İki kıtayı birleştiren, 16 yüzyıl boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere üç farklı imparatorluğa başkentlik yapmış olan ve dünyanın en güzel şehirleri arasında yer alan İstanbul, her dönemde şiirlere ve şarkılara konu olmuştur. Dünya üzerindeki en büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğinin bu denli fazla olmasına neden olmuş. Bununla birlikte var olan doğal güzellikleriyle de herkesi kendine hayran bırakıyor. İstanbul Anadolu Yakası gezilecek yerler açısından da oldukça zengin olanaklara sahip.
Hem Avrupa yakasında hem de Anadolu yakasında birçok güzelliği saklayan İstanbul’da gezilecek yerleri tek bir seferde anlatmak mümkün değil. O nedenle bu listemizde “İstanbul Anadolu Yakasında nereye gidelim” sorusuna cevap vereceğiz.
Kız Kulesi
İşte karşınızda boğazın incisi, Kız Kulesi. İstanbul Boğazı’nın Salacak açıklarında yer alan küçük bir ada üzerine inşa edilmiş olan kule Üsküdar’ın sembolü haline gelmiştir. Milattan önce 24 yılına kadar uzanan bir geçmişi olduğu bilinen Kız Kulesi, Üsküdar semtinde Bizans’tan kalan tek yapı olma özelliğini de taşıyor. Kulenin bugünkü halinin temelleri ve alt katının önemli bölümleri II. Mehmet döneminde yapılmıştır. İlk dönemlerinde boğazdan geçen gemilerden vergi almak için kullanılmış, Osmanlı Döneminde ise savunma kalesi, sürgün yeri, karantina bölgesi olacak birçok görevi üstlenmiştir. Ancak her ne olarak kullanılmış olursa olsun her dönemde asıl görevi olan boğazdan geçen gemilere yol gösterme işlevini asla kaybetmemiştir. Birçok efsanesi olan Kız Kulesi’nin en bilinen hikayesi Galata Kulesi’ne olan aşkının anlatıldığı hikayedir. Efsaneye göre iki kulenin birbirine olan aşkı kavuşmalarına engel olan boğaza rağmen onları yüzyıllarca ayakta tutmuştur.
2000 yılında geçirdiği restorasyonla boğazın eşsiz manzarasını izlerken aynı zamanda lezzetli yemekleri de tadabileceğiniz bir mekan haline dönmüş olan Kız Kulesi’ne Salacak’tan sandallarla ulaşabilirsiniz.
Çamlıca Tepesi
İstanbul’un en muhteşem manzaralarından birine sahip olan Çamlıca Tepesi, Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca olmak üzere iki kısma ayrılıyor. Büyük Çamlıca’dan İstanbul Boğazı, Adalar ve Avrupa Yakası’nı yeşillikler arasında izlemeniz mümkün. Aynı zamanda Çamlıca Tepesi içerisinde yer alan tesislerde yemek yiyebilir, çay-kahve içebilir ve bu tesislerin muhteşem dekorasyonu ile nostaljik bir gün geçirebilirsiniz.
Anadolu Hisarı
Anadolu yakasının en gözde mekanlarından birisi olan Anadolu Hisarı, 1395 yılında dönemin padişahı Yıldırım Bayezid tarafından İstanbul kuşatmasının bir planı olarak yaptırıldı. Kuşatma dönemin şartlarında başarılı olmamış olsa da Anadolu Hisarı o günlerden bize kalmış en güzel eserlerden biri. Güzelliği nedeniyle bugün Güzelhisar olarak da anılan Anadolu Hisarı’nı gezerken muhteşem yapı içerisinden boğazı izleyebilir ve hisarın etrafındaki restoran ve kafelerde bir şeyler atıştırırken semtin tarihi dokusunu içinize çekebilirsiniz.
Anadolu Kavağı
İstanbul’un Karadeniz’e açılan kapısı olan Anadolu Kavağı, Beykoz semtinin en güzel mekanlarından biri. Kendine özgü mimari yapısı, tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile muhteşem bir balıkçı kasabası olan ve kendi içerisinde İstanbul’un birçok ünlü mekanını barındıran Anadolu Kavağı’nda yapabileceğiniz çok çeşitli aktiviteler var. Bir balıkçı kasabası olması nedeniyle yapabileceğiniz ilk ve en önemli aktivite sahilde yer alan balıkçılarda lezzetli balıkları tatmak olacaktır. Yine sahilde yer alan kafelerde manzaranın tadına vararak çay-kahve içebilir veya kasabanın sokaklarını keşfe çıkarak nostaljik dakikalar yaşayabilirsiniz.
Anadolu Kavağı’na kadar gelmişken mutlaka ziyaret etmenizi önereceğimiz özel bir mekan da Yuşa Tepesi. İstanbul’da görebileceğiniz en muhteşem boğaz manzaralarından birine sahip olan bu tepe çoğunlukla Yuşa Hazretleri’nin türbesini görmek isteyenler tarafından ziyaret ediliyor. Türbeyi ziyaretinizden sonra türbe dışarısında bulunan camiyi de görebilir ve yine türbe etrafına konumlandırılmış hediyelik eşya dükkanlarını da gezebilirsiniz.
Çinili Cami
İstanbul’un en gözde semtlerinden biri olan Üsküdar’da bulunan Çinili Cami, Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü kadınlarından biri olan Kösem sultan tarafından yaptırılmıştır. Dört duvarı çiniler ile kaplı olan cami, 17.yüzyıl Osmanlı çini sanatının en güzel eserlerini sergiler niteliktedir. Tek minareli ve tek şerefeli olarak inşa edilmiş olan cami 2018 yılında geçirdiği restorasyon ile bugün hem ibadete hem de gezip görmek isteyenlerin ziyaretine açıktır.
Beylerbeyi Sarayı
Yine Üsküdar semtinde bulunan ve semtin en nadide eserlerinden birisi olan Beylerbeyi Sarayı 1865 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Yazlık saray olarak inşa edilmiş olan yapının en öncelikli görevlerinden birisi de önemli devlet misafirlerini ağırlamasıdır. Geniş bir alana inşa edilmiş asıl sarayın etrafında Sarı Köşk, Mermer Köşk, Deniz Köşk ve Ahır Köşkü gibi yapılar da bulunmaktadır. Beylerbeyi Sarayı Barok ve Osmanlı tarzının bir araya getirilmesi ile inşa edilmiştir. Bu nedenle harika bir mimariye sahiptir. İç mekanlarında ise ahşap oymacılığı ve altın işçiliğinin en güzel örneklerini görmek mümkündür.
Adile Sultan Kasrı / Hababam Sınıfı Müzesi
Hepimizin severek izlediği, günümüzde yeni versiyonlarının bile çekildiği Hababam Sınıfı Yeşilçam’ın ikon haline gelmiş film serilerinden birisi. Bu filmlerde Özel Çamlıca Lisesi olarak tanıdığımız mekan aslında Validebağ Korusu içerisinde yer alan Adile Sultan Kasrı. Sultan Abdülaziz’in kız kardeşi Adile Sultan için yaptırdığı mekan şu anda öğretmenevi olarak hizmet vermektedir. Öğretmenevinin odalarından birisi ise Hababam Sınıfı Müzesi olarak düzenlenmiş ve ziyaretçilerini kabul etmektedir. Müze içerisinde Hababam Sınıfı filmi karakterlerinden bazılarının balmumu heykellerini, duvarlarında filmin posterlerini ve film çekimi esnasında çekilmiş fotoğrafları görebilirsiniz. Müzeyi ve Adile Sultan Kasrı’nı gezdikten sonra Validebağ Korusu içerisinde keyifli bir doğa yürüyüşü yaparak keyifle vakit geçirebilirsiniz.
Sabri Artam Vakfı Otomobil Müzesi
Sırada otomobil tutkunlarının hayran kalacağı bir gezi önerimiz var; Sabri Artam Vakfı Otomobil Müzesi! Beş katlı müzenin her katında farklı bir döneme ait klasik otomobiller sergileniyor. Müzede otomobillerin yıllar içerisinde geçirdiği değişimler, teknik özelliklerini anlatan maketler ve dünyanın çeşitli yerlerinden toplanıp gerekli onarımlarla yeniden toparlanmış araçlar da yer alıyor. Eğer otomobillere özellikle de klasik otomobillere meraklıysanız bugün piyasada göremeyeceğiniz muhteşem araçları görmek için bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Fatih Korusu (Otağtepe)
İstanbul Boğazı’nı doyasıya izleyebileceğiniz en güzel mekanlardan birisi belki de Fatih Korusu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Boğaziçi Köprüsü’nü tam tepeden görebileceğiniz, şehrin karmaşasını sessizce uzaktan izleyebileceğiniz, muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz ve huzurlu bir yürüyüş yapabileceğiniz koru Beykoz’da yer alıyor. Koru içerisinde yiyecek-içecek satışı yapan herhangi bir mekan bulunmuyor ancak bu muhteşem manzarayı gördüğünüzde eminiz ki aklınıza hiçbir şey yemek içmek gelmeyecek. Ama illa ki bir şeyler yiyip içmek isterseniz, koruyu gezip pozitif enerji dolduktan sonra korunun yakınlarında bulunan mekanları değerlendirebilirsiniz.
İstanbul Anadolu Yakasında hafta sonu ne yapılır diye merak edenler için mutlaka gezip görmeniz gereken yerleri sıraladık. Elbette İstanbul içerisinde birçok güzelliği saklayan bir şehir. Attığınız her adımda mutlaka yeni bir keşifle karşılaşacaksınız. Ancak İstanbul’da gezmek için kısıtlı bir zamanı olan gezginler ve İstanbul Anadolu Yakasında neler var? sorusuna hızlı bir cevap arayanlar için bu liste şimdilik yeterli olacaktır.