Londra, karakteristik mimarisi, müzeleri ve zengin tarihi ile 8 milyondan fazla insanın yaşadığı dünyanın önde gelen başkentlerinden biridir. İki bin yıl önce Romalılar tarafından Thames Nehri kıyısında kurulan bu kozmopolit şehir, tarih boyunca dünya politikası, kültürü, sosyolojisi ve sanatı için bir buluşma noktası olmuş, neredeyse her açıdan dünyanın en büyük metropolüdür. Londra, farklı uluslardan, dillerden, kültürlerden ve renklerden insanların bir arada yaşadığı çok uluslu bir şehirdir. Bu çeşitlilik, Soho’nun barları, gece kulüpleri ve restoranlarından gece ve gündüz boyunca tadını çıkarmanızı, Carnaby Street’ten Çin Mahallesi’ne yürüyüp Oxford Street’in görkemine tanıklık etmenizi sağlar. Londra, dünyanın en iyi manzaralarından ve görülmeye değer yerlerinden bazılarına sahip dinamik ve etkileyici bir şehirdir. London Eye’dan şehri yukarıdan gözlemleyebilir, Madame Tussauds’da ünlülerle buluşabilir, British Museum’da dünya tarihine yolculuk yapabilir veya Doğa Tarihi Müzesi’nde dinozorlarla yüzleşebilirsiniz.

Big Ben Saat Kulesi ve Westminster Sarayı
Thames Nehri boyunca uzanan bu görkemli Parlamento Binası, Londra’nın en ünlü sembollerinden biri olan Big Ben Saat Kulesi ile aynı köşede bulunur. Ancak Big Ben Saat Kulesi ve Parlamento Binası, Birleşik Krallık vatandaşları dışındaki ziyaretçilere kapalıdır.
British Museum
Londra’ya yaptığınız seyahatin ilk durağı kesinlikle British Museum olmalı. Eğer sınırlı bir zamanınız varsa, İngiltere’nin en saygın müzelerinden biri olan British Museum’u tercih etmelisiniz. Dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin bazı bölümleri ve UNESCO listesinde yer alan Ksanthos antik kentinden çıkarılan Nereid Anıtı gibi eserler de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından toplanan arkeolojik buluntuları görmek mümkündür.
The London Eye
Dev çarkın içinde toplam 32 kapsül bulunur ve her bir kapsülde 25 kişi taşıma kapasitesine sahiptir. Bu sayede muhteşem bir şehir manzarası sunmaktadır. London Eye, cuma, cumartesi ve pazar günleri 10.00-20.30 saatleri arasında, diğer günler ise 10.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Westminster Abbey
Westminster Manastırı, İngiliz kral ve kraliçelerinin taç törenlerine ev sahipliği yapan Londra’nın en eski kilisesidir. Şehirdeki asıl katedral St. Paul olmasına rağmen, Westminster Katedrali’nin Bizans tarzındaki görüntüsü ve renkli mozaikleri görülmeye değerdir. Gotik tarzdaki kilise aynı zamanda İngiliz kraliyet ailesinin ebedi istirahat yeridir, bu nedenle etkileyici mezarlar da içermektedir. Katedral, haftanın her günü 09.30-15.00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır.

Buckingham Sarayı
Buckingham Sarayı, Londra’nın Westminster bölgesinde bulunan ve 1702 yılında Buckingham Dükü’nün Londra’daki malikanesi olarak inşa edilen bir saraydır. Günümüzde İngiliz Monarşisinin evi ve ofisi olarak kullanılan bu saray, devlet işlerini yürütmek ve kraliyet ailesinin yabancı konuklarını ağırlamak amacıyla kullanılır. Buckingham Sarayı, halkın ziyaretine 1993 yılından beri açıktır ve bu süre boyunca birçok ziyaretçiyi ağırlamıştır. Sarayın en çekici yönlerinden biri olan muhafız değişim törenini mutlaka deneyimlemelisiniz!
Hyde Park
Hyde Park, Londra’nın en ünlü parkı olup tam 350 hektarlık geniş bir alana sahiptir. İngiltere’deki kraliyet parklarından biri olarak kabul edilen bu park, 1536 yılında Kral 8. Henry ve kraliyet üyelerinin avcılık yapmak için beraber vakit geçirdikleri bir bölge olarak kullanılıyordu. Başlangıçta sadece Kral ve 1. James dışındaki ziyaretçilere kapalıydı, ancak zamanla halka açıldı. Günümüzde Hyde Park, Londra’nın en popüler noktalarından biridir. Ayrıca eğitici gösteriler, restoranlar ve ulaşım araçları da parkta bulunmaktadır. Kendine özgü büyüleyici güzellikleri ile birlikte, turistik cazibe merkezleri de içinde barındırır. Barclaycard’ın sunduğu British Summer Time gibi konser etkinlikleri düzenli olarak gerçekleştirilir. Parktaki cafe ve fast food noktalarında dondurmadan sıcak yemeklere kadar geniş bir yelpazede çeşitli seçenekler mevcuttur.

Victoria ve Albert Müzesi
Victoria ve Albert Müzesi, dekoratif sanatlar alanında en büyük müze olarak kabul edilmektedir. Özellikle 17. yüzyıldan günümüze kadar uzanan giysi koleksiyonları müzenin en dikkat çeken sergilerinden birini oluşturur. Bu koleksiyonlar, Victoria dönemine ait odalarla aynı tarzda dekore edilmiştir. Ayrıca, müzede en göze çarpan eserlerden biri de Hindistan dışında üretilmiş en etkileyici Hint eserleridir.
London Tower
Londra Kulesi (Tower of London), Londra’da en fazla ziyaret edilen mekanlardan biridir. Ortaçağ’dan kalma bir kaledir ve aynı döneme ait taç, mücevher ve zırh koleksiyonunu barındırır. Yaklaşık 900 yıllık tarihi ile Thames Nehri kıyısında bulunan Londra Kulesi, şehirdeki en eski ve ürkütücü yapılardan biridir. Tarihi boyunca Kraliyet Ailesi’nin mücevherlerini sakladığı bu kule aynı zamanda hapishane ve cephanelik olarak da kullanılmıştır. Monarşiye karşı gelenler bu kulede hapsedilir ve idam edilirdi.
Tower Bridge
19. yüzyıldan kalma ve şehrin sembollerinden biri olan Tower Bridge üzerinden şehirdeki diğer birçok simgeyi de gözlemleme fırsatınız olacak. 1894 yılında inşa edilen Tower Bridge, aynı zamanda Victoria Dönemi’nin süslü bir örneğini yansıtıyor. Köprü, yılın her günü 09.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
National Gallery
Londra Ulusal Galeri’nin zengin koleksiyonlarının tadını çıkarabilirsiniz. Galeri, sürekli sergilenen 2200’den fazla tablosuyla Londra’nın en önemli müzesi olarak öne çıkıyor. Erken İtalyan Rönesansı ve 17. yüzyıl İspanyol tablolarıyla dikkat çeken galeride, Leonardo’nun “Kara Kalem” ve Francesca’nın “Hz. İsa’nın Vaftizi” gibi tabloları da en değerli eserler arasında bulunuyor.

Londra Madame Tussauds Müzesi
Londra Madame Tussauds Müzesi, heykeltıraş Marie Tussaud tarafından kurulan bir balmumu heykel müzesidir. Çok popüler ünlülerin balmumu heykellerini sergileyen müzede Freddie Mercury, David Beckham, Audrey Hepburn, Angelina Jolie & Brad Pitt, Kim Kardashian, Adolf Hitler, Lewis Hamilton, Dalai Lama, Kate Winslet ve kraliyet ailesinin ünlü isimlerinin heykelleri yer alıyor. Müze sürekli olarak kendini güncelleyerek heykelleri değiştirme yeteneğine sahiptir. Aynı zamanda dünyanın en ünlü suçlularının da heykellerini görmek mümkündür. Madame Tussauds, Londra’da gezilecek yerler listesinde bulunan ve 200 yıl öncesinden bu yana kapılarını açan bir müzedir. Dünyanın birçok önemli şehrinde şubeleri bulunan müze, ziyaretçilere heykellere dokunma ve yakından görme fırsatı sunarak, modern ünlülerden Michael Jackson ve Kate Moss gibi isimlerle yan yana fotoğraf çekmek isteyen her yaştan ziyaretçiyi kendisine çekmektedir.
Londra Mutfağı
Londra’nın kozmopolit yapısı sayesinde farklı etnik mutfaklardan zengin bir yemek kültürüne sahip olduğu unutulmamalıdır. Kentte aradığınız her türlü yemeği bulabileceğinizden emin olabilirsiniz. Londralılar her daim yeni tatlar denemek için ünlü şeflerin en son tariflerini heyecanla bekliyorlar. Londra seyahatinde mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasında Fish & Chips (kızarmış balık ve patates), üstünde hardal, yumurta, cheddar peyniri, ıspanak ve bira sosu bulunan fırınlanmış ekmekten yapılan ünlü atıştırmalık Welsh Rarebit, Beef Wellington adlı mükemmel biftek spesiyali ve Sunday Roast with Yorkshire Pudding adlı sebzeli rosto bulunuyor. Tatlılar arasında hafif ve lezzetli bir tat olan Eton Mess (çilek, beze ve krema karışımı), çay saati favorisi olan tatlı scone ve reçelli bademli Bakewell Tart gibi özel turta seçenekleri bulunmaktadır. Londra’ya özgü içecekler arasında çay, kahve, zencefilli gazoz, bira, gin tonik, şarap ve elma suyu gibi seçenekler de bulunmaktadır.