Bir şehir düşünün! Neredeyse bütün şehirlerinde UNESCO’ya girmiş eserler var. Sayamayacağınız eşsiz mekan ve yer var. Masalsı bir şehir, tabii ki de Macaristan.
Macaristan’ın ününü duymayan kimse yoktur. İçerisinde barındığı turistik yerleri say say bitmez. Macaristan’da gezilmesi gereken en iyi yerleri sizin için derledik.
Kaleler, müzeler, büyüleyici tuna nehri ve neoklasik yapılar ziyaretinizi bekliyor. Macaristan ülkesinde en çok ziyaret edilip hoşa giden yer merkezdir. En iyi yapılar ve eserler orada bulunuyor. Macaristan ülkesi 2004 yılında AB’ye katılmıştır bundan dolayı vize almanız gerekiyor. Oraya uçakla gidebilirsiniz fakat tren yolculuğu yaparak gezinize renk katabilirsiniz. Bu masalsı ülkeyi gezmek istiyorsunuz fakat ziyaretçisi olmak istediğiniz yerlerin listesi hazır mı?
Tuna Nehri Heykelleri
Budapeşte’de bulunan heykeller Tuna Nehri’nin farklı bölgelerinde yer alıyor ve şehri birbirine bağlıyor. Bunların eşsizliğini görmeyi sizin de gözlerini hak ediyor.
Heykellerden en popüleri küçük prens (Kiskiralylany) olarak isimlendirilen tatlı bir kız çocuğu heykeli. Laszlo marton isminde ki bir heykeltıraş 1972 yılında 4 yaşında ki kızına bakarak 50 santim uzunluğunda ki heykeli inşa ediyor. Kopyasını Tuna Nehri’nin kıyısında bulmak mümkündür. Gerçeğini ise Magyar Nemzeti Galeria denen yerde bulmak mümkün oluyor. İşin ilginç tarafı ise heykel hakkında bir inanışın olması. Söylentiye göre heykelin dizine dokunan kişiler o andan itibaren şans dolu oluyor.
Chain Bridge’e doğru yürürseniz orada önemli bir heykel daha görürsünüz. Bu heykelin sahibi Macar bir şair olan Atilla Jozsef’tir. Şair bir şizofren hastasıdır. 31 yaşına geldiğinde bir trenin önüne aniden atlayıp canını verir. Bu özel şair, şiirlerinde o dönemde köyde ki insanların çektiği yoksulluğu anlatıyor.
Orada göreceğiniz son heykel Parlamento binasının 250 metre aşağısında kalan Tuna kıyısında ki pabuçlardır. Holokost anıtı isminde 2005 senesinde insanların gösterisine açılıyor. Bu anıt ve heykeller 2. Dünya savaşı esnasında hayatını kaybeden kişilerin anısına açılan bir yerdir.

Parlamento Binası
Parlamento Binası, Budapeşte’de bulunan en görkemli binadır. Bu bina şehrin sembolü niteliğini taşıyor. Ayrıca doğrudan Tuna Nehrine bakıyor. İngiltere ve Almanya haricinde ki en geniş ve büyük Parlamento binası burasıdır. Eğer Macaristana gelirseniz kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz. Giden herkesin hayran kaldığı bir yer.
Chain Bridge (Széchenyi lánchíd)
1849 yılında bu zincir köprü Buda ile Peşte bölgesini birbirine bağlıyor. 2. Dünya savaşı olduğunda bir muharebe de köprü ağır hasar almış fakat aradan dört yıl geçtiğinde Sovyetler birliğinin de zaferiyle köprü tekrar inşa oluyor.
Gerçekten görülmeye değer bir köprü olan bu yeri Macaristan’da gidilmesi gereken yerler listenize ekleyin. Köprüde çok güzel resimler çekebilir ve Macar havasının tadını çıkarabilirsiniz.
Buda Kalesi (Budavári Palota)
Buda kalesi 1265 senesinde yapılıyor ve tamamen müzeden oluşan bir yapısı var. Budapeşte tarih müzesi ve buda kalesini içinde taşıyor. Kalenin bizimle ilişkili olması dikkat çekiyor. 1526 yılında Mohaç adında bir savaş yapılıyor ve Osmanlı kaleyi ele geçiriyor. Bu süreçte Budin ismini alıyor. 1686 yılında Haçlılar burayı ele geçiriyor ve ismini Buda yapıyor. Kalenin arka tarafında çok çok eksi izler ve saray kalıntıları var. Yanı sıra bahsettiğimiz bu kale UNESCO dünya mirasındadır.
Matthias Kilisesi
1015 yılında Macaristan kralı inşa ettiriyor ve burada taç kralların taçları takılıyor. Şuan binanın kalıntıları çok yok. Günümüze kadar gelebilmeyi başaran bina ise şu an düzenleniyor. Çok güzel bir tarihi olan kilisenin restorasyondan sonra ki halini düşünmek bile heyecan verici.
Eger Şehri
Bu şehir, Kuzey Macaristan’ın en büyük 2. Şehri kabul ediliyor. Şehir Termal tesislerle, kalesiyle, Türk mimarileriyle ve kırmızı şaraplarıyla biliniyor. Eğer Macaristan’a gelirseniz bu yerlerle sınırlı kalmayın. Mutlaka Eger Şehrine’de uğrayın. Giden herkesin hayran kaldığı bir yer. Kesinlikle memnun olursunuz.
Özellikle resim çekmeyi seven biriyseniz burada çok güzel fotoğraflar çekip anı biriktirirsiniz. Ailenizle veya dostlarınızla geldiyseniz tadını kat kat hissedersiniz. Gezi olayını iliklerinize kadar hissetmek isterseniz kesinlikle bu yere gitmelisiniz.

Esztergom Şehri
Estergon şehri özellikle kalesiyle tanınan bir şehir. Budapeşte’ye gelenlerin kesinlikle uğradığı bir yer olma niteliğini taşıyor. Buraya geldiğinizde orada ki otobüsleri kullanarak seyahat edebilirsiniz. Küçük bir sınır kenti olan bu yer içerisinde Estergon kalesini barındırıyor. Buraya kadar geldiyseniz mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Dohany Sokağı Sinagogu
Dohany Sokağı Budapeşte’de bulunuyor. Yanı sıra dünyanın en büyük sinagoglarından biri olma özelliğini taşıyor. Dev kubbeleri var ve bu da şehrin önemli öğelerinden bir tanesi durumunda. Kocaman bir Yahudi tapınağıdır. 1859 yılında Ludwig Förster tarafından yapılıyor, kendisi dönemin ünlü mimarlarından biri.
Szentendre Kasabası
Szentendre kasabası şirin evleriyle, sakinliğiyle ve bozulmamış mimarisiyle birlikte muhteşem bir yer. Müzeleri, Barok tarzı yapıları, galerileri ile özel bir ruha sahip. Budapeşte’den 40 dakika uzak olan bu yere kesinlikle gitmelisiniz. Eğer Macaristan’a uğrar ve burayı ziyaret etmezsiniz çok fazla şey kaçırmış olursunuz.
Balaton Gölü
Orta Avrupa’nın en büyük gölü deyince aklımıza gelmesi gereken ilk yer Balaton gölüdür. Balaton kelimesi çamurlu anlamına geliyor. Macaristan’da bir deniz kıyısı yoktur ve bundan dolayı buraya Macaristan’ın deniz kıyısı derler. Yelkencilik, su sporları ve balıkçılık yapıldığı görülür. Gölün çevresi çok geniştir. Oteller ve ülke sakinler bulunuyor. Eğer Macaristan’a giderseniz kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz. Özellikle doğa düşkünüyseniz sizin için harika bir yer konumuna girer.
Balaton Gölü her parçasıyla sizi kendinize hayran bırakabilir. Bundan emin olabilirsiniz. Her baktığınızda doğayı iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir yer. Her daim sizin ziyaretinizi bekliyor, kesinlikle uğramalısınız.

Balıkçı Tabyası (Fisherman’s Bastion)
Balıkçı Tabyası Budapeşte’nin en dikkat çekici yerinden biridir. Bunun bir den çok sebebi var fakat en büyük sebep ülkenin en güzel manzarasının burada oluşudur. Zincir köprü, Tuna Nehri, Margaret Adası, Aziz Stefan Bazilikası, Parlamento binası ve daha aklınıza hangi Macaristan parçası gelirse oraya hâkimdir. Buraya geldiğiniz saydığımız yerlerin her birini görebilirsiniz. Özellikle burayı akşam saatlerinde izlemek çok fazla keyifli.
1902 yılında yaptırılan bu yerin ismi size eminiz ki ilginç gelmiştir. Orta çağ döneminde buranın yakınlarında bir yerde balıkçı pazarı vardı ve bundan dolayı şu an bu isimle anılıyor. Tam olarak gerçek olmada rivayet edilen şey budur.
Mimarisinden bahsetmek gerekirse neo gotik ve Romanesk olarak gösterilen bu yerde tam 7 adet kule bulunuyor. Bu kulelerin elbette bir anlamı var. Macaristan’ın kurulmasında rol oynayan bazı kavimler var. Bu kavimleri temsil eden şey bahsettiğimiz 7 adet kule.
Geçmişte tarihi anlara fazlaca şahitlik etmiş olan bu yer Macaristan’a gelen turistlerin ortak buluşma alanı oluyor. En bilindik yer olarak geçiyor ve kesinlikle buraya gelenler hayran kalıyor. Bir daha asla unutamayacağı anlar yaşıyorlar.
Balıkçı Tabyası diğer adıyla Fisherman’s Bastion UNESCO listesine girmeyi başarmış bir yer. Eğer Macaristan’a giderseniz kesinlikle uğramanız gereken yerler arasındadır.