Medrese, İslam ilimlerinin ve fen bilimlerinin öğretildiği yüksek öğrenim kurumu olarak tanımlanır. Kökeni Arapça “Derase” kelimesinden gelir ve talebelerin ders alıp ilim öğrendiği bir yer olarak adlandırılır. Genel olarak sıbyan mektebinin (ilkokul) üstünde eğitim ve öğretim sunan orta ve yüksek öğrenim kurumlarına medrese denir. Daha önceki dönemlerde benzer düzeyde eğitim ve öğretim kurumları mevcut olsa da, bu tür yerler için medrese terimi kullanılmamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitim ve öğretim büyük ölçüde medreselere dayanıyordu, bu durum tıpkı diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi geçerliydi. Osmanlı İmparatorluğu’nda medrese eğitimine başlamak isteyen bir öğrenci genellikle beş veya altı yaşlarında sıbyan mekteplerine başlardı. Bu okullarda öğrencilere alfabe (elifba) öğretilir, yazı okuma becerileri kazandırılır, Kur’an-ı Kerim’i okuma ve temel dört işlem matematik problemleri gibi temel bilgiler verilirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda sıbyan mektepleri, köylerden şehirlere kadar her yere yayılmıştı. 15. ve 16. yüzyıllarda sadece İstanbul’da bile yaklaşık iki bin sıbyan mektebi bulunuyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş toprakları düşünüldüğünde, ülke genelindeki sıbyan mekteplerinin sayısının yüz binlere ulaştığını tahmin etmek kolaydır. 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı bölgelerini ziyaret eden bir Fransız gezgin, her köyde mekteplere rastladı ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki temel eğitim seviyesinin batı ülkeleriyle karşılaştırılamayacak kadar ileri olduğunu hayretle gözlemledi. Bu köylerdeki cami ve mescitlerde sunulan ilköğretim ve eğitim faaliyetleri eklenince, Osmanlı İmparatorluğu’nda geniş kapsamlı bir eğitim ve öğretim sisteminin bulunduğu anlaşılır.

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki eğitim kurumları içerisinde en üst seviyede eğitim ve öğretim sunan kurumlar, şüphesiz medreselerdi. Medreseler, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki eğitim sisteminin orta ve yüksek öğrenimini gerçekleştiren önemli kurumlardı. Osmanlı medreseleri, önceden sıbyan mekteplerinde aldığı temel eğitimi takiben daha ileri seviyede eğitim almak isteyen öğrencilere hizmet veriyordu. Osmanlı medreseleri, genel olarak iki ana kategoriye ayrılır:
Umûmî Medreseler: Bu tür medreseler, kadı (şeriat yargıcısı), müderris (profesör), ve müftü (din adamı) gibi pozisyonlara yetişmek amacıyla kurulmuştu. Umûmî medreseler, Yirmili, Otuzlu, Kırklı, Ellili, Altmışlı ve Altmış Üstü medreseleri gibi farklı seviyelerde sınıflandırılırdı.
İhtisas Medreseleri: İhtisas medreseleri, belirli bir dini ilim dalını veya fen bilimlerinden birini öğrenmeyi hedefleyen ve bu alanda uzmanlaşmak isteyen öğrencilere yönelik olarak kurulan kurumlardı. Bu medreseler, ilgili ilmin öğretimine ve uygulanmasına yönelik özel bir yöntemle eğitim verirdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nda medrese sistemi, dinî ve fennî ilimlerin yayılmasına ve sürdürülmesine önemli katkılarda bulunmuş, Osmanlı toplumunun entelektüel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Bu medreseler, İslam hukuku, felsefe, tıp, matematik, astronomi gibi birçok farklı alanda eğitim vererek bilim ve kültürün gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Kasımiye Medresesi
Bu medrese, Artuklu Döneminde inşa edilmeye başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde, yani 1457-1502 yılları arasında tamamlanmıştır. İki katlı bir yapının kubbeli ve tek açık avlulu olarak inşa edildiği bu medrese, sağlam bir yapı ve mükemmel bir mimariye sahiptir. Yapımında düzgün kesme taşlar kullanılmıştır. Bu medrese, güney cephesinde ovaya doğru geniş bir görünüme sahiptir ve Mardin’deki diğer yapılar arasında en büyüklerinden biridir. Açık medrese tipine örnek olarak kabul edilen bu yapı, tek bir avlu etrafında düzenlenmiş, iki katlı ve tek eyvanlı bir yapının özelliklerini taşır. Yapımında kesme taşlar ve tuğlalar kullanılarak büyük bir titizlikle inşa edilmiştir.
Güney cephesinden giriş yapılan bu yapının ana girişi, taç kapıyla süslenmiş ve beşik tonozlu bir koridorla bağlanır. Bu koridorun batısında, ana girişle aynı girişi paylaşan bağımsız bir mescit bulunmaktadır. Doğu tarafında ise iki kat yüksekliğinde bir cami bulunmaktadır. Ana portalden girildiğinde, büyük bir avlunun etrafında revaklarla çevrili hücreler sıralanmıştır. Bu avlunun kuzeyinde, ikinci kata çıkan büyük bir eyvan ve önünde bir havuz bulunur. Bu yapı sadece bir medrese olarak değil, adeta bir külliye kompleksi olarak tasarlanmış gibi görünmektedir. Ayrıca yanında bulunan zaviye ve türbe, bu kompleksin bir parçası olarak düşünülmüş olabilir. Kasımiye Medresesine ulaşmak için Mardin’in güneybatısındaki Mardin Şehir Stadyumunu geçtikten sonra İtfaiye garajından sağa dönerek yaklaşık 250 metre ilerlemeniz gerekmektedir.

Kasımiye Medresesi Havuzu
Kasımiye Medresesinde bulunan havuz, esasında insanın ana rahmine düşmesinden mahşer gününe dek olan hayat hikayesini simgeler. Havuzun ilk döküldüğü nokta, bir insanın ana rahmine düşüşünü temsil eder. Ardından gelen küçük bölüm, çocukluğu simgeler. Medrese eyvanının içinde uzanan uzun alan, bir insanın ömrünün uzun hikayesini anlatır. Suyun akıp gittiği küçük delik ise ölümü temsil eder. Büyük havuz ile bağlantılı olan uzun ve dar yol, insanın en zorlu yolculuğu olan Sırat Köprüsünü sembolize eder. Medresenin tam merkezindeki büyük havuz, mahşer gününü işaret eder. Bu etkileyici hikaye, Kasımiye Medresesinin tek ilgi çekici yönü değildir çünkü medresede işlenen derslerin olduğu odalar ve duvardaki kan lekesi gibi detaylar bile insanı büyüler.
Derslikler
Kasımiye Medresesi, dönemin en saygın ilim merkezlerinden biriydi. Medresede El Cezeri’nin Fil Saati ve birçok önemli bilimsel çalışmasına dair bilgilere erişmek mümkündü. Ancak medreseyi benzersiz kılan özelliklerden biri, büyük giriş kapısına rağmen derslik kapılarının neden bu kadar küçük olduğuydu. Derslik kapılarının boyutları, geçmişte insanların boyutlarından kaynaklanmadığını gösterir. Burası sadece fen bilimleri değil, aynı zamanda dini eğitimin de verildiği bir yerdi. Kapıların küçük olması, öğrencilerin her girişte kitaba ve hocalarına olan saygılarını göstermek için eğilme gerekliliğini vurguluyordu. Bu, hem kitaba hem de hocalara olan saygının her zaman önemsendiği bir ortamın bir yansımasıydı.
Asırlık Kan İzleri
Sultan Kasım tarafından yaptırılan bu medrese, Kasım’ın adını ve kanını taşır. Kasım’ın ölümü sonrası kardeşi tarafından tutulan yas ve kanlı gömleğinin duvara çarpması sonucu kan izinin duvara işlediği ve yıllarca burada kaldığı rivayet edilir. Bazıları bunu bir efsane olarak görseler de duvardaki kan lekeleri, üzerine su döküldüğünde sanki ilk günkü gibi canlı kırmızı renk aldığı gözlemlenir.

Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti
Bu tarihi medrese, uzun yıllar boyunca korunması ve restore edilmesi için bir aile tarafından özveriyle çalışılmış ve bugünlere taşınmıştır. Bu nedenle Kasımiye Medresesi, günün her saatinde ziyaret edilebilecek bir yerdir. Genellikle ziyaret saatleri 08:00 ile 17:00 arasında olmakla birlikte yaz aylarında yoğunluk yaşandığı için akşam saatlerinde de medreseyi gezmek mümkün olabilir.
Kasımiye Medresesi Ulaşım Bilgileri
Kasımiye Medresesinin adresi: Cumhuriyet, 1711. Sk., Pk: 47100 – Artuklu / Mardin’dir. Bu tarihi medreseye özel araçla ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma veya yürüyerek ulaşmak mümkün değildir. Mardin’e Diyarbakır istikametinden Eski Mardin istikametine doğru ilerleyerek ulaşabilirsiniz. Yeniyol da denilen yolu takip ederek 21 Kasım Şehir Stadyumundan sonra İtfaiye Merkezinin hemen karşısında yer alan yoldan devam etmeniz gerekir. Sağ tarafınızdaki yokuş aşağı olan yoldan devam ederek Kasımiye Medresesine ulaşmanız mümkündür. Medrese çevresinde aracınızı park edebileceğiniz uygun alanlar bulunsa da resmi bir otopark mevcut değildir. Bu nedenle aracınızı park ederken dikkatli olmanız önemlidir.