Ihlara Vadisi, Aksaray ili sınırları içerisinde Kapadokya Bölgesi diye anılan bölgede yer alıyor. Vadinin oluşumu Hasan Dağı’nın asırlar önce patlaması sonucu lav püskürüklerinin katmanlar oluşturmasıyla başlıyor. Aradan geçen onca yıl ve yatak eğimi vadi olan Melendiz Çayı, aşınmalara sebep oluyor ve derin vadinin oluşmasına sebep oluyor. Yer yer 120 metre derinliğe ulaşan bu devasa vadi duvarları yıllarca oluşan aşınmanın izlerini taşıyor. Yaklaşık 14 kilometre uzunluğu olan kanyon görünümündeki vadinin tabanına 397 basamaklı merdivenlerle iniliyor.
Ihlara Vadisi Hakkında Bilgiler
Ihlara Vadisi’ne uçurumdan baktığınızda muhteşem bir manzarayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Vadiden aşağı indiğinizde yeryüzündeki saklı cennete geldiğinizi sanıyorsunuz. Muhteşem bir atmosfere sahip vadi tabanı, kanyon boyunca gizli saklı noktalardaki kilise ve şapeller, evler, mezarlar devasa kayaların oyulmasıyla meydana geliyor. Ihlara Vadisi’nin bugünkü görüntüsünü almasının sebebi olan Melendiz Çayı, ilk çağlarda ‘Kapadokya Irmağı’ anlamındaki ‘Potamus Kapadukus’ olarak anılıyordu.
Vadinin başlangıcı Ihlara, 14 kilometre sonra ise vadinin çıkışı Selimiye’de bulunuyor. 6. yüzyılda başlayan vadi tabanındaki kiliselerin süsleme işlemi 14. Yüzyılın başına kadar sürüyor. Günümüzde bu süslemeler kilise duvarları ve tavanında halen korunuyor ve ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor. Kiliselerin pek çoğunun yer altı şehirleri gibi birbirlerine bağlanan tünelleri bulunuyor.
Vadideki kiliseleri iki ana gruba ayırabiliriz. Vadinin girişi olan Ihlara’ya yakın bölgedeki kiliselerde bulunan duvar süslemeleri, Doğu etkisinde olup Kapadokya’nın genel sanat anlayışından uzak kalıyor. Belisırma bölgesindekilerde ise daha çok Bizans tarzı duvar süsleri kullanıldığı görülüyor. Ihlara Vadisi’nde birkaç da kitabe bulunuyor. Bunlardan biri Belisırma Köyü’ne yakın olan Aziz Geroge (Kıtıkdamaltı) Kilisesi’nde yer alan freskin üzerinde bulunuyor. 13. Yüzyıla ait olduğu düşünülen bu kitabede Selçuklu Sultanı II. Mesud ve Bizans İmparatoru II. Andronikos’un isimleri geçiyor. Selçuklunun hakim oldukları bölgedeki hoşgörülü yaklaşımından bahsediliyor.
İnşa edildiği tarihleri tahmin edilenlerden; Direkli Kilise 976 – 1025 yılları arasında, Pürenli Kilisesi 10. yüzyıl başı ile 12. yüzyıl arasında, Saint Georges Kilisesi 1283 – 1295 yılları arasında, Karanlık Kale Kilisesi 10. Ve 11. yüzyıllar arası, Bahattin Samanlığı Kilisesi 10. yüzyıl ortaları, Sümbüllü Kilisesi 10.yüzyıl ortaları, Direkli Kilise 10.yüzyıl ortaları, Ala Kilise 11. yüzyıl, Çanlı Kilise 11. yüzyıl ve Karagedik Kilisesi 11. yüzyıl başlarında yaptırıldığına dair bulgular bulunuyor.
1924 yılında yapılan nüfus mübadelesiyle Ihlara Vadisi’ne kilise yapımı son buluyor. Vadinin mistik yapısı din adamları ve keşişlerin ibadet yeri olarak seçtikleri mekanlardan oluyor. Bu nedenle Aksaray ili, Hristiyanlar için ilk yıllardan beri önemli bir ibadet merkezi oluyor.
Ihlara Vadisi Gezilecek Yerler
Ağaçaltı Kilisesi: Ihlara Vadisi’nin tabanına inen merdivenlerin hemen sağında bulunan kilise, girişe yakın olduğu için en çok ziyaret edilen kilise oluyor. Ana giriş kapısının toprak altında kalmasıyla kilisenin ikinci katından bir giriş yapılıyor. Ancak eski zamanlarda anlatılan bir hikayeye göre ana giriş kapısı toprak altında kalan kiliseye girebilmek için ağaç dalları kullanılıyor ve bu sebeple kilisenin adı Ağaçaltı Kilisesi oluyor.
Eğritaş Kilisesi: Vadideki en eski kilise olduğu düşünülüyor. Yapımının 9.yüzyılda başladığına dair izler bulunuyor. Hz. Meryem’e ithaf edilen kilisenin duvarlarında aradan geçen onca zamana rağmen çeşitli tasvirlerde duvar resimlerini halen görebiliyorsunuz.
Sümbüllü Kilise: 10. yüzyılda yapıldığı bilinen kilise, vadi girişinin hemen solunda kalıyor. Kilise ismini bölgede yetişen sümbüllerden alıyor. Kilisenin girişi dar bir pencereden olunca unutulmaz deneyimler arasına katılıyor Sümbüllü Kilise turu. İçerisinde Hristiyanlığın simge isimlerinin resmedildiği pek çok fresk bulunan yapı iki katlı olarak inşa ediliyor.
Ihlara Vadisi Yılanlı Kilise: Sümbüllü Kilise’nin karşı yamacında yer alan kilise, içindeki fresklerin işlediği konular ve yapısı bakımından vadideki diğer kiliselerden ayrılıyor. Vadideki diğer kiliselerde genelde İncil’den tasvirler yer alırken, Yılanlı Kilisede öteki dünya ile ilgili betimlemelere de rastlanıyor. Kilisenin yapılış tarihi olarak da 9 ile 12. yüzyıllar arasında olduğu tahmin ediliyor.
Yılanlı Kilise, ismini duvarlarının birine resmedilmiş 8 yılanın dört günahkar kadına saldırdığı betimlemeden geliyor. Betimlemedeki beşinci kadının suçu kitabenin bütünlüğü bozulduğu için anlaşılamıyor. Duvarlarında ‘Son Yargı’, 24 Aziz ve Sivaslı 40 Şehit Portresi de yer alıyor
Direkli Kilise: Bir manastır olarak yapılan bina, altı direk üstüne oturtulan kubbeden dolayı ‘Direkli Kilise’ ismiyle anılıyor. Bizans’a ait çok az kitabelerden biri de bu kilisede yer alıyor. Kilise direklerindeki resimlerin farklı dönemlerde farklı ressamlar tarafından yapıldığı düşünülüyor. Freskler oldukça tahrip olmuş ancak Hz. İsa, havariler ve azizlerin anlatıldığı bölümler seçilebiliyor.
Saint Georges (Kırkdamaltı) Kilisesi: Vadiyi en tepeden gören kilise, Belisırma Köyüne yaklaşık bir kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kilise içerisinde yer alan fresklerde İncil’den tasvirlerin yanı sıra Selçuklu Sultanı II. Mesud da tasvir ediliyor. Bu tasvir II. Mesud’un kilisenin yapımına verdiği desteği kanıtlar nitelik taşıyor.
Karagedik Kilisesi: Geç Bizans üslubu ile tasarlanmış kilise taşlarla örülmüş bir yapı kompleksi şeklinde karşımıza çıkıyor. Dik bir kayaya sırtı yaslanan kilise, kayalıktan düşen taşlar nedeniyle oldukça harap görünüyor. Sağlam kalan kilise duvarlarında birkaç fresk parçasına rastlayabiliyorsunuz.
Ala Kilise: Ala Kilise, Belisırma Köyünün kuzeyinde ve vadinin en doğu yamacında kalıyor. Kaya içine oyulmuş kilise yapısının giriş kısmı da yani dış cephesi de işlemelerle düzeltilmiş olarak ziyaretçilerini karşılıyor.
Bezirhane Kilisesi: Ala Kilisenin hemen yanında yer alan kilise, çok tahrip olduğundan içerisindeki fresklerden pek bir şey anlaşılmıyor. Kiliseye ismini veren bezir yağı bu kilise içerisinde kaynatılıyor. Burada yakılan Zeyrek ve Izgın otlarının isiyle de freskler yapılıyor. 12 veya 13. yüzyıla ait olduğu düşünülen freskler günümüze pek sağlam bir şekilde ulaşmıyor.
Bahattin Samanlığı Kilisesi: Belisırma Köyüne gelindiğinde Melendiz Çayı’nın batı yakasında yer alıyor. İçerisindeki freskler iyi korunmuş durumdalar ve 10. – 11. yüzyıllara ait oldukları düşünülüyor. Eski zamanlarda Belisırma’da yaşayan Bahattin isimli bir köylünün burayı samanlık olarak kullanılmasından alıyor. Duvarlardaki fresklerde pek çok eser tasvir ediliyor.
Batkın Kilisesi (Açıkel Ağa Kilisesi): Vadinin en eski kiliselerinden olan Batkın Kilisesinin Tarihi 8. Yüzyıla dayanıyor.
Derinkuyu Yeraltı Şehri: Ihlara Vadisi’ne uzaklığı yaklaşık yarım saat olan yer, yerin altına doğru 8 kattan oluşuyor. 1967 senesinden bu yana turizm merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Yer altı şehrinin tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanıyor. İlginç olansa buranın dünyanın en eski akıl hastanesi olarak kullanılıyor olması.
Ihlara Vadisi’ne Nasıl Gidilir?
Ihlara Vadisi, Aksaray ilinde yer alıyor ve il merkezine 40 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Özel araçlarınızla bölgeye rahatlıkla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Aksaray – Nevşehir yolunun 11. Kilometresinden sonraki sapağı kullanarak vadiye ulaşım sağlayabilirsiniz. Eğer otobüsle Ihlara Vadisi’ne gitmek isterseniz Aksaray’da günün belli saatlerinde Ihlara Vadisi’ne otobüs seferleri bulunuyor. Ancak otobüsle gitmek biraz yorucu olabiliyor. Aksaray’da bulabileceğiniz turlarla Ihlara Vadisine gitmek sizin için avantajlı olacak yol oluyor. Çünkü turlar Ihlara Vadisi’nin girişi olan Ihlara Köyü’nde yolcularını indiriyor ve vadi sonundaki Belisırma Köyü’nden yolcularını alıyor. Vadinin sonuna kadar gidenler tekrar geri dönmek zorunda kalmıyor. Ayrıca o kadar basamaklı merdivenleri de tekrar tırmanmak zorunda kalmıyorsunuz.