Bursa iline bağlı Gölyazı Köyü, hem tarihi yerleri, hem eşsiz doğası ile bilinmektedir. Bursa’nın en zengin ve değer gören antik yerleşim yerlerinden biridir. Birkaç sene önce yapılan “Avrupa’nın en güzel 30 kasabası” oylamasında ülkemizden bu listeye giren tek köy olmuştur. Gölyazı Köyü, kadın ve erkeklerin balıkçılık yaparak geçim sağladığı bir köydür. Hem tarihi hem de doğasıyla bizleri etkileyen ve kuş cenneti olarak da bilinen Gölyazı, gezip görülmesi gereken yerlerden biridir.

Gölyazı Nerede?
Tarihi milattan öncelere dayanan ve Antik çağlardaki adı Apolyont olan Gölyazı, Bursa iline bağlı bir yarımadadır. Gölyazı, Bursa-Çanakkale yolu üzerindedir ve şehrin merkeze yaklaşık 40 km (45 dakika) uzaklıktadır. Bursa-İzmir karayolunun 37’nci kilometresinden sonra ise güneye dönüldüğünde yol Uluabat Gölüne çıkar. Uluabat Gölünden 5 km sonrasında ise sizi Gölyazı tabelası karşılar. İstanbul-Bursa arası ise 193 km (2 saat 50 dakika), İznik-Bursa arası 135 km (1 saat 50 dakika), Bursa-Ankara arası 434 km (5 saat 13 dakika) ve Bursa-İzmir arası 311 km (3 saat 15 dakika)’dir.
Gölyazı Gezilecek Yerler
Gölyazı Köyü, Antik Çağ’dan bugüne kadar yerleşim yeri olarak kullanılmaktadır. Eskiden ada iken köprü ile karaya tutunan Gölyazı küçük gibi dursa da burada bulunan yapılarıyla tarihe ilgisi olanların güzel ve keyifli vakit geçirebileceği turistik yerlere sahiptir.
- Apollon Tapınağı
Bu tapınağa ulaşım yalnızca tekneler ile yapılmaktadır. Ana karadan yaklaşık 1 km uzaklıktadır. Tapınağın mermerden görkemli duvarlarının bir kısmı göl suları altında kalsa da Gölyazı’nın tarihi yerlerinden bir tanesi olan Apollon Tapınağı mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.
- Uluabat Gölü
Uluabat Gölü, Antik çağda Apolyont Gölü olarak biliniyordu. Işık tanrısı olarak anılan Apollon, gölün içerisindeki adacıkların ve şehrin koruyucusu olarak kabul ediliyor ve saygı duyuluyordu. Gölyazı Köyü’ne kıyısı olan Uluabat Gölü doğal güzelliği ile bilinmektedir ve zengin tür çeşitliliği ile balıkçılığa büyük olanak sağlamaktadır. Özellikle gölden çıkan turna ve yayın balığı sayesinde büyük gelirler elde edilmektedir. Fakat bilinçsiz avlanma yüzünden türlerde azalma meydana gelmeye başlamıştır. Gölün uzunluğu yaklaşık 24 kilometre, genişliği 10 kilometredir. Doğa yürüyüşleri, kamp, piknik gibi aktiviteler için oldukça elverişli bir ortama sahiptir. Ayrıca sandalla gölü turlayabilir, unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz. Gölyazı’da gezilecek yerler arasında olan Uluabat Gölü’nü ücretsiz ziyaret edebilir ve keyifli vakitler geçirebilirsiniz.
- Ağlayan Çınar
Gölyazı Köyü’nün sembolik yerlerinden biri olan Ağlayan Çınar kulaktan kulağa dolanan meşhur efsanesi ile bilinmektedir. 700 yıldır yaşayan bu çınarın yaklaşık olarak 97 yıldır kanlı gözyaşları döktüğü biliniyor. Efsaneye göre, köyde yaşayan Mehmet adında bir Türk genci ile Eleni adında bir Rum kızı birbirine aşık olmuş. Her gün gizli gizli bu ağacın altında buluşurlarmış. Fakat Rum köylerinin boşaltılması ile o köylere Türkler yerleşmeye başlamış. Bu sırada Mehmet, Eleni’nin ağabeylerine Eleni’yi aradığını söylemiş. Eleni’nin ağabeyleri bu işin olmayacağını, unutması gerektiğini söylemişler. Mehmet direnmiş ve kavga çıkmış. Bu aşkın imkansız olduğunu bilen Eleni’nin ağabeyi Yorgi, Mehmet’i bıçaklamış. Mehmet bıçak darbeleriyle zar zor yürüyerek Eleni ile buluştukları ağacın oyuğuna gitmiş. Eleni’ye yakın bir arkadaşı Mehmet’in bıçaklandığı haberini vermiş. Eleni bunu duyunca ağlayarak ağacın yanında koşmuş fakat Mehmet kanlar içinde oracıkta can vermiş. Eleni bu acıya dayanamayıp orada intihar etmiş. O günden beri koca çınar her gün kan ağlarmış. Bu yüzden köy halkı bu ağaca Ağlayan Çınar adını vermiş. Görkemli gövdesi ve yemyeşil yapraklarıyla dikkat çeken bu ağacın efsanesinin yanı sıra bilimsel açıklaması da vardır. Ağaç yıllar içerisinde yan yattığı için gövdesinden doğal kaynak suyu çıkmıştır ve ağacın altında bir havuz oluşturmuştur. Bayır Mahallesi üzerinde yer alan ve büyük efsanesi ile bilinen, adına destanlar yazılan Ağlayan Çınar mutlaka gezilmesi gereken yerlerden biridir.
- Zambak Tepe
Eskiden Rum mezarlığı olarak kullanılan bu tepede mezarların üzerinde zambaklar olduğundan dolayı Zambak Tepe ismini almıştır. Tepenin hemen yanında ise antik dönemden kalan antik tiyatronun kalıntıları da bulunmaktadır. Ayrıca yakın zamanda ise stadion ve kült alanı da tespit edilmiştir. Zambak Tepe’ye çıkmak yorucu değildir ayrıca giriş ücretsizdir. Zambak Tepe’deki gün batımı ve göl manzarası ziyaretçileri güzelliği ile büyülemektedir.
- Aziz Panteleimon Kilisesi (Kültür Evi)
Gölyazı Aziz Panteleimon Kilisesi, Anadolu Rum Ortodoks kiliselerinin en önemli örneklerinden bir tanesidir. Ancak 1900 yılında ortaya çıkan yangından sonra yeniden inşa edilmiştir. Kilise Osmanlı Dönemi İstanbul Rum mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Kilise mübadeleden sonra farklı amaçlarla kullanılsa da zaman içerisinde büyük zararlar görmüştür. 2014 yılında ise Nilüfer Belediyesi’nin yaptığı çalışmalar ile Kültür Evi olarak hizmete açılmıştır. Kültür evine giriş ücretsizdir. İçerisinde yer alan mozaik tablolar ise sanata ilgi duyanlar için kesinlikle görülmeye değerdir.
- Tarihi Yarımada Sokakları
Günümüzde hamam ve kafeterya olarak kullanılan bu yapı zamanında burada yaşayan Rumlar ve Türkler tarafından ortak kullanılmıştır. Meydanda tarihi cami, kale giriş kapısı, surlar ve hamam bulunmaktadır. Ara sokaklarda ise birçok leylek yuvası bulunduran eski evler vardır. Leylekler Gölyazı’nın sık ziyaretçilerindendir. Tarihi surlar günümüze kadar çok yıpranmış ve çok azı ayakta kalmış olsa da bu tarihi atmosfer görülmeye değerdir.
Gölyazı’da Ne Yenir?
Gölyazı köy kahvaltısı ile meşhurdur fakat meşhur olmasının sebebi göl manzarasının kahvaltınıza eşlik etmesidir. Kahvaltıda köy yerlilerinin el açması gözlemelerini tercih edebilirsiniz.Göl kenarında aile işletmesi, küçük ve salaş kafeler var. Burada çay veya türk kahvesi içerek manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca kadınlar ve erkekler balıkçılıkla geçim sağladığı için göl kenarındaki küçük işletmelerde turna balığı yiyebilirsiniz. Ara sokaklarda kurulan tezgahlardan Napolyon Kirazı alıp tadabilirsiniz. Bu kiraza Apolyont Kirazı da denir. Bu bölgede yetişir ve inanılmaz bir lezzele sahiptir.
Gölyazı’da Fotoğrafçılık
İstanbul, Bursa, Ankara gibi birçok şehirden fotoğrafçılık kulüpleri Gölyazı’ya fotoğraf çekmek için geliyor. Eğer fotoğrafçılıkla uğraşıyorsanız veya ilginiz varsa bu muhteşem doğayı fotoğraf karelerinde ölümsüzleştirmek için buraya gelebilirsiniz. Adeta ayna etkisi yaratan durgun gölün, kadın ve erkek balıkçıların, Zambak Tepesi’nden gün doğumunun ve sanki poz veren leyleklerin eşsiz karelerini yakalayabilirsiniz.

Gölyazı’da Tekne Turu
Uluabat Gölü’nde tekne turu yapmak hem çevreyi daha iyi tanımanıza yardımcı olacak hem de keyifli bir deneyim yaşatacaktır. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında sizi muhteşem bir atmosfer ile karşılayacaktır ayrıca bu aylarda gölün üzerinde beliren nilüfer çiçekleri yolculuğunuza görsel şölen katacaktır. Tekne ile adacıkları da gezebilir, Apollon Tapınağı’nın kalıntılarının bulunduğu adayı fotoğraflayabilirsiniz.
Uzun yıllar boyunca Türkler ile Rumların beraber yaşadığı Gölyazı Köyü hem tarihi ile hem de muhteşem doğası ile görülmesi gereken yerlerden biridir. Yaklaşık 2600 yıldır kesintisiz yaşamın sürdüğü Gölyazı tüm doğası ve geride bıraktığı tarihi ile çok kıymetli. Uluabat Gölü, Apollon Tapınağı, Zambak Tepesi gibi meşhur yerleri ile bizlere çok güzel bir rota sunuyor. Gölyazı’nı gezerek bu güzel coğrafyaya tanıklık etmiş olursunuz. Ayrıca köylülerin el emeği ürünlerinden satın alarak destek olabilirsiniz.