Paris her daim yeryüzünün en romantik kentlerinden biri olarak görülmüştür. Paris banliyöleri ile beraber yaklaşık 12 milyon nüfusa sahiptir. Kent merkezinin ise yaklaşık 2.3 milyon nüfusu bulunmaktadır. Sen Nehri etrafına kurulmuş olan şehir Avrupa kıtasının en popüler noktalarından biridir. Paris’te bulunan pek çok mimari oluşum UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunmakta. Kentte yapılan Monmartre’den Quartier Latin’e dek uzun akşamüstü yürüyüşlerde, en güzel Orta Çağ ve Roma eserlerinin bir kısmı görülüyor. Adeta bir açık hava müzesi olan Paris dünyanın en çok ziyaretçi kabul eden şehirlerinden biridir. Başkentte Celtic izleri pek fazla görülmese dahi şatafatlı mimari oluşumlar sizi Notre Dame Katedralinin tamamlandığı 13. yüzyıla geri döndürüyor. 19. yüzyılda, modern Paris’i yükseltmek için Baron Haussmann’a atanan Napolyon ile birlikte büyük bulvarlar ve parklar ile bugünkü kentin temelini oluşturuyor. Şehrin uluslararası şöhrete ulaşmasının sebebi neo klasik mimari tarzı ve bu etki ile şekillenmiş moda ve sanatıdır.

Paris’in eski kent merkezlerini, sessiz mezarlıklarını ve efsane büyüklükteki parklarını keşfe çıkmanın en güzel yolu yürüyüş yapmaktır. Çok sayıda turistle yoğun bir kent olan Paris, özgünlüğünü korumuş Montmartre ya da Champs-Elysées başlangıç turu için ideal noktalardır. Trend atmosfer yakalamak isteyenler için ise Le Marais, Quartier Latin ve antik Canal St-Martin doğru seçim olacaktır. Ayrıca sanat galerileri, müzeler de size eşsiz bir Paris turu için yardımcı olacaktır. Modanın kalbi ve lükslüğün top noktası olarak bilinen şehrin simgesi olan Eyfel Kulesi adını, inşa ettiren Fransız mimar Gustave Eiffel’den alır. En popüler turistik mekanlarından Eyfel Kulesi, bir senede yaklaşık 6 milyon ziyaretçi ağırlıyor. 2002 senesinde toplam ziyaretçi sayısı 200 milyona ulaşmış. Eyfel Kulesi 1887-1889 senelerinde Gustave Eiffel tarafından, Fransız Devrimi’nin 100. yıl organizasyonlar adına yapılan Expo 1889 Paris fuarının bir giriş kapısı olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş. İşin aslı Eyfel kulesinin tasarımını yapan Gustave Eiffel değil, Maurice Koechlin’in isteği üzerine tasarımını yapan Stephen Sauvestre’dir. Meslektaşı mimar Emile Nouguier ile beraber ilk tasarımları yapılan kulenin, 7.739.401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel’in tahmininden 1 milyon frank fazlaymış. 1889 senesindeki açılış zamanından önceki 5 ay içerisinde 1,9 milyon turist ve yerli halk Eyfel Kulesine gelince, 1889 yılının son aylarına kalmadan toplam yapılan masrafın büyük bir kısmı karşılanmış. Yaklaşık 2 yıl boyunca 3.000 işçi tarafından 18bin adet demir parçayı bir araya getirilmiş. Kulenin yapımı esnasında hiç ölümlü kaza olmamış olması, o zamanın şartlarında etkileyici bir durum olmuş. Şehirde Eyfel Kulesinin yanı sıra pek çok gezilecek tarihi yer bulunuyor. Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali, Pantheon ve Sacre Coeur Bazilikası Paris’te gidip görmeniz gereken en kıymetli turistik noktalardan sadece birkaçı Fakat bilmeniz gereken Notre Dame Katedrali’nin çatısı 2019 yılında gerçekleşen yangından dolayı çöktüğünden şu anda ziyaretçiye kapalı durumda. Diğer Avrupa ülkelerine nazaran Paris daha güvenli bir şehirdir. Dünyanın en büyük otellerine sahip olan Paris’te her cebe uygun otel de bulmak mümkün. Fransız mutfağının tüm seçeneklerini Paris’teki kafelerde bulmanız mümkün. Paris’te kahvaltı denince akla ilk gelen kahve-kruvasan ikilisidir. Ayrıca soğan çorbası, salyangoz ve midye ile yapılan yiyecekler de ilgi çekiyor. Bahar aylarında havanın serin, yaz aylarında ılık ve nemli olan şehirde genelde hava soğuk. Yaz aylarında Paris’te Fransa Açık Tenis Turnuvası gibi pek çok organizasyon düzenleniyor. Fransızlar ağustos ayında kendi tatillerini planladıklarından bir çok mağaza ve özel müze kapalı olabilir.

Paris’in Tarihi
Paris’in kuruluşu, kentin günümüzde minik bir kısmını oluşturan Seine’de yerleşik hayata geçen Kelt kabilesine dek uzanıyor. M.Ö. 250’li senelerde ilk yerleşimlere şahit olunmuş ve burası 200 yıl sonrasında Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir. Zaman içerisinde gelişerek Lutetia ismiyle anılmaya başlanan Paris, şimdiki ismini 4. yüzyılda almıştır. Paris, takip eden zaman diliminde pek çok uygarlığın egemenliği altına girmiş ve Viking istilaları ile başa çıkmaya çalışmıştır. 11. yüzyıldan itibari ile ekonomik ve kültürel alanda gelişmeye başlayan Paris, Avrupa’nın en büyük noktalarından biri haline gelmiş. Seine kıyısına yapılan rıhtımlar sayesinde şehrin önemli bir ticaret merkezine evrilmesinde önü açılmıştır. Günümüz tarihinde müzeye çevrilmiş olan Louvre Kalesi ve ünlü Notre Dame Katedrali de bu dönemlerde inşa edilmiş.
1338 yılında Fransa ve İngiltere arasında olan Yüzyıl Savaşları ve 1348’de başlayan Kara Veba şehrin ihtişamını yerle bir etmiş. Şehir ilerleyen yıllarda çıkan isyanlar ve İngiliz sömürgesinin etkisiyle büyük bir yara almış. Paris tekrar Fransız hakimiyetine girdiğinde, Rönesans döneminin de sayesiyle toparlanmaya başlamış. Kentin simgesi haline gelen birçok ünlü mimari yapı ve anıt bu dönemde inşa edilmiş. 18. yüzyılın sonlarında Paris; zenginliği, kültürü ve sanat tarihi ile ilgi çekici bir yer haline gelmiş. Fakat İngiltere ile devam eden mücadeleler, zamanla yerini fakirliğe bırakmış ve 14 Temmuz 1789’da Fransız İhtilali gerçekleşmiş. İhtilalden bir süre sonra yönetime gelen Napolyon, Avrupa Savaşları’nın önünü açmış. 1889 yılında ise kentin günümüzdeki en büyük simgesi olan Eyfel Kulesi inşa edilmiş. 20. yüzyılda dünya savaşlarıyla mücadele eden Fransa, Naziler tarafından işgal edilmiş ve bir başka yıkıma şahit olmuş. Tüm herşeyin ardından tarihi ve kültürel geçmişi ile yeniden toparlanmaya başlayan kent, 21. yüzyıla geldiğinizde tekrar dünyanın en görkemli şehirleri arasında yer almış.

Paris Hakkında Bilinmeyenler
Paris’in en ilgi çekici yapısı hiç şüphesiz 1889 yılında inşa edilen ve sonrasında şehrin simgesi haline gelen Eyfel Kulesi! Her yıl yerli ve yabancı pek çok ziyaretçi Eyfel Kulesi’ni ziyaret ediyor. Paris’in zarafeti, mimari detayları, tarihi yapıları ve atmosferi herkesi çabucak etkilemeyi başarıyor. Yılın her ayında ayrı güzelliklere sahip olan Paris, romantik atmosferi ile “Aşıklar Şehri” olarak da biliniyor. Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali ve Palais Garnier gibi pek çok göz alıcı tarihi yapı Paris’te yer alıyor. Kentin birçok yerinde tüm heybetiyle misafirleri karşılayan bu tarihi yapılar, eşsiz bir Orta Çağ atmosferi sunuyor. Bu sebepten tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkmak isterseniz, Paris’te bu yapıları ziyaret edebilirsiniz. Fransız mutfağından pek çok ürün ve yöresel lezzetler de Paris’in en net özellikleri arasında. Çeşitli kruvasanlar, makaronlar ve peynirlerin yanı sıra, birçok yöresel lezzet de Paris’te bulunan restoran ve kafelerde ziyaretçilerin görüşüne sunuluyor. Tüm bu özellikleri ile şehir, her yıl pek çok turistin ziyaret ettiği bir popülarite merkezi olarak ön plana çıkıyor. Yeryüzündeki en güzel şehirler arasında bulunan Paris, pek çok kişinin gezi listesinde en üst sıralarda bulunuyor. 200’den fazla tarihi müze, yüzlerce tarihi eser ve opera binaları ile Paris, misafirlerine eşsiz bir tatil deneyimi yaşatıyor. Paris’i ziyaret etmek isterseniz Şanzelize Caddesi’nde alışverişe çıkmanızı ve Versay Sarayı gibi tarihi mekanları keşfetmenizi öneriyoruz.