Granada, İspanya’nın Endülüs bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu muhteşem bir şehirdir. Özellikle El Hamra sarayıyla ünlenen Granada, aynı zamanda canlı ve eğlenceli bir atmosfere sahiptir. Şehrin üçte biri öğrencilerden oluştuğu için genç ve dinamik bir yaşam mekanıdır. Tapas barları, İspanyol grupları ve sanatçılarla dolup taşarken, sokaklar hayat ve enerjiyle doludur. Diğer popüler Endülüs destinasyonlarına göre fiyatlar daha uygun olması da ziyaretçiler için cazip kılmaktadır. Granada, farklı mahallelerinin farklı dokularıyla da dikkat çeker. Bu özelliği sayesinde tekrarlamayan ve çeşitlilik sunan bir gezi planı yapabilirsiniz. Bir gün El Hamra sarayının büyüleyici estetiğinde kaybolurken, bir sonraki gün çingenelerin mahallesinde flamenko müziği dinlemek ve ardından gece hayatına akabilirsiniz. Şehrin büyüleyici cazibesinin temelinde Arap mirası yatmaktadır. İspanyol Emevileri döneminde uzun süre başkentlik yapmış olan Granada, hala bu geçmişten gelen mahalleler, saraylar, dil ve yemek kültürüyle zenginleşmiştir. Geçmiş yıllardan günümüze uzanan bu miras, şehrin kimliğini belirlemeye devam eder. Granada, Cordoba gibi o dönemin parlayan yıldızlarından biridir ve eğitim, bilim alanlarında büyük etkiler yaratmıştır. Hatta bazılarına göre, Rönesans’ı bile tetiklemiştir. Endülüs’ü Müslümanlardan geri almak amacıyla yapılan Reconquista hareketinin son kalesi olarak kabul edilen Granada İspanya, tarihi öneme sahip bir şehirdir. 1492 yılında Sevilla ve Cordoba gibi diğer İspanyol şehirleri gibi Granada da kaybedilmiş ve böylece İspanya’da Müslüman egemenliği sona ermiştir. Granada’nın tarihi zenginlikleri, canlı atmosferi ve çeşitli deneyimler sunan mahalleleriyle, Sevilla ile birlikte Endülüs’te ziyaretçilerin keyif alacağı iki yerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Granada Gezilecek Yerler Listesi
El Hamra Sarayı
El Hamra Sarayı gerçekten de dünya çapında büyüleyici ve önemli bir tarihi mirastır. Granada’ya ve hatta İspanya’ya gitmişken mutlaka ziyaret edilmesi gereken nadir yerlerden biridir. Size katılıyorum, bu eşsiz yapıyı görmek için bir tam gün ayırmak harika bir fikirdir. El Hamra Sarayı’nın tarihi ve mimarisi o kadar etkileyici ve büyüleyicidir ki, onu ziyaret etmek, Granada ve hatta İspanya deneyiminizin vazgeçilmez bir parçası haline gelir. Saray, İslam ve Hristiyan kültürlerinin muhteşem bir uyumunu yansıtan ve mimari açıdan bir başyapıt olan bir eserdir.
Granada Katedrali
Granada Katedrali, 16. yüzyılın başlarında, 1523 yılında İspanyol Katolik Kraliçeleri olan İzabel ve Ferdinand tarafından İspanya’da hüküm süren Müslümanların son temsilcileri olan Nasri Hanedanı’nın son kralı Boabdil’in teslim olmasından sonra inşa edilmeye başlanmıştır. Katedral, tamamlanması uzun yıllar süren bir proje olmuş ve Barok ve Gotik mimari stillerinin etkileyici bir karışımı olarak inşa edilmiştir. Bu sebeple, Endülüs mimarisi ile ilgisi yoktur. Granada Katedrali, “Santa İglesia Catedral Metropolitana de la Encarnación de Granada” olarak da bilinir ve İspanya’daki en büyük katedrallerden biridir. Gotik mimarinin etkileyici örneklerinden biri olan bu şaheseri ziyaret etmek, tarihi ve mimari açıdan zengin bir deneyim sunar. Katedralin içindeki sanat eserleri ve heykeller de büyüleyici ve görülmeye değerdir.
Kraliçe İzabel Şapeli
Kraliyet Şapeli (Capilla Real), Granada Katedrali’nin avlusunda 16. yüzyılın başlarında ekleme olarak Katolikler tarafından yaptırılmıştır. İçerisinde İspanya’da hüküm süren Katolik Krallar olan İzabel ve Ferdinand’ın mezarları da bulunmaktadır. Kraliyet Şapeli, İspanya’daki en önemli tarihi mekanlardan biridir ve Kraliyet ailesinin mensuplarına ait mezarlarla birlikte önemli sanat eserlerine de ev sahipliği yapar. Bu şapelin mimarisi ve iç dekorasyonu oldukça etkileyici ve göz alıcıdır. Granada Katedrali ile hemen yan yana olması, ziyaretçilerin kolaylıkla bu değerli yapıyı keşfetmesini sağlar. Kraliyet Şapeli’nin tarihi ve kültürel önemi, Granada’daki gezinizi tamamlayan unutulmaz bir deneyim sunar.
Albaicin (Albayzin, Albaisin)
Albaicin, Granada’nın tarihi ve etkileyici mahallelerinden biridir ve El Hamra Sarayı’nın kuzey tarafında yer alır. Beyaz boyalı duvarları ve Bodrum evlerini anımsatan mimarisiyle dikkat çeker. Bu muhteşem mahallede, Müslüman ve Yahudilerin evlerinin bulunduğu sokakları keşfetmek, gezinizi unutulmaz kılacak bir deneyim olacaktır. Albaicin mahallesinin tarihi İberler dönemine kadar uzanmaktadır. Daha sonra İslam döneminde, şehrin kalesi olarak kullanılan Al-Qasaba (Alkazaba) saraya taşınmadan önce bu mahallede bulunuyormuş. Bu nedenle, tarih kokan mahalledeki izleri sürebileceğiniz ve İslam döneminden kalma su sarnıçlarını keşfedebileceğiniz çok sayıda ilgi çekici yapı vardır. Albaicin’deki evler, kırsal ve yarı kırsal karakteristik özelliklere sahiptir ve bahçeli tarzda inşa edilmişlerdir. Aynı zamanda konaklar, ibadethaneler, tarihi hanlar ve hamamlar da bu şirin mahallede yer almaktadır. Bu mimari çeşitlilik, Albaicin’i ziyaret edenleri tarihte bir yolculuğa çıkarırken, atmosferinin büyüsüne kapılmalarını sağlar. Gerçekten de en iyi gezme şekli “kaybolarak keşfetmek”tir ve Albaicin mahallesi bu konuda harika bir seçenektir. Sokaklarında gezinirken, geçmişin izlerine tanıklık edebilir, tarihi dokuyu hissedebilir ve benzersiz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Charter House
Charterhouse, “Carmen de los Mártires” olarak da bilinir ve sulak meyve bahçeleriyle çevrili geleneksel evleri barındıran bir bölgedir. Türkçe’de “kiralık ev” gibi anlamsız bir karşılığı olduğundan, “Carmen de los Mártires” terimi daha uygun bir çeviridir. Bu bölgede ayrıca inşa edilmiş olan bir manastır da bulunmaktadır. Tarihi manastır, savaş sırasında ağır bir şekilde hasar görmüş olsa da başarılı bir restorasyon çalışması ile tekrar restore edilmiştir. Manastır, kilise ve evlerin yer aldığı bir dini komplekstir. Charterhouse’ın girişinde kemerli bir kapı bulunur ve manastırın avlusuna doğru uzanan bir yol vardır. Bu yolun sonunda merdivenlerle kilise bölümüne ulaşılabilir. Kilise ve manastır, ziyaretçilere tarihi ve dini açıdan zengin bir deneyim sunar. Charterhouse, Granada’nın tarihi ve kültürel mirasına katkıda bulunan, görülmeye değer bir bölgedir. Sulak meyve bahçeleri ve geleneksel evleri ile doğal ve etkileyici bir atmosfere sahiptir. Ayrıca, tarihi manastır ve kilise, bölgenin tarihini ve dini önemini yansıtır.
Granada Nasrid Ulu Camii
Granada’da Nasrid Ulu Cami olarak adlandırılan önemli bir tarihi yapı bulunmaktadır ve bu yapı Endülüs Emevileri dönemine kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Ancak, bu Nasrid Ulu Cami, 16. yüzyılın başında Katolik Kraliçeleri İzabel ve Ferdinand tarafından Katedral olarak kullanılmak üzere bir kısmı yıkılarak dönüştürülmüştür. Daha sonra Granada Katedrali olarak bilinen bu yapı, İspanya’daki en büyük katedrallerden biri olarak hizmet vermektedir.
Paseo de los Tristes
Paseo de los Tristes, Granada’da oldukça ünlü ve turistik bir caddedir. Bu cadde, Alhambra Sarayı’nın eteklerinden başlayarak Albaicin Mahallesi’ne kadar uzanır. Etkileyici bir tarihi dokuya sahip olan Paseo de los Tristes, dar ve taş döşeli yolları, renkli çiçekler ve etkileyici manzaralarıyla ziyaretçileri büyüler. Paseo de los Tristes üzerinde, El Patio de los Perfumes adında bir Koku Müzesi bulunmaktadır. Bu müze, çeşitli parfümleri ve kokuları tanımak, keşfetmek ve deneyimlemek için harika bir yerdir. Ayrıca, bu cadde üzerinde “Çiçek Meydanı” olarak da bilinen Plaza Nueva bulunur. Plaza Nueva, Granada’nın merkezi meydanlarından biridir ve çeşitli kafe ve restoranlar, dükkanlar ve tarihi yapılarla çevrilidir. Paseo de los Tristes, Granada’da ziyaretçilerin büyüleyici manzaralar eşliğinde keyifli bir yürüyüş yapabileceği, tarihi ve turistik bir caddedir. Çiçek Meydanı ve Koku Müzesi gibi ilgi çekici yerleriyle, bu cadde, Granada’daki gezi planınıza dahil edilmesi gereken önemli bir mekandır.