Kuzey Sentinel Adası, Hindistan’da yer alıyor. Adaya girişler yasak. Adada bulunan yerli halk, bu zamana kadar medeniyetle tanışmadıkları için oldukça vahşi bir yaşam sürüyorlar. Bengal Körfezi’nde Andaman Ada grubundan olan Kuzey Sentinel Adası, gür ormanları ve sahilleriyle muazzam tabiatını koruyor. Ada halkı, ada topraklarında bir yabancı görmeye dayanamıyor. Tutumları o kadar sert ki bir yabancı gördüklerinde anında infaz ediyorlar. Adanın yakınından geçen helikopter ve uçaklara bile ateşli oklar ve mızraklarla saldırıyorlar. Yerel kabilelerin bu tutumu, dışarıdan hiçbir müdahale ve rahatsız edilmek istemediklerini gösteriyor.

Kuzey Sentinel Adasının Tarihçesi
Ada halkının bölgeye yaklaşık 60.000 yıl önce Afrika ve Asya’dan göç eden insanlarla birlikte geldikleri ve o zamandan bu yana adada, modern dünyadan izole bir şekilde yaşadıkları düşünülüyor. Ada ve üzerinde yaşayan yerli halkı hakkında çok az şey biliniyor. Bu gizemli ada NASA tarafından fotoğraflanıyor. 1771 yılında Britanyalı araştırmacı John Ritchie, geçerken adada ışık gördüğünü not ediyor. 1880 yılının ocak ayında Maurice Vidal Portman, adaya gidiyor ve araştırma amaçlı 6 tane ada yerlisini Port Blair’e götürüyor. Dış dünyayla hiçbir bağlantısı olmayan yerli halkın bağışıklığı düşük olduğundan hastalanıyorlar. Araştırma amaçlı getirilen yerli halktan biri kadın biri erkek, iki kişi ölünce kalanlar da hediyelerle beraber adaya geri götürülüyor. Ada yakınlarında karayan oturan bir geminin kazazedelerini adaya sokmayıp üstüne taş ve oklarla saldırıyorlar. 1981 yılında gerçekleşen olayda Panama bandıralı gemi, Kuzey Sentinel Adası açıklarında karaya oturunca, gemidekiler kurtarılmayı beklerken adanın yerli halkı tarafından saldırıya uğruyorlar.
2004 yılında Hint Okyanusu’nda meydana gelen deprem ve tsunamiden etkilenmiş olabileceği düşünülen yerli halka, depremden 3 gün sonra helikopter ile yardım götürülmek isteniyor. Yerli halk kendisine yardım getiren helikoptere ateşli ok ve mızraklarla saldırıyor. Bu olaydan sonra Hindistan hükümeti, adaya girişleri yasaklıyor. Hindistan Hükümeti adada yaşayan yerli kabilelerin tüm yabancıları düşman olarak gördüklerini düşünüyor. Adanın tamamı ‘Girişe Yasak Bölge’ ilan ediliyor.
26 Ocak 2006 tarihinde meydana gelen elim olayda, talihsiz iki balıkçı kanunsuz şekilde balık avlanırken botlarının Kuzey Sentinel Adası’na yanaşması sonucu ada yerlileri tarafından öldürülüyorlar. Talihsiz balıkçıların cesetlerini kumsalda bırakan yerli halk, cesetleri almaya gelen helikoptere de saldırıyor. Bu tarihten sonra adaya ne seyahat ne de araştırma yapmak için ayak basan kimse olmuyor.

Kuzey Sentinel Adası Gibi Giriş Yasak Olan Başka Bölgeler Var Mı?
Dünyanın dört bir yanında farklı sebeplerle girilmesi yasak bölgeler bulunuyor. Bunlardan bazıları;
Heard Adası Volkanı – Avustralya: Antarktika ve Madagaskar arasında yer alan ada, politik olarak Avustralya’ya bağlı bulunuyor. Adada aktif halde iki volkan olması adadaki yaşam belirtilerini yok ederek toprağı çoraklaştırıyor. Adanın tamamı volkanik patlamalar sebebiyle yıkık dökük bir görüntü veriyor. Bölge insan eli değmemiş tamamen doğal ve hassas olduğu için, adanın yapısı ve çevresi bozulmasın diye Avustralya hükümeti tarafından adaya girişler yasaklanıyor. Ayrıca adaya en yakın konumda bulunan merkezden, yaklaşık 2 haftalık gemi yolculuğu ile adaya ulaşıldığı düşünülürse adanın tehlikeli ve zorlu bir yer olmasını garipsememek gerekiyor.
Poveglia – İtalya: Venedik ve Lido arasında bulunan adanın, hiç de iyi bir ünü bulunmuyor. 14. yüzyılda tüm dünyaya etki eden bubonik veba hastalığına yakalananların, karantina kolonisi olarak yapılıyor. Veba hastalığına yakalananlar o dönemde büyük bir ateş yakılarak diri diri bu ateşte yakılıyor. Adanın adı sonraki süreçte de pek iyi anılmıyor. Belli bir süre sonra adaya kurulan psikiyatrik hastane, doktorların hastaları üzerinde işkence uygulamasıyla gündeme geliyor. 1992 yılında hastaneye dönüşen adada bir doktor hastaları üzerinde güya araştırma amaçlı işkenceli deneyler yapıyor ve pek çok hastanın ölümüne yol açıyor. Uzun yıllar hastalarına bu işkenceleri uygulayan doktor, hastalarının ruhlarını görmeye başladığını sanınca aklını yitirip, adadaki çan kulesine çıkıyor ve düşüyor. Uzmanlara doktorun ölüm sebebinin düşmesi değil, düştükten sonra topraktaki sisin onu boğması olduğunu düşünüyorlar. Rivayetlere göre de topraktaki sisin doktorun öldürdüğü hastalarının ruhları olduğuna inanıyorlar. Biraz ürpertici olsa da adayı görmek isteyenler için 2014 senesinde adanın turizme açılıp açılmaması konusu tartışılıyor ancak olumlu sonuç çıkmıyor. Adaya girişler halen yasak.
Lascaux Mağaraları – Fransa: Lascaux Mağarası, UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınarak korunan bölgelerin başında geliyor. Mağaranın tarihi oldukça eski ve mağara duvarlarındaki resimler yaklaşık 17.300 yaşlarında. 1963 yılında ziyarete kapatılan mağaralar, mağara duvarlarındaki tarihi resimlerin yapısının korunması amacıyla girişi yasak bölgelerden biri oluyor. Yalnızca güvenlik görevlilerinin girişine izin veriliyor, o da kısıtlı sürelerle. Birkaç dakika mağaraları kontrol edip çıkıyorlar güvenlik görevlileri.
Yılan Adası – Brezilya: Ada, Brezilya’nın Sao Paulo şehrinden 33 kilometre uzaklıkta yer alıyor. ‘Dünyanın en tehlikeli yeri’ unvanına sahip olan ada, binlerce ölümcül yılan türüne ev sahipliği yapıyor. Adaya girişin yasak olmadığı dönemlerde, adadan muz toplamak isteyen bir balıkçı yılanların saldırısına uğrayarak feci şekilde can veriyor. Brezilya hükümeti bu olaydan sonra adaya girişleri yasaklıyor. Adaya kaçak girişlerin olmaması için Brezilya ordusu bölgede belirli aralıklarla devriye atıyor. Adaya giriş izni sadece yılanlara nasıl yaklaşması gerektiğini bilen araştırmacılara veriliyor. Araştırmacı da kendi başına adaya gidemiyor, mutlaka yanında bir doktor götürmesi gerekiyor.
Area 51 – ABD: Bölgenin varlığı Amerika tarafından kabul edilmiyor. Bir onaylama ya da ret yanıt alınamıyor. Bölgede nasıl bir faaliyet yürütüldüğüne dair pek çok spekülasyon bulunuyor. Bir rivayete göre Amerikan üsleri tarafından silah ve hava araçlarının test edildiği söyleniyorken bir diğer rivayete göre de bölgede bir uzay gemisinin düşmüş olduğu ve orada araştırmaların devam ettiği yönünde. Her halükarda tek bir sonuca ulaşılıyor; bölgeye sivil halkın girmesi kesinlikle yasak.
Vatikan Gizli Arşivi – Vatikan: Katolik kilisesine dair pek çok bilginin yer aldığı arşivlerde yüzlerce yıllık bilgi, belge ve mektuplar bulunuyor. Vatikan mahzenlerinde saklanan arşive ulaşmak imkansız. Sadece özel izinli araştırmacılar, arşivin belirli bölgelerine girebiliyor ve orada da bakıp bakamayacakları belgeler sınırlı sayıda oluyor. Sıradan sivil insanların Vatikan Gizli Arşivi’ne girişleri kesinlikle yasak.
Qin Shi Huang Anıt Mezarları – Çin: Çin’in kurucusu ve ilk imparatoru olan Qin Shu Huang’a ait anıt mezar yaklaşık 2000 yıldır bir piramidin altında saklanıyor. Anıt mezarın içeriğine dair bir bilgi bulunmuyor. Çin hükümeti tarafından araştırma amaçlı bile olsa kazı çalışması kesinlikle yasaklanıyor.
Pravcicka Brana – Çek Cumhuriyeti: Avrupa’da bulunan en büyük kum taşı heykeli olan Pravcicka Brana, 1982 yılına kadar turist ziyaretlerine açık bulunuyor. Kemeri görmeye dünyanın dört bir yanından insan akın ediyorlar o dönem. Hükümet bu kalabalığın kumtaşı heykelinin yapısını bozabileceği düşüncesiyle 1982 yılında bölgeye girişleri yasaklıyor. Turistler kum heykelinin olduğu bölgeye gidebiliyorlar ancak yaklaşmak yasak.
North Brother Adası – ABD: New York’ta bulunan ada terk edilmiş bölgelerin en ünlülerinden. Eski zamanlarda salgın hastalıklı insanların kapatıldığı bir hastane bulunuyor adada. Günümüzde insan erişiminin olmadığı adayı kuşlar ele geçirmiş görünüyor.