İstanbul, yalnızca sahip olduğu iki yakası ve tarihi güzellikleri ile insanların en fazla ziyaret ettikleri yerlerden bir tanesi değil. Aynı zamanda mavilikler içerisinde yer alan Adalar ile de özellikle sıcak havalarda çok fazla ziyaretçiyi kendine çekiyor. İstanbul’un her iki yakasından da son derece kolay bir şekilde ulaşabileceğiniz adalar, özellikle de havaların ısınmaya başladığı dönemlerde kalabalık olduğundan; sakin bir gezinti için sonbahar başı sizin için ideal gezi zamanı olabilir. Siz de bu adaları ve buralarda nerelere gitmeniz gerektiğini merak ediyorsanız; içeriğimize göz atabilirsiniz.

Heybeliada Gezilecek Yerler
Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi: Vapurdan iner inmez karşınıza çıkan bu kilise, Heybeli gezi rehberi içerisinde de ilk sırada yer alıyor. Her ne kadar halen aktif olarak kullanılan bir ibadethane olduğu için içeride fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Eski bir Bizans kilisesinin üzerine tekrardan inşa edilmiş olan bu binanın inşa yılı ise 1857. İnşa edildiği yıllarda balıkçıların denize açılmadan önce buraya gelerek dua ettiği söyleniyor.
Sanatoryum: Adanın geçmişi incelendiği zaman 16. yüzyıla kadar iniliyor. Ve o dönemlerde veba salgınından kaçan Hıristiyanların burada izole bir hayat başlattıkları bilinmekte. 1924 senesine gelindiği zaman ise Atatürk, verem gibi ciddi ve uzun tedavi gerektiren hastalıklar için adada sanatoryum açılması direktifini veriyor. O zamanlarda Rıfat Ilgaz ve İsmet İnönü gibi değerli kişilerin tedavi edildiği sanatoryum 2005 yılında kapatılmış. Yapıya girip gezemiyor olsanız bile bahçesinde geçireceğiniz zaman dahi ruhunuza iyi gelecek.
Terk-i Dünya Manastırı: Her ne kadar adanın merkezine uzak bir noktada yer alıyor olsa da sahip olduğu ağaçlıklı yolları, Heybeli gezi rehberi içerisinde yer almasını sağlıyor. Çam Limanı Koyu’nun nazır burnunda yer alan bahçesinden sanatoryumu izleyebilirken aynı zamanda mezarların arasında da dolaşabilirsiniz. Manastır, ismini 1860’lı yıllarda buraya gelip dünyadan soyutlanmak isteyen keşişlerden almakta. Manastırın içinde ise burayı koruyan ve bakımını yapan bir Rum ailesi ikamet ediyor.
Ruhban Okulu: 9. yüzyıla kadar uzanan tarihi ve 1971 yılına kadar eğitim vermesinden dolayı bu okul sadece Heybeli gezi rehberi içinde yer almıyor. Aynı zamanda Ortodokslar için de son derece önemli bir yer. Her ne kadar şimdilerde kapalı halde olsa da yetiştirmiş olduğu öğrencilerin büyük bir kısmı, yer aldıkları cemaate yararları ile isimlerinden söz ettirmeyi başarıyorlar. Değirmenburnu Tabiat Parkı içerisinde konumlanmış okulun giriş katındaki sınıflar ziyarete açık.
Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi: Heybeliada’da yaşamını sürdürmüş olan ünlü şair ve yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın evi, şimdilerde müze olarak kullanılıyor. 1912 ila 1944 yılları arasında bu evde yaşamış olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın el işlerinin bulunduğu eşyalar ve kitaplar ziyaretçilere sunuluyor. Tepe üzerinde yer alan müze, aynı zamanda son derece güzel bir manzaraya sahiptir. Pazartesi günü hariç her gün açık olan müzeye giriş ise ücretsiz.

Adalarda Nereler Gezilmeli?
Büyükada Rum Yetimhanesi: Fransız Mimar Alexandre Vallaury tarafından 1898 yılında otel olarak yaptırılan Büyükada Rum Yetimhanesi, söylentilere göre dünyanın en büyük ahşap binası. Prinkipo Palace Otel ismine sahip olan yetimhane bundan dolayı Prinkipo Yetimhanesi olarak da anılmakta. Manastır Tepesi’nde bulunan yapı, göz kamaştıran bir manzaraya da sahip. II. Abdülhamit’in otel olmasına izin vermediği bu yapı sonrasında zengin bir Rum ailesi tarafından patrikhaneye yetimhane olarak bağışlanıyor. Her ne kadar şu an metruk bir vaziyette olsa da Büyükada’ya geldiğinizde buraya mutlaka uğramalısınız.
Aya Yorgi Kilisesi: Rumlar tarafından Aya Yorgi olarak isimlendirilen kilise, Saint George adına inşa edilmiş olup buradaki Saint George ikonası mutlaka gelenlerin gözüne çarpar. Adalar’da gezilecek yerler içerisindeki bu kilise ruhsal bir anlam taşırken aynı zamanda da adak kilisesidir. Özellikle Nisan ve Eylül aylarında çok fazla ziyaretçinin geldiği kilise 19. yüzyıl yapısı olup 3 çanı ile bilinir.
Adalar Müzesi: Kent müzesi olma özelliğine sahip bu müze, sahip olduğu zengin koleksiyonu ile yalnızca Adalar’da gezilecek yerler arasında bulunmuyor. Aynı zamanda adalar hakkında detaylı bilgi almak istediğinizde; sahip olduğu 20 bin belge ve yüzlerce obje ile sizi hem kültürel hem de tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Aya Dimitri Cemaat Kilisesi: Büyük dini bayramlarda gerçekleştirilen ayinlere ev sahipliği yapmakta olan Rum Ortodoks kilisesi, son derece geniş bir bahçe içerisinde bulunan yapı adada yaşamını sürdürmekte olan Ortodoksların katkıları ile inşa edilmiş. İnşa tarihi 1856 – 1860 yıllarına kadar uzanan kilisenin mimarı ise Fistikos Kalfa’dır. Günümüzde yapının avlu kısmında İmparator II. Justin’in baş harflerinin kabartmalı şekilde yer aldığı bir sütun başlığı sergileniyor. Kubbeli pasajlar ile sıralanmış üç giriş yoluna sahip kilise, taştan yapılmış üç koridordan meydana geliyor. Haftanın her günü ibadete açık olan bu kilise, mutlaka Adalar’da gezilecek yerler listenizde ilk sıralarda yer almalı.
Hamidiye Cami: 1 asrı geçkin yaşa sahip cami, II. Abdülhamit zamanında inşa ettirilmiş. Yapımına 1892 yılında başlanan cami, bir sene sonrasında tamamlanmış. Kesme küfeki taştan yapılan cami iki katlıdır. Düz tavanlı ve iki sütunun yer aldığı alt kat, ilk senelerde Türk çocukları için okul olarak kullanılmış. Cami olarak kullanılan kata ise iki kollu merdiven ile çıkılıyor.
Musevi Sinagogu: Büyükada’da Avram Arslan Efendi Fresko’nun arsası üzerine 20. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş olan sinagog, adaya sayfiyeye gelen Yahudi toplumunun ibadet ihtiyaçlarını karşılaması adına yapılmış. Arsayı başlayan kişiyi onurlandırmak adına Avram’ın iyiliği anlamına gelen Hesed le Avram olarak da isimlendirilir. 1 Nisan 1904 yılında açılmasından sonra buradaki Musevi sayısının artması ve sinanogun yetmemesinden dolayı 1921 yılında burası yıkılarak yerine yenisi inşa edildi. Büyükada mimarisi ile uygun olacak şekilde inşa edilmiş olan sinagog, Musevi bayramlarında ve yaz aylarında açıktır.

Sedef Adası: Prens Adaları’nın en küçüğü olan Sedef Adası, Adalar’da gezilecek yerler listesinde de kendine yer buluyor. Daha önceki dönemlerde çok fazla sayıda tavşanın burada olmasından dolayı uzun zamanlar boyunca Tavşanadası olarak anılan ada, şimdilerde uzaktan sedefe benzemesinden dolayı bu ismi aldı. Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmış bu adada herhangi bir tarihi yapı yer almıyor olsa da adalardaki en güzel denize sahip yer olarak bilinmesinden dolayı buradaki ücretli plajlarda sıcak havanın ve denizin tadını doyasıya çıkartabilirsiniz.
Adnan Menderes Müzesi: Eski adı Yassıada yeni adı Demokrasi ve Özgürlük Adası’nda yer alan müze, daha öncesinde subay yatakhanesi olarak kullanılıyordu. 1960 darbesi sonrasında tecrit odaları olarak kullanılmış müzede Adnan Menderes’in çocukluğundan son dönemine kadarki yaşamının en önemli anları aktarılıyor. Aynı zamanda Menderes’in tecrit edildiği hücre de yine bu binada yer alıyor.
Dönüşüm Manastırı: Kınalıada’da yer alan manastır, Adalar’da gezilecek yerler içinde bulunan bir diğer önemli bölge. Manastır Tepesi’nde yer alan bu yapının, Bizans’a ait bir manastır kalıntısı üzerine inşa edildiği bilinmekte. Türklerin fethi sonrasında yıkılmaya başlamış manastır, 1720’li yıllarda Sakızadalı olduğu bilgisi bulunan bir grup tüccar tarafından yenilenmiş.