Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en nadide şehirlerinden olan Mardin, köklü geçmişi ve tarihi dokusu ile görülmeye değer bir destinasyon. Dicle ve Fırat Nehirlerinin sarmış olduğu Mezopotamya Bölgesi’nin değerli bir stratejik konumu olan Mardin, farklı inanç gruplarının hem medeniyet hem de hoşgörü içerisinde yaşadığı eşsiz bir atmosfer olma özelliği taşıyor. Tarihi Milattan Önce 4500 senesine dayanan il senelerce farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış.
Mardin’in ilçelerinde, köylerinde ve sokaklarında gezerken her biri farklı uygarlıklara ait olan yapılara rastlamanız mümkün oluyor. Kiliseleri, camileri, köprüleri, manastırları, kaleleri, otantik evleriyle dikkat çeken bölgeye hayatta bir kere olsun gitmeniz gerekiyor. Sizler için hazırladığımız Mardin’de gezebileceğiniz yerler rehberine göz atarak mutlaka görülmesi gereken yerlere şahit olabilirsiniz.

Mardin Sokakları
Mardin sokakları taş evleri, tarihi yapıları ve etkileyici manzaraları ile adeta zamandan yolculuğa çıkaracak bir alan. Her sokağı tarih kokan alanda tam bir açık hava müzesini andırarak ziyaretçileri etkilemeyi başarıyor. Arnavut kaldırımlarla döşenen ve tek bir insanın geçebileceği aralıkta olan labirent sokaklarında fotoğraf gezileri düzenleniyor. Binlerce yıllık tarihi atmosferinden hiçbir şekilde ödün vermeyen Mardin sokaklarında mutlaka geziye çıkmanızı öneriyoruz.
Mardin sokaklarında bulunan kiliseleri, tapınakları, camileri gezdikten sonra hala kullanılan taş evlerin manzarasına bakmalısınız. Hatta kafe ve restoranlara dönüştürülen taş binalarda mola vererek dünyaca ünlü olan Mardin lezzetlerini tatmalısınız. Çayınızı yudumlayıp, tatlınızı yerken hoş sohbet edebilirsiniz. Mardin gezisinin aklınızda huzurlu ve etkileyici kalmasını istiyorsanız, bahsi geçen sokağı ve sokaktaki güzellikleri mutlaka keşfetmelisiniz.

Midyat
Mardin’in binlerce yıllık tarihi ile dikkat çeken Midyat’ı, en çok ziyaret edilen noktalar arasında bulunuyor. Merkeze 60 km uzaklıkta bulunan bu ilçenin Milattan önce 9. Yüzyılda Asur tabletlerinde adı geçiyor. Bölgeye gelen ilk Süryani Hristiyanların kayalara oyduğu tapınak ve mağara evlerin dışında, yukarı Mezopotamya’nın en değerli manastırı Turabdin platosu burada bulunuyor. Tam bir açık hava müzesini andıran ve adeta tarih kokan sokaklarıyla dikkat çeken Midyat yalnızca ülkemizden değil; dünyadan da milyonlarca turisti kendine çekiyor.
Kürt, Türk, Süryani ve Arap kökenli birçok vatandaşın bir arada yaşadığı Midyat, Mardin’in kültürel mozaiğini görebileceğiniz en güzel rotalardan biri. Anadolu’nun en köklü Süryani Ortodoks Tapınağı olan Mor Gabriel Manastırı, Midyat’ta herkesin görmesi gereken alanlar arasında sayılıyor. Ayrıca ilçe merkezinde muhteşem bir manzara sunan Midyat Saat Kulesi, Hristiyanlar tarafından kutsal sayılarak sıklıkla ziyaret ediliyor. Siz de söz konusu alanlara giderek tarihi ve turistik değerlere şahit olabilirsiniz.

Hasankeyf
Mardin’de mutlaka görülmesi gereken rotalardan olan Hasankeyf, her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret ediliyor. Tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan ilçe etkileyici mimarisi ve dokusu ile görenleri kendine hayran bırakmayı başarıyor. Dicle Nehri kenarında bulunan ve Mezopotamya ile Anadolu’nun arasında geçiş yolu olarak kullanılan Hasankeyf, Osmanlılar, Sümerler başta olmak üzere pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış.
Sıra dışı tarihi alanları, etkileyici atmosferi ve birbirinden güzel mimarileriyle dikkat çeken Hasankeyf, herkesin şahit olması gereken alanlardan. Türkiye’de düzenlenen tarihi ve kültür gezilerinin ilk tercihi olan ilçe, 1982 senesinde doğal yapısının korunması adına sit alanı olarak da ilan edilmiş. Hasankeyf Kalesi’nin surlarından hem bölgenin tarihi yapılarına hem de Dicle Nehri’nin nefes kesen güzelliğine şahit olabilirsiniz.
Artuklu
Mardin’in en büyük ilçelerinden olan tarihi Artuklu, bünyesinde birbirinden güzel ve önemli tarihi yapılara ev sahipliği yapıyor. Her mevsimde tarih ve kültür gezilerinin eksik olmadığı bölgede genelde fotoğrafçılık turları düzenleniyor. Mardin’in en güzel medreselerinden olan Kasimiye Medresesi ve Azizlerden Mor Behram için inşa edilen Kırklar Kilisesi Artuklu’da yer alıyor. Aynı zamanda 19.yüzyılda yapılan etkileyici güzellikteki Çubuk Camii ile 1373 senesinde yapılan ihtişamlı görünümdeki Latifiye Camii Artuklu’da görebilirsiniz. Öte yandan ilin en güzel simgelerden olan Mardin Ulu Cami gibi birçok tarihi güzelliğe burada şahit olabilirsiniz.
Türkiye’nin en güzel medreselerinden olan Zinciriye Medresesi’ni görebileceğiniz Artuklu’da tarihin değerli yapılarından olan Surur Hanı’nda bir mola verebilirsiniz. Artuklu’da eşsiz eserlerin sergilendiği Mardin Müzesi ile Sakıp Sabancı Kent Müzesini de ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda ilçenin labirent sokaklarında yürüyüşe çıkabilir ve eşsiz fotoğraf kareleri çekilebilirsiniz.

Nusaybin
Mardin’in en büyük ve kalabalık ilçelerinden olan Nusaybin, Suriye sınırına yakın bir konumda ve tarihi ipek yolu üzerinde bulunuyor. Binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olan bu ilçenin her köşesinde başka bir hazine yatıyor. Sümerlerden başlayan uzun tarihinde Akad, Babil, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar, Emeviler, Romalar, Eyyübiler, Abbasiler gibi birçok uygarlığın izleri bulunuyor.
Hristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemlerde değerli eğitim merkezi durumuna gelen Nusaybin’de birçok tarihi yapı bulunuyor. Milattan Sonra 150 senesinde inşa edilen Mor Yakup Kilisesi ve Mor Evgin Manastırı burada yer alıyor. Bunun dışında Hz. Muhammed’in torunlarının türbelerinin de yer aldığı Zeynel Abidin Camii, Nusaybin’de mutlaka görmeniz gereken yapılar arasında bulunuyor. Kulesinden eşsiz manzaralar izleyebileceğiniz Aznavur Kalesi de Nusaybin’e giden herkesin ziyaret etmesi gereken noktalar arasında yer alıyor.
Dargeçit
Mardin’in merkezine 110 km uzaklıkta bulunan Dargeçit, Milattan Önce 4.yüzyılda inşa edilmiş. Bugün bakıldığında Hristiyan inancını benimseyen Süryaniler ile Zerdüşt inancında olan Kürtlerin beraber yaşadığı bir ilçe. Burada dinlerin beraber barış içerisinde yaşadığına net bir şekilde şahit olabiliyorsunuz. Süryanilerin kurduğu Protestan, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin yanında muhteşem camilerin sıralandığı Dargeçit, oldukça rağbet görüyor.
Bugün harabeye dönmüş olan ancak 17.yüzyılın en değerli ticaret merkezlerinden sayılan Süryani Çarşısı da gezginlerin mutlaka görmesi gereken duraklardan.
Dargeçit’in merkezinde tek gözlü ve yuvarlak kenarlı olan yapılan 18.yüzyıl yapımı olan Dargeçit Köprüsü, gezi esnasında uğranması gereken noktalar arasında bulunuyor. Aynı zamanda restore edilse de orijinalini yansıtan Mor Kuryakos Kilisesi, eşsiz güzelliği eşliğinde gezi yapılabilecek Sığ Su Barajı mutlaka görülmesi gereken noktalar arasında bulunuyor. Dargeçit’in taş evleri ile süslü olan sokaklarında yürüyüşe çıkabilir, eşsiz fotoğraf kareleri çıkarabilir ve molanızda şehrin yöresel lezzetlerini tadabilirsiniz.
Turabdin Platosu
Hristiyan keşişlere bir dönem ev sahipliği yapan ve Süryanilerin kutsal yeri olan kabul edilen Turabdin Platosu, Mardin gezisinde mutlaka uğranması gereken rotalar arasında bulunuyor. Rehberli doğa ve tarih turu gezilerinin dışında, ülkemizin dört bir yanından fotoğraf safarilerinin de düzenlendiği büyüleyici plato, yukarı Mezopotamya alanında konumlanıyor. Buranın ismi, antik kitaplar içerisinde Hizmetkarlar Dağı olarak da anılıyor.
Milattan Önce 400 senesinden itibaren bu alanda yapılan 80’e yakın manastırla eşsiz bir hazineye sahip olan Turabdin Platosu, Midyat ilinin üzerine kurulduğu nokta olarak da dikkat çekiyor. Mardin ile Nusaybin yolunun üstünde tarihi İpek yolu noktasında bulunan plato, görenleri etkilemeyi başarıyor. Arkası Anadolu Dağları’nın sıra dışı manzaralarını içerirken ön tarafı büyüleyici Mezopotamya Ovası ile çevrili olan Turabdin Platosu görülmeye değer. Bugünlere kadar varlığı korumuş taş mimarili manastırları görebileceğiniz Turabdin Platosu’nda ve Mezopotamya Ovası’nda sıra dışı fotoğraf kareleri çıkarabilirsiniz.