Doğu Anadolu Türkiye’nin en yüksek bölgesi sayılır. Anadolu’nun en büyük gölü bu bölgededir. En yüksek yeri olan Ağrı dağı da buradadır. Günümüze kadar çeşitli uygarlıkların geçtiği bu topraklarda geriye medeniyet izleri kalmıştır. Görülecek birçok tarihi kalıntının yanı sıra doğal güzellikleri ile de bölge göz doldurur. Bunlar arasından sadece yedi tanesi incelenecektir. Sayısız neden ve güzellik yüzünden mutlaka görülmesi gereken bir bölgedir. Birçok farklı etnik grup ve din birlikte bu güzel mozaiği oluşturmaktadır. Kardeşçe yaşayan bu etnik gruplara bakarak öğreneceğimiz çok şey vardır.
Yüzyıllarca birlikte kardeşçe yaşamayı başarmışlardır. Bu bölge zengin geçmişinin tüm eserlerini günümüze yansıtmaktadır. Çok farklı kültürlere sahip birçok tarihi eser bölgenin farklı yerlerinde gidilmek üzere sizleri bekliyor. Bu kadar farklı kültürün eserleri kadar mutfak kültürü de burada hala etkisini sürdürüyor. Doğu Anadolu’da her kültürün yemek tadını biraz bulmak mümkün olacaktır. Bunun yanında farklı dinleri de bu bölge bünyesinde çok güzel bir şekilde bir araya getirmiştir. Farklı dinlere ait ibadet mekanları günümüzde de ayakta bulunmaktadır. Camiler, kiliseler, sinagoglar bu bölgede görülebilir.
Doğu Anadolu’nun Lezzet Saçan Mutfağı
Farklı ürünler ile oluşturulmuş farklı yerel mutfakları ile zengindir. Örneğin hayvancılığın gelişmiş olduğu Van ve çevresinde ünlü kahvaltılar mutlaka tadılmalıdır. Van otlu peynirleri ve bal kaymağı ile özel kahvaltılar sunan bir şehirdir. Bunun yanı sıra lezzetli etleri, kebapları ile de damakları şenlendirir. Burada bulunan Van Gölü ziyaretçilerin mutlak uğradığı yerler arasında bulunuyor. Van’a gelip göl kenarında kahvaltı yapıp güneşin batışını izlemeden gitmemek gerekir.
Mardin mutfağının vazgeçilmezi kaburga dolmasıdır. Sembusek Mardin usulü bir tür etli pizzadır. Yemeden geçmemek gereklidir. Mırra ve menengiç kahvesi en güzel Mardin’de yapılmaktadır. Burada yapılan yemeklerin ağır yemekler olması sindirim için özel kahvelerin yapılmasını sağlamıştır. Mırra ve menengiç kahvesi işte bunlardandır. Bu kahveler yemek sonrasında sindirimi kolaylaştırmak için mutlaka misafirlere sunulur.
Malatya denilince akla kayısılı kavurma gelir. Hangelin vatanı Kars’tır. En iyi çiriş ketesi Ağrı’da yapılır. Evelek sarması denince Erzincan, keldoş deyince akla hemen Bingöl gelir. Her ilin mutlaka tadılması gereken lezzetleri vardır. Bu lezzetler, lezzet avcısı gurmeleri Doğu Anadolu’ya çeker. Doğu Bölgesinin en güzel tatları hamur işleri ve et yemekleridir. Bu bölgenin havasının soğuk olması sebebiyle yapılan yemeklerin de ağır ve et yemekleri olmasına sebep olmuş. Burada yenilen yemeklerin tadı insanın damağında kalmaktadır.
Doğu Anadolu’nun Favori Gezilecek Yerleri
Ağrı Dağı
Ağrı dağı Anadolu’nun en doğu ucundadır. Türkiye’nin en yüksek dağıdır. En üstü bir örtü buzul ile yaz kış kaplı kalmaktadır. Efsanelere konu olmuş bir dağdır. Birçok medeniyet için önemli olan Ağrı Dağı’nın ziyaretçileri de çok olmaktadır.
Özellikle Nuh Peygamberin gemisinin tufan sonrasında bu dağa oturduğu inancı vardır. Doruğu ancak bulutsuz günlerde görülmektedir. Genellikle bir bulut ile kaplıdır.
Bir volkanik patlama sonucu oluşmuş şu anda uyuyan bir volkandır. 4000 metreye kadar bazalt, sonrasında ise andezit lavlar ile meydana gelmiştir. Dağcılık sporu yapan kişiler tarafından rağbet görmektedir. En yüksek noktası 5173 metredir. Hemen yanında Küçük Ağrı ve bu iki volkanı birbirine bağlayan plato bulunmaktadır. Bu plato volkanik bir oluşumdur. Zirveye ulaşmak isteyen birçok ülkeden dağcı tarafından tırmanılmaktadır. Burası dağcıların dünya çapında uğrak yeri olarak biliniyor. Zaman zaman buraya gelerek Ağrı Dağı’na tırmanan çok sayıda yabancı sporcu görebilirisiniz.
İshak Paşa Sarayı
Ağrıya kadar gelmişken elbette İshak Paşa Sarayı da atlanmadan gezilmelidir. Ağrı Dağı yakınındadır. Doğubayazıt ilçesine 5 kilometre uzaklığındadır. Büyüklüğü ile göz doldurmaktadır. Burası Doğu Anadolu’daki en çok dikkat çeken mimari eserler arasında da yer almaktadır.
116 odası bulunmaktadır. Aynı zamanda içinde avlular, türbe ve cami de vardır. Harem ve koğuşlar da mevcuttur. 2018 yılı içerisinde tam 121.094 turist tarafından gezilmiştir. Besyan aşiretinin büyükleri tarafından inşa edilmiş gerçek bir saraydır.
Bingöl Yüzen Ada
Bingöl’de olan Yüzen Ada dünyada benzeri olmayan bir oluşumdur. Tümüyle doğal olarak oluşmuştur. Göl bir yanardağ tarafından oluşturulmuş krater gölüdür. Çevresi dağlar ile doğal bitki örtüsü ve meşe ağaçları ile kaplıdır.
Suyu tatlı sudur. Üzerindeki üç ada ve üzerlerindeki bitkiler sabit kökleriyle toprağa bağlı değildir. Göl içinde salınım halindedirler. Yer değiştirmektedirler. Ama yine de bitkiler sudan gelen nem ile beslenmektedirler. Sadece göl zeminine kökler sabitlenmiştir. Adalar büyüleyici minik oluşumlar şeklindedir.
Girvelik Şelalesi
Erzincan şehir merkezinden yaklaşık yarım saatlik bir sürüş ile şelaleye ulaşılabilir. Toplam uzaklık 35 kilometre civarındadır. İnanılmaz doğal bir güzelliğe sahiptir. Çevre halkı tarafından sık sık ziyaret edilen ve piknik yapılan bir alandır. Suyun ve çevresinin güzelliği uzun süre orada kalmayı sağlamaktadır.
Dört mevsim farklı güzelliğe sahip bir alandır. O yüzden bir kere gitmek yeterli olmayabilir. Yılın farklı zamanlarında tekrar ziyaret edilebilir. Çevresinde olan yerlerde yemek yiyerek doğanın keyfini Doğu Anadolu’yu ziyaret eden herkes mutlaka yaşamalıdır. Çok sayıda su çağlayanından çıkan ses oldukça dinlendirici ve ruh üzerinde sağaltıcı olmaktadır. Bunun yerinde gözlemlenmesi ziyaretçiler için harika bir deneyim olacaktır
Ani Harabeleri
Kars geçmişi bakımında sınırda olması sebebiyle birçok medeniyetin geçiş noktası olmuştur. Kars’ta çok farklı dinden ve kültürden eserleri görmek mümkündür. Bu eserler arasında en çok görülmek üzere Kars’a gelinen eserler Ani Harabeleridir.
Önce UNESCO Dünya Tarihi Mirası Geçici Listesine, sonrasında ise Dünya Mirası Listesine kaydedilmiştir. Bu yüzden dünya üzerindeki sayılı yerlerden biridir ve sırf bu neden ile Doğu Anadolu ziyaret edilebilir.
961 ve sonrasında Ermeni Hükümdarlığı ve sonrasında Müslümanlığa ait tarihi kalıntılar bu alanda gezilip görülebilir. Yaklaşık 40 kilise yeri bulunmuştur. Tarihi ipek yolu üzerinde yer almaktaydı. Bu yüzden oldukça zengin bir geçmişe sahiptir. Yolunuz Kars’a düşerse mutlaka görülmeden geçilmemesi gereken bir yerdir. Çıldır Gölü
Kars ve Çıldır Gölü
Kars ve Çıldır gölü de mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Her yıl şubat ayı ortasında Altın At Kristal Buz Festivali düzenlenmekte ve çok sayıda konuk ağırlamaktadır.
Göl Doğu Anadolu’nun en büyük tatlı su gölü durumundadır. Aralık ayında Çıldır gölü donmaktadır. Çözülmesi Nisan ayında olmaktadır. Bu dönemde Çıldır gölü üzerinde atların çektiği kızaklar ile gezmek oldukça keyifli olmaktadır. Azeri müzikleri eşliğinde ve kızak çanlarının sesleriyle hoş bir gün geçirmek elinizde olacak. Kaz etiyle hazırlanmış muhteşem lezzetler de tadılabilir.
Bölgenin en büyük ikinci gölü sayılmaktadır. Kışın üzerinde kızaklar ile dolaşılan gölde yaz gelince yüzmek de mümkün. Aynı zamanda kışın buz altı ya da yazın normal tatlı su balıkçılığı da yapılmaktadır. Çevre halkın geçim kaynağı olmaktadır. İlginç tekniklerle yapılan buz altı balıkçılık yöntemlerini kışın ziyaret edenler gözlemleyebilir.
Doğa fotoğrafçılığı için de muhteşem olanaklar sunmaktadır. Doğanın en zor koşullarda bile insana ne kadar verici olduğunu bu göle yapacağınız ziyaret esnasında bir kez daha göreceksiniz. İnsanoğlu da doğanın şartları ne olursa olsun yaşamını yürütecek kaynakları rahatlıkla yine doğadan elde edebilmektedir.