Güney Batı Afrika topraklarında yer alan, batı sınırı Atlantik Okyanusu olan Namibya Cumhuriyeti, Güney Afrika’da yer alıyor. Zambia, Angola, Botswana ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile çevriliyor. Zimbabve ile sınırı bulunmuyor ancak Zambezi Nehri, yaklaşık 200 metre kadar bir kısmıyla iki ülkeyi en yakın oldukları noktadan birbirinden ayırıyor. Namibya uzun yıllar bağımsızlık savaşı veriyor ve 21 Mart tarihinde Güney Afrika’dan bağımsızlığını ilan ederek ayrılıyor. En büyük şehri olan Windhoek, aynı zamanda ülkenin başkentliğini de yapıyor.
Namibya Hakkında Bilgiler
Ülkenin ismi, topraklarının büyük bir çoğunluğunu kaplayan Namib Çölü’nden geliyor. Bağımsızlığını kazandığı dönemde ülke içindeki farklı toplumlar arasında ayrışma olmaması için, ülke adının ortak bir paydada buluşması gerektiğinden Namib Çölü’nün ismi uygun görülüyor. Ülke toprakları, uzun yıllar sömürgeye maruz kaldığından bu topraklarda yaşayanların ana dili İngilizce oluyor ve bağımsızlık ilan edildikten sonra da ülkenin resmi dili olarak ortak paydadaki İngilizce seçiliyor. Namibya nüfusu yaklaşık olarak 2,1 milyon kişiden oluşuyor. Ülkede tarım, hayvancılık, turizm, elmas, uranyum, altın, gümüş gibi madenlerin çıkarım faaliyetleri faal şekilde yürütülüyor. Namibya ekonomisinin temelinde madencilik işleri bulunuyor.
Namibya topraklarının büyük çoğunluğu çöllerden oluşuyor. Batısında Namib Çölü, doğusunda ise Kalahari Çölü yer alıyor. Ülkedeki çok kurak iklim şartları az miktardaki topraklarında tarım yapmayı zorlaştırıyor. Namibya halkı, yağışın az olduğu bölgelerde daha çok hayvancılık faaliyetleriyle öne çıkarken yağışların görece fazla olduğu bölgelerde ise çiftçilik faaliyetleri yaparak geçimlerini sağlıyorlar.
Geniş ülke topraklarına rağmen az bir nüfusa sahip olan ülkede nüfus yoğunluğu, görece yağışın fazla olduğu kuzey kesimler ile şehir merkezlerinde bulunuyor. Ülkenin güney toprakları verimsiz ve yağışın az olduğu bölgeler olduğundan nüfusun sadece %7’lik kısmı buralarda yaşıyor. Namibya insanlarının yaşam kalitesi bakımından, Afrika Kıtası içinde kalitesi en yüksek 8. ülke oluyor.

Namibya’da siyahlar ve beyazlar arasındaki ayrışma çok keskin olmasa da yine de farklı mahallelerde yaşayarak bu ayrışmayı gösteriyorlar. Namibya’nın yerel halkı muhafazakar aile yapısına sahip olup, gösterişsiz ve açık olmayan giysiler tercih ediyorlar. Bölgeyi gezmeye gidenler, yöre halkından izinsiz fotoğraflarını çektiğinde sert bir tepkiyle karşılaşıyorlar. Ancak kim olsa aynı tepkiyi verebilir. Her nereye gidilmiş olursa olsun insanların özel alanlarına ve çevreye saygılı olmaya devam edilmeli. Namibya’da bir tane festival düzenleniyor. O da her yıl mart ayında kutlanan Almanların meşhur bira festivalli olan Oktoberfest. Uzun yıllar boyunca Almanların himayesinde yaşayınca ister istemez kültürlerinden etkileniyorlar.
Namibya’da Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Vahşi yaşam ve insanların neredeyse bir arada yaşadığı bölgede, safari turları düzenlenerek vahşi yaşam yakından tanıklık ediliyor. Gezinizin bir bölümünde safari yapmak isterseniz de bunun için tur düzenleyen pek çok şirket bulunuyor. Onlardan biri size yardımcı olacaktır. Namibya’nın çölleri ve vahşi yaşam alanları görmeye değer manzaralar sunuyor. Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz:
Etosha Ulusal Parkı: Park deniliyor ama gözünüzğn alamadığı büyüklükteki savana, uçsuz bucaksız haliyle sonsuz bir yermiş hissi uyandırıyor. 22.000 km2 büyüklüğe sahip olan bu ulusal park UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Etesho Tuzlasındaki vahşi yaşam hayatını gözlemlemek macera tutkunlarının en sevdiği aktivite oluyor.
Swakopmund: Namibya’nın en büyük ikinci şehri olan Swakopmond, çöldeki bir vaha gibi Atlas Okyanusu’nun kıyısında sizi karşılıyor. Palmiyeler ile süslenmiş güzel bir sahile sahip olan şehirde, sömürge döneminden kalma tarihi binalar bulunuyor. Kendine has bir tarzı olan şehirde deniz, kum ve güneş üçlüsünün tadını çıkarabiliyorsunuz.

Namib Naukluft Ulusal Parkı: Namib Çölü’nde yer Alan ulusal parkta yer yer sarı kumullar, yer yer de kırmızı kumullar bulunuyor. Değişik renkteki bu kumullar görsel şölen sunuyor. Afrika antilobu (oryx), sırtlan, zebra, babun, 200 çeşit kuş türü ve daha pek çok canlıya ev sahipliği yapıyor. Parkın en popüler alanı Namib Çölü oluyor.
Fish River Canyon: Fish River, 650 km uzunluğu ile Namibya’daki en uzun nehir unvanına sahip oluyor. Dünya çapındaki kanyonların derinliği bakımından en derin kanyonların ikincisi de Namibya’da yer alıyor. Fish River Canyon 550 metre derinliği ile muhteşem manzaralar sergiliyor.
Lüderitz: Almanların sömürgesinde uzun yıllar yaşayan Namibya’nın, şehirlerinin silüetlerinde Alman esintilerini görmemize sebep oluyor. Atlantik Okyanusu kıyısındaki şehrin yapıları, Alman ekolü olan Wilhelmina Art Deco mimari tarzıyla yapılıyor ve pek çoğu günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşıyor. Bölgede yaşayan dev flamingoları görmeyi isterseniz Lüderitz Yarımadasına geçebiliyorsunuz.
Kolmanskop: Namibya’daki belki de en kıymetli şehir olan Kolmanskop, elmasları ile ünleniyor. 1908 senesinde bir demiryolu işçisi olan Zacharias Lewala’nın kumların içinde parlayan bir şey görmesiyle başlıyor şehrin elmas serüveni. I. Dünya Savaşı’na kadar 1000 kilogramdan fazla elmas bulunan şehirde yüzeyde elmas bulmak zorlaşınca, güneyde kalan Oreanjemund şehri yeni elmas kenti oluyor. Kolmanskop aradan geçen yıllarda giderek boşalıyor ve artık kimsenin yaşamadığı hayalet bir şehir oluyor.
Caprivi Strip: Doğa meraklısı iseniz, bir kuş gözlem merkezi olan bu yer tam size göre. Capvari Strip, kuş gözlem alanları düşünüldüğünde Afrika’daki merkezler arasında ilk 10’da yerini alıyor.

Namibya Mutfağından Yöreye Özgü Lezzetler
Yerel kabilelerin mutfaklarında İngiliz, Afrika ve Alman esintileri gözlemleniyor. Sebze, meyve ve yemişin çok kullanıldığı yerel kabile mutfaklarında avcılıkla elde ettikleri etler de önemli bir yere sahip oluyor. Timsahtan buffalolara kadar pek çok hayvan yerel kabilelerin mutfağında kendine yer buluyor. Ülkedeki tarımsal faaliyetler sınırlı olduğu için mutfakları pek gelişememiştir. En çok tütsülenmiş et tüketiyorlar. Avokado, muz, portakal, mandalina, ananas, fıstık, domates, fasulye, patates, kivi, soğan, kereviz, mısır, buğday, darı, ve pirinç yetiştiriciliği yapılıyor ve yemeklerde bu malzemeler kullanılıyor.
Namibya’ya Nasıl Gidilir?
Türkiye’den Namibya’ya direkt uçak seferi bulunmuyor. Aktarmalı olarak da Frankfurt, Cape Town ve Johannesburg üzerinden uçuşlar bulunuyor. Türkiye’den Namibya’ya gidebilmek için yaklaşık 17 saatlik bir uçak yolculuğu sizi bekliyor. Ancak bu yolculuk süresinin içinde bekleme süreleri olsa da oluşabilecek rötarlar göz önüne alınarak yolculuğa başlamalısınız.

Namibya’ya gidebilmek için vize alınması gerekiyor. T.C. diplomasi ve hizmet pasaportları olanların 180 gün içinde 90 günü geçmemek kaydıyla Namibya ziyaretlerinde vize muafiyetleri bulunuyor. Vize alma işlemleri uzun sürüyor. Bunun sebebi; Namibya’nın Türkiye’de bir konsolosluğunun bulunmaması. Vize alabilmek için Berlin’de bulunan Namibya konsolosluğuna pasaportunuzu ve vize evraklarınızı göndermeniz gerekiyor. Bu işlemi bir kurye aracılığı ile yapabiliyorsunuz.
Namibya vizesi için gerekli evraklar; geçerlilik süresi en az 6 ay olan ve en az 3 sayfası boş olan pasaport, doldurmuş olduğunuz 2 adet vize başvuru formu, pasaportun fotoğraflı sayfasının 1 adet fotokopisi, son 6 içerisinde çekilmiş 2 adet biyometrik fotoğraf, sağlık sigortası belgeleri, son 3 aya ait banka hesap dökümleriniz, gidiş – dönüş Namibya uçak biletleri, Namibya’da konaklayacağınız yerin rezervasyon bilgileri ve yatırdığınız vize ücretinin dekontundan oluşuyor. Bu belgeleri eksiksiz ve hatasız şekilde tamamlayıp Berlin’e gönderdiğinizde vize başvurunuz hemen kabul ediliyor.