulunan surları tekrardan restore edilerek, daha geniş bir yapı haline getirilmiştir. Kalenin dış surlarının üzerinde dairesel, dört köşeli ve altı köşede olan toplam 82 tane burç bulunur. Burçların birçoğu iki katlı, birçoğu ise üç ve dört katlıdır. Alt katları ambar ve depo olarak kullanılır. Burçların üst katları ise genellikle askeri durumlar için ayrılan bir bölümdür. Yedi Kardeş, Nur, Keçi, Evli Beden, Kralkızı, Fındık, Mervani, ve akrep burçları en çok dikkat çeken ve etkileyici burçlar arasındadır. Dünyanın en sağlam yapıları arasında bulunan Diyarbakır Kalesi, ve Diyarbakır Kalesinin surları, muhteşem bir kültürel mirası temsil eder. Kalenin içerisinde bulunan burçlar, kitabeler, süslemeler ve motifler incelendiği zaman Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Eyyubiler, Akkoyunlar, Osmanlılar ve İnaloğulları dönemlerine ait olan ziyaretçilerine güzel bir yolculuğa çıkarır. Çift başlıklı kartal, akrep ve kaplan gibi ilgi çekici figürler genellikle Diyarbakır kalesini ziyaret eden kişilerin beğenisini kazanır ve dikkatini çeker.
Diyarbakır Kalesinin Dikkat Çeken Hikayesi
Diyarbakır kalesinin yer aldığı Diyarbakır surlarının muhteşem bir hikayesi vardır. Geçmişteki bir efsaneye göre bir usta ile kalfası günlerden bir gün iddiaya girer. Girdikleri bu iddia hangisinin en güzel suru yapacağı ile ilgilidir. İddiaya girdikleri gibi, aynı zamanda da bir taraftan surları yapmaya başlarlar. Yaptıkları surlar birbiriyle kesiştiği zaman birbirlerinin yaptıkları yapılara hayranlıkla bakar ve bunu kısa zamanda fark ederler. Usta hangimizin eseri daha güzel oldu dedikten sonra kalfasının ise hakkını yemez ve daha sonra surlardan atlar. Bu durumu gören kalfa üzülür ve ustasından sonra o da surlardan atlar ve ikisi de ölür. Bu hikaye, Diyarbakır kalesinin hüzünlü bir hikayesidir. Surların ise iki uc noktasını bekleyen bölge o günlerden beri, ben ve sen olarak günümüzde anılmaya devam eder.

Diyarbakır Kalesinin Kapıları ve Burçları
Diyarbakır kalesinin surlarının içinde Dağ Kapı, Urfa Kapı, Yeni Kapı ve Mardin Kapı adını alan dört tane önemli bir kapısı bulunur. Şehrin kuzeyinde bulunan Dağ Kapı, iki silindirik şeklindeki bir burç arasında bulunur. Mardin Kapı ise sahip olduğu surların güney kısmında bulunur. Urfa Kapı, şehrin batısında yer alır. Kapının üzerinde bulunan bir kitabeye göre Artuklu dönemine ait olan Hükümdar Sultan Mehmet tarafından gerekli bakım çalışmaları yapılarak onarılmış ve üzerinde ise insan ve hayvan figürleri bulunan bir demir kapı eklenmiştir. Osmanlı döneminde ise saltanat kapısı olarak çalışan ve padişahın sefer zamanlarında bu kapının açılıp sonrasında ise kapalı tutulduğu halk arasında söylenir. Şehrin doğusunda bulunan ve Su Kapısı olarak bilinen Yenikapı, basık kemerli ve tek girişli bir yer olup şehri tamamen Dicle Nehrine bağlar.
Diyarbakır kalesinin toplam olarak 82 tane burcu bulunur. Doğu ve batı burçlarının üzerinde hayvan desenleri yer alır. Geçmiş zamanda şehrin önemli girişlerinden bir tanesi olan bu kapıların dış bölümü bir avlu duvarı ile sınırlandırılmış ve denetimli olarak açık alan haline dönüştürülmüştür. Burçların dış cephelerinin taş kaplama avlu ile birleşen kesimlerinde yaklaşık olarak yerden 60 ve 70 cm yüksekliği kadar ulaşan bölümlerde yerden yukarı doğru yükselen ve neme bağlı olarak tuzlanma, renk değişimi ve çatlakların oluşması gibi bazı problemler gözlenmiştir.