Didim’in en dikkat çeken özelliklerinden biri, yakındaki Didyma-Milet-Priene üçlüsüdür. Bu yazıda antik dönemde filozofların şehri olarak tanınan Milet Antik Kenti hakkında bazı bilgiler sunacağız. Mitolojiye göre bu şehre ismini veren Miletosun hikayesi oldukça ilginçtir. Miletos, Girit Kralı Minos’un torunu ve Akakallis ile Apollon’un çocuğudur. Akakallis, babasının öfkesinden korumak için oğlunu ormanda gizlemiştir. Apollo, onu koruyucu olarak dişi bir kurt görevlendirmiştir. Kurtların büyütmüş olduğu Miletos, sonrasında bir çoban tarafından fark edilerek alınmış ve yetiştirilmiştir. Miletos yetişkinlik çağına geldiğinde Girit’i terk etmiş ve Menderes Nehri’nin kızı Kyane ile evlenmiştir, böylece Miletos şehrini kurmuştur. Rivayete göre Neleus, Miletos’a gelmiş ve burayı yeniden bir koloni olarak yerleşmiş. Ancak Neleus, erkekleri öldürmüş ve onların karılarıyla evlenmiştir. Miletoslu kadınlar bu durumu hoş karşılamamış ve yeni kocalarıyla aynı sofrada oturmamaya karar vermişlerdir.

Tarihi
Mitoloji ve efsanelerden tarihsel gerçeklere geçiş yaptığımızda, Milet’in M.Ö 7. ve 6. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşadığını görüyoruz. Milet, bir koloni şehri olarak kurulmasına rağmen deniz ticaretini ele geçirmesiyle büyük bir zenginlik kazandı. Akdeniz ve Karadeniz’de yaklaşık 90 koloni kurdu, bu koloniler arasında Sinop, Trabzon, Giresun gibi şehirlerde bulunmaktadır. Bu koloniler sayesinde Milet’in etkinliği ve gücü arttı, nihayetinde bir deniz ticaret imparatorluğunun merkezi haline geldi ve İyonya bölgesinin başkenti oldu. Aynı zamanda felsefenin temellerinin atıldığı bir şehir olarak da bilinir. Burada Thales gibi önemli filozoflar yetişti ve güneş tutulmasını önceden hesaplayarak astronomi ve geometri alanında yeni teoriler geliştirdiler.
Anaksimenes, varoluşu açıklamaya çalışmıştır. Anaksimandros ise o güne kadar doğadaki her olayı ayrı bir tanrının varlığına bağlayan mitolojiden uzaklaşarak, her şeyin nedenini doğanın kendisinde aramıştır. Hekataios ise coğrafya konusunda üstünlük göstermiştir.
Pozitif bilimin temellerini atan Thales ve onun öğrencileri, bu nedenle Fizikçiler Okulu olarak anılmışlardır. Milet Antik Kenti’nin bir diğer önemi, Anadolu’nun ilk planlı kenti olarak kabul edilmesidir. Milet’in ticari ve kültürel açıdan parlak dönemi, M.Ö. 494 yılında İyon Birliği ile Persler arasındaki Lade Deniz Savaşı’nda İyon Birliği’nin mağlup olması ve şehrin Persler’in kontrolüne geçmesiyle sona erdi.
Mimarisi
Milet’in diğer bölge kentlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, büyük bir alana yayılmış olmasıdır, örneğin Afrodisias gibi. Kentte bulunan tiyatro, Yunan-Roma tiyatrosunun en güzel örneklerinden biridir ve 19.000 kişi kapasitelidir. Kent merkezinde üç katlı bir anıtsal çeşme olan Nymphaion bulunmaktadır ve bu çeşmenin yanında 100 metre uzunluğunda bir tören yolu bulunmaktadır. Aynı zamanda Anadolu’daki en büyük Roma hamamlarından biri olan Faustina Hamamları da görülmeye değerdir. Hamamın içindeki havuzun hemen yanında Meandros (nehir tanrısı) heykelinin kopyası bulunmaktadır. Milet’in agora alanının birçok izi hala görülebilmekte olup, büyüklüğü etkileyicidir. Kentin agora kapısı ise Berlin’deki Bergama Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca Apollon Kitharoidos ikonografisi İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır. Miletteki Delphinion tapınağının kalıntıları da sizi beklemektedir.

Gezilecek Yerler
Heredot, tarihin babası olarak kabul edilir ve Büyük Menderes Nehrini “çalışan bir nehir” olarak tanımlamıştır. Bu nehir, taşıdığı alüvyonlarla zaman içinde sahil şeridinin ilerlemesine sebep olmuştur. Bu nedenle antik dönemde Latmos Körfezi’nin ağzında bulunan sahil şehri Milet, denizden 10 km içeride kalmıştır. Milet’in karşısındaki eski Lade Adası, şu anda ovanın ortasında bir tepe haline gelmiş durumda, Latmos Körfezi ise bugün Bafa Gölü’ne dönüşmüş durumda. Bu nedenle Milet Antik Kentini ziyaret ederken bir liman şehri beklememek önemlidir. Didim’e tatil yapmaya gittiyseniz, Milet’e ulaşmak için ilçe merkezinden yaklaşık 22 km uzaklıkta bulunan Didim-Güllübahçe Yol’nu takip edebilirsiniz. Ayrıca taksi veya Altınkum’dan ve ilçe merkezinden geçen minibüslerle de bölgeye ulaşabilirsiniz.
Milet Antik Kenti, günümüze neredeyse hiç hasar görmemiş olan muhteşem tiyatrosu, agora alanı, Roma hamamları ve meclis binası ile büyüleyici yapılarıyla dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra antik kentin kutsal merkezi Delphinionun yanı sıra Serapis ve Athena Tapınakları gibi dikkat çekici kalıntılarla birlikte üç Bizans kilisesi ve bir sinagog gibi önemli izler de bu bölgede görülebilir. Milet’te yer alan taşınabilir eserlerin çoğu Avrupa’daki müzelere götürülmüş olup, geride kalanlar İstanbul Arkeoloji ve Millet Müzelerinde sergilenmektedir. Ayrıca Milet’te, beylikler dönemine ait zarif bir cami de bulunmaktadır. Bu külliye, 1404 yılında Menteşeoğlu İlyas Bey tarafından inşa edilmiştir ve cami, medrese, kervansaray ve hamam gibi bölümleri içermektedir.

Didim (Didyma), Milet kentinin kutsal alanı ve kehanet merkezi olarak kullanılan bir bölge olup, yaklaşık 18 km uzaklıktadır. Bu alandaki en önemli yapı, Yunan mimarisinin baş yapıtlarından biri olan Apollon Tapınağıdır. M.Ö 3. yüzyılda inşa edilen bu tapınak, Efes ve Sisam’daki Apollon tapınaklarından sonra gelen en büyük üçüncü Apollon tapınağıdır. Tapınağın dikkat çeken özelliklerinden biri, 108 sütunuyla göz alıcı bir yapıya sahip olmasıdır. Ayrıca tapınağın iki yanında yer alan heykellerle süslenmiş kutsal bir yol, Didim’i Milet’e bağlamaktadır. Tapınağın girişinde, Didim’in sembolü olan ve mitolojide insanları taşa çevirdiğine inanılan Medusa kabartması bulunmaktadır.
Apollon Tapınağı, inşaatının hiç bitmediği bir yapı olarak bilinir ve tarih boyunca geleceği öğrenmek isteyenler için önemli bir ziyaret noktası olmuştur. Apollon, kehanetlerin babası olarak kabul edilir ve bu nedenle kehanet merkezleri genellikle onun adına inşa edilirdi. Antik Yunan döneminde, geleceği tahmin etmek büyük bir öneme sahipti ve Didimdeki tapınak, özellikle geleceği öğrenmek isteyenler için bir cazibe merkezi haline gelmişti. Didim’deki tapınakta, günümüzün falcılarına benzer şekilde bakire kahinler, ziyaretçilere gelecekle ilgili bilgiler verirdi. Ziyaretçiler, bu kutsal yolu geçerek rahibelere ulaşmak zorundaydılar. Rahibeler, küçük bir kutsal kuyu veya yeraltı kaynağının yanındaki döner bir taş bloğun üzerine oturur, tanrılardan ilham almak için yeraltı suyundan yükselen buharı solardı. Daha sonra gelecekle ilgili mısraları söylerlerdi. Ardından, dış avluda bekleyen dilek sahiplerine altı mısralık kehanet şiirleri verilirdi. Ancak Hristiyanlık döneminde, bu tür kehanet merkezleri şeytan işi olarak kabul edildi ve yasaklandı. Didimdeki tapınağın içine bir kilise inşa edildi ve bu dini yapılar, tapınakların yerini aldı.

Milet Müzesi
Miletos antik kentindeki tiyatro yakınında bulunan yerel müze, 1973 yılında ziyarete açılmıştır. Milet Müzesi’nde, Miletos, Didim ve Priene gibi çevredeki antik kentlerden çıkarılan eserlerin çeşitli dönemlere ait örnekleri sergilenmektedir. Müze, Büyük Salon, Orta Salon ve Küçük Salon olmak üzere üç farklı bölümde eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserler, ziyaretçilere bölgenin tarihi ve kültürel mirası hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Didim’in Mavi Bayraklı Plajları
Didim, günümüzde Altınkum plajıyla ünlü bir tatil merkezi olarak bilinirken, aynı zamanda Üçüncü Koy, Tuntaş, Yeşilkent ve Saklı Cennet gibi mavi bayraklı plajlara sahiptir. Kafasını dinlemek isteyenler için Akbük, huzurlu bir seçenek sunar ve Didim’in 55 kilometrelik sahil şeridindeki 40 bakir koya ev sahipliği yapar. Didim çevresinde keşfedilecek birçok yer bulunmaktadır, örneğin Milet ve Priene gibi antik kentler ile Bafa Gölüne yakındır. Ayrıca yakın köyler arasında Akköy, Akyeniköy gibi geleneksel Ege köyleri de bulunmaktadır.